8000 yıllık mezarda kurduyla gömülen çocuk bulundu
Finlandiya’da bir mezar, kurdu ile birlikte gömülen çocuğu gün yüzüne çıkartarak tarihe ışık tuttu.
Kayıp Dalga'nın Science Alert'ten çevirdiği haberde şimdilerde Majoonsuo olarak bilinen bir bölgede, yaklaşık 8.000 yıl önce Finlandiya’da yaşamış bir Taş Devri topluluğu büyük bir acıyla karşılaştı: Bir çocuğun ölümü. Yapılan incelemeler, onun için hazırladıkları mezarın ihtişamını ortaya koyuyor: tüy, kürk ve nadir bitki türlerinin lifleriyle dolu bir mezar.
Çalışma, organik maddelere ait parçaların mezarda binlerce yıl boyunca nasıl korunabileceğini ortaya koyuyor.
Helsinki Üniversite’sinden arkeolog Kristiina Mannermaa bu durum için şu ifadeleri kullandı:
“Kullanılan yöntem, Finlandiya’da bulunanlar dahil, birkaç bin yıllık mezarlarda dahi tüy ve kürk izlerinin bulunmasının mümkün olduğunu gösteriyor.”
Asırlar önce var olmuş kültürleri anlamak, parçalarının çoğu kaybolmuş bir yapbozu tamamlamaya çalışmaya benzer. Elimizde yalnızca zamanın yıkımından kurtulmayı başarmış parçalar vardır ve genellikle organik maddeler bu parçalar arasında yer almaz. Bu durum özellikle Finlandiya gibi toprak asitliğinin fazla olduğu ve bu tür maddeleri bozduğu yerlerde yapılan çalışmalar için geçerlidir.
Ancak Helsinki Üniversitesi’nden bir arkeolog olan Tuija Kirkinen’in yönettiği yeni araştırma, ölüyle gömülen narin organik malzemeye ait izlerin binlerce yılın ardından tespit edilebileceğini gösteriyor.
Mezar orman içinden geçen asfaltlanmamış bir yol üzerinde, yolun soluk renkli çakıllarıyla uyuşmayan kızıl rengi sayesinde keşfedildi. Bu durum eski bir defin geleneğinin işaretçisiydi: Tarih öncesi çağlarda demir zengini toprak törensel ve sanatsal amaçlarla pek çok yerde kullanılırdı. Keşfin üzerine alanın zarar görmesi ihtimaline karşı hemen arkeologlardan oluşan bir ekip kazı çalışmaları için bölgeye gönderildi.
ÇOCUK MEZARI TOPRAK ANALİZİ İLE İNCELENDİ
Mezardan elde edilenler oldukça kısıtlıydı. Kemikler çoktan çürümüş ve 3-10 yaşları arasında bir çocuktan geriye yalnızca birkaç diş kalmıştı. İki kuvartz ok ucu ve diğer bazı nesneler mezarın MÖ 6.000 yıllarından kalma olduğunun belirlenmesini sağladı.
Ancak mezardaki toprak, neredeyse tamamen çocuğun gömüldüğü orijinal topraktı ve bu yeni bir çalışma yöntemini mümkün kıldı: Toprak analizi.
Araştırma ekibi, toprakla içindeki organik materyali su aracılığıyla ayırdı. Sonrasında ise elde ettikleri materyalin ne olduğunu belirlemek için mikroskobik inceleme yöntemleri kullandılar.
Çıkartılan sonuç epey etkileyici. Elde edilen bitki lifleri, ısırgan otu veya söğüt gibi bazı bitkilerin iç kabuğundan yapılmış sak lifleriydi . Bu malzeme pH değeri düşük Fin topraklarında oldukça kötü korunur; bugüne kadar Fin topraklarında aynı devirlere tarihlenen yalnızca bir adet başka sak lifi keşfi yapıldı.
Geriye yalnızca mikroskobik kalıntılar kaldığından bu bitki liflerinin mezarda ne işinin olduğunu söylemek pek mümkün değil ancak bir ağ, halat veya ipe ait oldukları tahmin ediliyor.
Mezarda Bitki Parçaları ve Hayvan Kalıntılarına Rastlandı
Mezarda bitki parçalarının yanı sıra hayvanlara ait bazı maddeler (24 mikroskobik tüy örneği) de bulundu.
Araştırmacılar, bulunan kuş tüyü kalıntılarının Finlandiya’da bulunmuş en eski tüy örnekleri olduğunu ifade ediyor. Parçalardan yedisi; ördek, kaz ve kuğuları içeren bir su kuşu takımına ait. Bunlar, kuş tüyü ile doldurulmuş parka benzeri bir giysiden kalmış olabilir veya çocuğun üzerine konulması için mezar zeminine serilmiş olabilirler.
Diğer bir tüy kalıntısının ise bir şahine ait olduğu belirlendi. Bu çocuğun giysisini süslemekte kullanılmış bir aksesuar veya mezarda bulunan oklardan kalmış olabilir.
Son olarak mezarda çoğu tanımlanamayacak kadar bozulmuş 24 memeli kılı kalıntısı bulundu. Ancak ekip, mezarın ayak ucundaki tüylerden üçünün bir tür köpek ya da kurda ait olduğunu tespit etti. Araştırmacılar, bunların ona ölümden sonrasında eşlik etsin diye çocukla birlikte gömülmüş bir kurda ya da köpeğe ait olabileceğini düşünüyor.
Bununla birlikte, mezarda hayvan dişi bulunmamış olması, kılların çocuğun defin giysisinden kalmış olmasının daha olası olduğunu da gösteriyor. Çocuğun, kurt derisinden yapılma botlarla gömülmüş olması da olasılıklar arasında.
Her ne kadar detaylar oldukça belirsiz kalsa da çalışma bu kadar az materyalden mezar hakkında normal şartlarda hiç öğrenilemeyecek türden verilere ulaşmayı başardı. Bu durumdan yola çıkan araştırmacılar, bu türden bir toprak analizinin her arkeolojik mezar kazısında uygulanması gerektiğini ve bunun bir hayli faydalı olacağını belirtiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.