Alman endüstriyel otomasyon sistemleri üreticisi Becker’in Türkiye CEO’su Volkan Kebir, Türkiye’nin ihracatında en az %45 paya sahip olan Avrupa Birliği ile ilişkilerin kopmasının, ekonominin üzerinde ciddi bir hasar bırakacağını söyledi.  2015 sonu verilerine göre 144 Milyar Dolar ihracat içinde AB ülkelerinin 64 Milyar Dolar ile %45’lik paya sahip olduğuna dikkat çeken Kebir, buna karşılık Şangay İşbirliği Örgütü üyesi 7 ülkeye yapılan ihracatın 9.6 Milyar Dolar ile %7’lik paya sahip olduğunu hatırlattı. Türkiye’nin AB ve ŞİO üyesi ülkelerle olan dış ticaretini resmi rakamlar eşliğinde değerlendiren Kebir, şöyle dedi: “Halen ŞİO üyesi olan Çin, Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’a yaptığımız yıllık ihracat 9.6 Milyar Dolar düzeyinde. Gelecek yıl ŞİO üyesi olacak Hindistan ve Pakistan’ı da eklersek ihracatımız 10.5 Milyar Dolara ulaşıyor. Buna karşılık 9 ülkeden yaptığımız ithalat 53.5 Milyar Dolar… Bu rakam içinde aslan payını enerji ithalatı oluşturuyor. Bu ülkelerle olan dış ticaretimizde yaklaşık 43 Milyar Dolar açık veriyoruz.  Buna karşılık 28 AB ülkesine 64 Milyar Dolar ihracat yaparken, 78.6 Milyar Dolar ithalat yapıyor ve 14.6 Milyar Dolar dış ticaret açığı veriyoruz. Üyesi olmak istediğimiz ŞİO ile olan dış ticaret açığımız, AB’den üç kat fazla. Bir de bu üyeliğin gerçekleşmesini ve Çin mallarının Türkiye’ye sıfır gümrükle hiçbir engel olmadan girdiğini düşünelim. Bana göre doğru tercih AB’dir.”

GÜMRÜK BİRLİĞİ

REVİZE EDİLMELİ”Türkiye ile AB arasında devam eden Gümrük Birliği’nin 20 yılı geride bıraktığına dikkat çeken Volkan Kebir, üçüncü ülkelerle yapılan Serbest Ticaret Anlaşmaları gibi Türk ekonomisinin aleyhine işleyen mekanizmalarda revizyona gidilebileceğini, ancak AB ile üyelik müzakerelerinin tamamıyla dondurulmasının Türk ekonomisine büyük zarar vereceğini söyledi.  

Becker Türkiye CEO’su, sözlerine şöyle devam etti:

“Sayın Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci, Gümrük Birliği’nin revizyonu konusunda geçen yılın Mart ayında AB yetkilileri ile ortak bir çalışma başlatmıştı. Elbette aleyhimize işleyen süreçlerin lehimize çevrilmesi için bizler de iş dünyası olarak elimizden gelen çabayı göstermeliyiz. Ancak son tahlilde AB’nin seçeneğinin Şangay İşbirliği Örgütü olmadığını söylemeliyiz. Ayrıca 1952’den bugüne NATO üyesi olan Türkiye’nin, ŞİO üyeliğinin pratikte de mümkün olmadığını düşünüyorum.”