10 Kişiden dokuzuna göre iklim krizi tehlikeli
Yuvam Dünya Derneği’nin açıkladığı Türkiye’de İklim Krizi Algı Araştırması’nın 2023 yılı sonuçlarına göre, her 10 kişiden dokuzu iklim değişikliğinin gelecek nesiller için tehlike arz ettiğini dile getiriyor.
Yuvam Dünya Derneği, Türkiye’de İklim Krizi Algı Araştırması’nın 2023 yılı sonuçları açıklandı. Konda Araştırma ve Danışmanlık işbirliğiyle, Birleşik Ödeme ve Secure Future desteği ile gerçekleştirilen araştırma ile toplumun iklim değişikliğine dair bilgi seviyesine, görüşlerine ve davranışlarına yönelik hazırlandı. Araştırma kapsamında iklim değişikliğiyle mücadele konusunda toplumun halihazırdaki durumu, farkındalık, kırılganlık, sorumluluk ve pratikler konu başlıklarında değerlendirildi.
Yuvam Dünya tarafından Ekim 2022’de gerçekleştirilen araştırma ve Ocak 2023’te sonuçlanan rapora göre çevre sorunu denince toplumun en çok aklına gelen sorunlar hava kirliliği, çevre ve doğa kirliliği, çöp ve atık sorunu olurken; her 4 kişiden 3’ünün aklına “kirlilik” sorunu geliyor. Toplumun diğer pek çok kesimi gibi her 10 gençten dokuzu iklim değişikliği konusunda bireysel olarak sorumluluk alması gerektiğine inanıyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE SAĞLIK ALANI İLİŞKİLENDİRİLDİ
İklim değişikliği ile bu yıl en çok ilişki kurulan olaylar hava kirliliği, afetlerin artması ve olağandışı mevsim olaylarının çoğalması yer alıyor. Bu yıl gerçekleştirilen araştırmada ilk kez sorulan sorulardan biri ise sağlık alanı ve çeşitli hastalıklarla iklim krizinin ilişkilendirilmesi oldu. Sonuçlara göre toplumun yarısından fazlası gıda ve beslenme sorunlarının yaygınlaşması, solunum yolu ve kalp damar hastalıklarının kötüleşmesi, su ve taşıyıcı hayvanlar aracılığıyla bulaşan enfeksiyonların artması gibi durumları iklim kriziyle ilişkilendiriyor. Her 10 kişiden yalnızca 2’si ise iklim krizinin kaza ve yaralanmalarla ilişkili olacağını düşünüyor.
GIDAYA ERİŞİM ZORLAŞTI
Kırılganlık başlığı altında önümüzdeki iki yılda “başlarına gelebilme ihtimali en yüksek iki olayı ve bu olaylar başlarına geldiği takdirde diğer kişilere kıyasla ne kadar zorlanabilecekleri” sorusu bu yıl da yöneltildi. Geçtiğimiz yıla kıyasla yüzdelik olarak en çok artan durum gıdaya erişimde zorlanmak. Her 10 kişiden 3’ü iki yıl içinde gıdaya erişimde zorlanabileceğini düşünüyor. Geçen yıla göre daha az kırılgan hissediliyor.
TOPLUM İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDA ENDİŞELİ
İklim değişikliği konusundaki endişe seviyesini, kişilerin kendi hayatları ve gelecek nesiller için ne kadar tehlikeli buldukları da araştırma konularından biriydi. Her 10 kişiden 8’i iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu, her 10 kişiden 9’u iklim değişikliğinin gelecek nesiller için tehlike arz ettiğini, her 10 kişiden 7’si de iklim değişikliğinin kendi hayatları için tehlike arz ettiğini dile getiriyor. Toplum iklim değişikliğinden gelecek nesillerin daha fazla etkileneceğini düşünüyor.
BİREYSEL SORUMLULUK ALINMALI
Paris Anlaşması’na taraf olan ülkeler arasında yer alan Türkiye’nin anlaşma çerçevesinde takip etmesi gereken iklim hedefleri bulunuyor. İklim krizi ile mücadele kapsamında başta tarım, enerji, turizm ve ulaştırma sektörlerinde olmak üzere tüm sektörlerde gerçekleşecek dönüşüm büyük önem taşıyor. İklim hedefleri doğrultusunda bireylerin de sorumluluk almaları bir diğer önemli alan. Araştırmaya göre sorumluluk başlığı altında iklim değişikliğinin çözülmesi konusunda her 10 kişiden 9’u bireysel olarak sorumluluk alması gerektiğini düşünüyor.
Saha çalışmaları 21-23 Ekim 2022 tarihlerinde gerçekleştirilen Yuvam Dünya Türkiye İklim Krizi Algısı Araştırması,Türkiye’de 75 ilin merkez dahil 327 ilçesinde 15 yaş üstü yetişkin nüfusu temsil eden 2215 kişiyle yapılan görüşmelerle ele alındı. Araştırma kapsamında görüşüne yer verilen kişilerin %3’ü 15-17 yaş aralığında iken, %33’ü 18-32 yaş aralığında, %32’si 18-32 yaş ve %32’si 49 yaş üzeri kişilerden oluşuyor.
Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Pınar Kocabıyık, “Türkiye, iklim krizinin etkilerinin en fazla görüldüğü bölgelerden biri olan Akdeniz Havzası’nda yer alıyor. Özellikle son yıllarda orman yangınları, kuraklık, seller ve sel baskınları gibi doğal afetlerin sıklaştığı ve bu krizin etkilerinin Türkiye’de daha da belirgin hale geldiği görülüyor. Araştırma kapsamında farkındalığımızın yüksek olduğunu, diğer bir yandan toplumda iklim krizinin olumsuz etkilerinden haberdar olan kesimin bu etkilere ve bireysel olarak neler yapabilecekleri hakkında bilgi eksiklikleri olduğunu görüyoruz” dedi.
Kocabıyık şunları söyledi: “İklim krizini durduracak olan bireysel ve toplumsal olarak bakış açımızın değişmesiyle yaşayacağımız kültürel bir dönüşümdür. Bu dönüşümü de ancak geniş katılımlı bir toplumsal farkındalık ve kapsamlı bir iletişim sayesinde yapabiliriz. Sürdürdüğümüz bu araştırmalar yaşadığımız toplumun, farklı düşünce, yaş ve eğitim kategorilerindeki insanların iklim krizine bakışlarını anlamamız konusundaki en iyi araçlar olarak bize yardımcı oluyor.”
KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır “Gerek ülkemizin kurumları gerekse tüm dünyadaki kurumlar ve organizasyonlar maalesef iklim krizinin büyüme hızından daha yavaş aksiyon alıyorlar. Yerkürenin karşılaştığı bu var olma krizine karşı gerek küresel politikalar gerek ulusal kurumlar ve kurallar oldukça yetersizdir. Şunu da belirtmeliyim ki son dönemlerde iklim krizi farkındalığı yaratmak için bireylere yüklenen sorumlulukları da açıkçası adil bulmak güç. Buna rağmen bireylerin önlem almak, davranış değiştirmek konusundaki istenci oldukça yüksek” diye konuştu.
“HÂLÂ UFAK ÖNLEMLERLE İKLİM KRİZİNİN ÖNLENEBİLECEĞİ DÜŞÜNÜLÜYOR”
Yuvam Dünya Derneği Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Levent Kurnaz ise şunları söyledi: “Rapor sonuçlarında görünen, ne yazık ki ciddi bir kesimin hâlâ ufak önlemler ve küçük değişiklikler ile iklim krizinin etkilerinin önlenebileceği kanısını taşıdıkları ve bu değişiklikleri de başkalarının yapmasını bekledikleri yönünde. Bunun en çarpıcı göstergelerinden biri, ‘Sorumluluk almalı mısınız?’ sorusuna ‘Evet’ cevabı verenlerin, ‘O zaman krizin etkilerini azaltmak için siz de günlük yaşamınızda şu değişiklikleri yapın’ dendiğinde çekimser kalıyor olmaları. Yuvam Dünya İklim Krizi Algı Araştırması bizlere söylemlerimizde ve eğitimlerde hangi noktaların üzerine daha fazla eğilmemiz, hangi konulara daha fazla önem vermemiz gerektiğini açıkça gösteriyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.