ACİL SERVİSİN MARKASI DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi Acil Servisi, verdiği hizmet ve doktor kadrosuyla ülkenin en iyileri arasında yeri almakta...
İzmir’in acil servis hizmetinde öncü bir kent olduğunu belirten DEÜ Hastanesi Acil Servisten Sorumlu Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Yanturalı, “Yaklaşık 24 yıl önce kurulan Acil Tıp Anabilim Dalı’mız ve acil servisimiz acil tıbbın markası olarak kabul ediliyor” dedi.
Türkiye’deki ilk Acil Tıp Anabilim Dalı’nı kuran Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), acil servis uygulamaları ve kalitesiyle dikkat çekiyor. Gün içinde çok sayıda hastaneden sevk alan acil serviste 36 araştırma görevlisi ve 6 öğretim üyesiyle günde yaklaşık 400 hastaya hizmet veriliyor. DEÜ Hastanesi Acil Servisten Sorumlu Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Yanturalı, Türkiye’de ilk Acil Tıp Anabilim Dalı’nın Üniversitemizde kurulduğunu belirterek, kuruluş aşamasını anlattı. Yanturalı, “Acil tıp hizmetlerinin daha iyi seviyelere getirilmesi amacıyla Prof. Dr. Namık Çevik ve Dr. John R. Fowler öncülüğünde ülkemizin ilk Acil Tıp Anabilim Dalı olarak 1993 yılında kuruldu. Yaklaşık 24 yıldır aktif olarak devam ediyor. Üniversitemizde bu konuda Türkiye’de bir marka haline geldi. Buradan uzman olan arkadaşlarımız başka üniversitelerde bu bölümü kurdular. İzmir acilin başkenti, Üniversitemiz ise acil tıbbın markası olarak kabul ediliyor.” diye konuştu. Yanturalı ayrıca, DEÜ Hastanesi’nin birkaç yıla yayılan yapısal yenileme projesi olduğunu, Acil Servis’in ise 15 Mart 2018 tarihinde yenilenme çalışmalarına başlanacağını dile getirdi.
YÜZDE 60’I ACİL DEĞİL
DEÜ Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ersin Aksay, gün içinde ortalama 400 hastanın acil servise başvurduğunu ve hastaların yaklaşık yüzde 60’ının aslında acil servis hastası olmadığını söyledi. Aksay, “Genellikle işinden izin alamayan insanların iş çıkışı saatlerinde poliklinik hizmeti alamadıkları için acil servislere başvuruyorlar. Buradaki temel sorun aslında insanların birinci basamak sağlık sistemini iyi kullanamaması. Aile hekimliğinden, hastanelerin polikliniklerinden hizmet alamayan hastalar bize başvuruyor” diye konuştu. Ekim 2017 tarihinde Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı istatistiğe göre tüm Türkiye’deki poliklinik muayenelerinin yüzde 39’unun acil serviste yapıldığını belirten Prof. Dr. Ersin Aksay, “Acil servislerin hayatı tehdit eden yaralanmalar, organ eksiklikleri, felç, trafik kazası gibi durumlara müdahil olması gerekirken, baktığımız hasta gurubunda bu profil daha az. Poliklinik sayılarının artırılması, aile hekimliğinin kullanılması acil servisleri rahatlatacak etkin çözümler olacaktır” ifadelerini kullandı.
ACİL SERVİS HASTANENİN VİTRİNİDİR
Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Atilla, acil servise olarak özellikle diğer hastanelerden yoğun sevk aldıklarını, akademik bir acil servis olukları için gelen hastaların yoğun tedavi gerektiren vakalar olduğunu anlattı. Dünya standartlarında, ulusal, bilimsel ve etik değerler içinde hizmet verebilmenin önemine vurgu yapan Atilla, “Türkiye’de 140 milyona ulaşan bir acil servis başvurusu oldu. Bundan biz de etkilendik, kendimizi adapte etmeye çalıştık” dedi. Acil tıbbın hastane öncesinde başlayarak, ilk yardım, 112 ambulansı ve acil servisle devam ettiğini anlatan Atilla, şöyle konuştu:
“Neredeyse bütün bir sağlık sisteminin özetini acil serviste görmek mümkün. Acil serviste iyi bir hizmet verebiliyorsanız, bu aslında sizin hastanede ne kadar iyi hizmet verdiğinizi gösterir. Gerek hastanenin gerekse o ilin hastane öncesi sisteminin ne kadar iyi çalıştığının göstergesi. Bu konuda DEÜ hastanesi iyi bir örnek.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.