Aday adayı Kınay: İzmir'in doğa ile uyumlu daha yaşanabilir bir kent olmasını hedefliyorum

Aday adayı Kınay: İzmir'in doğa ile uyumlu daha yaşanabilir bir kent olmasını hedefliyorum

TMMOB önceki dönem Çevre Mühendisleri Oda Başkanı Helil İnay Kınay, milletvekili aday adaylığı sürecini, hedeflerini ve İzmir'e dair görüşlerini gazetemizle paylaştı.

ASYA YAŞARİKİZ / MEDYA EGE - Helil İnay Kınay, İzmirlilerin kent mücadelesinden tanıdığı TMMOB önceki dönem Çevre Mühendisleri Oda Başkanı. Kınay, şimdi CHP’den milletvekili aday adayı.

Memur bir ailede büyüyen Kınay, yaşamının çoğunu farklı şehirlerde geçirmiş, bu sürede de hep İzmir’de okumayı ve yaşamayı hayal etmiş.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nde çevre mühendisliği bölümünü kazanarak hayaline kavuşan Kınay, 23 yıl kamuda çalışmış. TMMOB ÇMO İzmir Şubesinde 10 yıl yönetim kurulu üyeliği, 10 yıl şube başkanlığı görevi yaparak yürüten Kınay, merkezi ve yerel yönetimler, meslek odaları, sektör kuruluşları, çeşitli platformlarda ortak çalışmalar yürütmüş.

Çevre ve kent suçlarına karşı mesleki, hukuki ve toplumsal mücadelelerin içerisinde yer alan

Kınay’la milletvekili aday adaylığına giden süreci ve İzmir’e dair fikirlerini konuştuk.

helil-inay-kinayjpeg-03-06-2022-09-28-59.jpeg

İZMİR SORUNLARIYLA BÜYÜYOR

Yıllardır kent mücadelesinin içinde yer alan Kınay, İzmir’in özellikle son yıllardaki kentleşme sürecinde, hızlı yapılaşma, nüfus artışı, çok katlı yapılaşma ile birlikte, altyapı, yeşil alan sosyal ve kültürel alanlara, ulaşım gibi ihtiyaçlarının artarak sorunları da büyüyen bir kent olarak olduğunu dile getiriyor.

İzmir’in kent bütünü ile birlikte değerlendirilmesi ve yönetilmesi gerektiğine işaret eden Kınay, “Bu kapsamda yeni planlamalar ve kentsel dönüşüm süreçlerinde bütünsel, üstyapısı ile çevresel altyapısı, yeşil alanları. sosyal ve kültürel ihtiyaçları ulaşım ve diğer kentsel ihtiyaçların birlikte hayata geçtiği bir süreci yaşamamız gerekiyor” diyor.

İzmir’in iklim krizinin etkilerine karşı dirençli bir kent olması gerektiğini söyleyen Kınay “Bir taraftan kentin gelişme alanlarında sürdürülebilir, yaşanabilir kentler yaratmak, bir taraftan mevcut alanlarda altyapı eksikliklerini tamamlayarak kenti dirençli hale getirmek gerekiyor. Deprem gerçeği ile yaşayan kentimizde; öncelikli olarak en riskli alanlardan başlayarak bütün kente dair planlamalar yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum” diyor.

5b151c2cae7849229cfa8600.jpg

DİRENÇLİ KENT İZMİR

İzmir’in mevcut yapılaşma yükünün gerektirdiği altyapı ihtiyaçlarını aynı hızda tamamlayamadığına işaret eden Kınay şöyle konuşuyor: “Bu süreçte yerel yönetim ve merkezi yönetimin birlikte çalışması ve planlamaların kentte yaşayanların hakları ve güvenliğinin korunmasında öncelik alınması gerekiyor. Kentin yapı stoğu, Zemin özellikleri, kentsel altyapı sistemlerindeki olumsuzlukların acilen yönetilmesi gerekiyor. bugün depremden, yağmura doğa olaylarının kent içerisinde afete dönüşmesi noktasındaki hata ve yanlışların afetle karşılaşmadan önlem alınması en önemli aşama. İzmir kenti de dirençli olabilmek için kentsel dönüşüm süreçlerinde de sürdürülebilirlik ve dirençliliği bütünün içerisinde değerlendirmek, mevcut alanlarda yapısal önlemlere ilişkin çalışmalara öncelik vermek zorunda. Kentte altyapının güçlendirilmesi yeşil alanların arttırılması, doğa ile uyumlu çözümlerin hayata geçirilmesi dirençliliği de artıracak süreçleri Diğer taraftan yapısal dirençliliğe dair çalışmaların yanı sıra, kentte yaşayanların da afet ve diğer faktörlere karşı dirençli olması için toplum direncinin de arttırılması ve kentte yaşayanlara dair planlama yapılması gerekiyor.”

Milletvekili aday adaylığı sürecindeki amacını sorduğum Kınay, soruyu şu cümlelerle cevaplıyor: “Amacım benim için söylenecek çok söz, yapılacak çok işin içerisinde olduğu bir konu. aynı zamanda yaşama bakışım. Yaşamım boyunca eşitlik , adalet ve özgürlüğü savundum. Seçtiğim meslekten, yaşam biçimime doğadan, toplumdan, adaletten yana oldum. Nereden gelirse gelsin haksızlığın karşısında durdum. Her canlı için eşit, adil, özgür, çağdaş , emekten, doğadan yana aydınlık bir yaşam ve ülke özlemim var. Mücadelemi de bu yönde yürütüyorum.”

KADIN MÜCADELESİ

Türkiye’de yürütülen kadın mücadelesi hakkındaki görüşlerini merak ettiğim Kınay, kadınları “göğün yarısı” olarak nitelendirerek “Kadınlar, ekoloji mücadelesinde de, yaşam mücadelesinde de her zaman önlerde yer aldılar. Yaşadığımız haktan, adaletten, liyakattan, bilimden toplumdan uzak yönetim anlayışı ilk olarak kadınları hedef aldı. Kadınlar üretiyor, büyüyor, direniyor. Bu sistem kadınları baskı altında tutmak, yok saymak adına her türlü zorbalığa da izin verdi. Bugün kadına yönelik her türlü baskının, kadın cinayetlerinin, taciz, tecavüz, şiddetin her geçen gün arttığı bir dönemde, kadının haklarının elinden alınmak istendiği, yok sayıldığı bir süreci yaşıyoruz. Kadının toplumsal yaşamda öncelikli, eşit ve vazgeçilmez haklarla donatmak için mücadele ediyoruz. Üretimde, paylaşımda, toplumsal yönetim, eğitim ve sağlıkta insan olarak değerimizin ortaya konulduğu bir yaşam inancımız var. Kadınların yaşamın her alanında, olduğu gibi siyasette de yönetim süreçlerinde de emeğini, varlığını, gücünü büyütmesi gerekiyor” cümleleri ile mücadeleye işaret ediyor.

İzmir için en çok neyi önemsediğini sorduğum Kınay, “İzmir çocukluğumdan itibaren üniversite hayatımı geçirmek istediğim, üniversite öğrenimim ile birlikte evim olan, köklendiğim, aşık olduğum, yaşamımı kurduğum şehrim. Bir devlet memuru ailenin yaşamı tayinlerle ve şehir değişiklikleri ile geçen çocuğu olarak hayatımı kurduğum evim ve geleceğim olan şehir. Bu kentin tarihine, kültürüne, doğasına, geçmişten geleceğe uzanan yolculuğunda özgür, mutlu, havası, suyu, toprağı denizi ile doğa ile uyumlu daha yaşanabilir bir kent olmasını hedefliyorum” diyor.

ALİAĞA TÜMÖRÜ

Aliağa İzmir için, fosil yakıtlı termik santrallarından, gemi söküm tesislerine, çevreyi ve halk sağlığını tehdit eden büyük bir unsur. Peki Aliağa tümörü nasıl alınır? Yüksek Çevre Mühendisi Kınay, yıllardır mücadele ettikleri Aliağa’nın çevre ve halk sağlığı sorunu haline geldiğini düşünüyor.

Bölgedeki kontrolsüz sanayileşme, çevresel kirlilik yükü yüksek tesisler, kapasite artışları ile birlikte çevre kirliliği ve yarattığı sorunların da büyüdüğünün dile getiren Kınay “Bölgenin çevresel kirlilik tespitine yönelik olarak İBB tarafından TÜBİTAK ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ortaklığında gerçekleştirilen güncel değerlendirmelerde bu kirlilik yükünün aşılmış olduğu bilimsel verileri le de ortaya kondu. bu noktada yıllardır dile getirdiğimiz gibi Aliağa’da mevcut kirlilik yükü ve taşıma kapasitesine ilişkin iyileştirmeler yapılmadan yeni faaliyet ve kapasite artışlarına izin verilmemesi gerekiyor. Bölgedeki tüm faaliyet ve taleplerin bütünsel olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Diğer taraftan kamusal planlama, yönetim ve denetimin en etkili mekanizma olması gerekirken, iktidarın yürüttüğü politikalar ile kamusal yapılanmanın da içi boşaltıldı. Aliağa ile ilgili çözüm noktasında da mevcut durumun rehabilitasyonu, yeni yüklere izin verilmemesi, bölgedeki mevcut tesislerin kamusal denetiminin güçlü ve etkin yapılması gerekiyor” diyor.

Kınay son olarak iktidarın 20 yıldır ürettiği politikaları ise “Bilimden, doğadan, kamudan, uzmanlıktan, liyakattan, ahlaktan uzak yürüttüğü politikaların, hayatımızı enkaz altında bıraktı” cümleleri ile yorumluyor.

MİLLETVEKİLİ ADAYLIĞI

Kınay son olarak milletvekili aday adaylığı sürecini şu cümlelerle ortaya kokuyor; “Enkazın altında kalan yaşamımızı yeniden kurmak, hak ettiğimiz yaşama ulaşmak için çok önemli bir seçime giriyoruz. Bu dönemde uzman, liyakat sahibi, kamudan ve doğadan yana çözümleri üretecek vicdanlı insanların omuz omuza olması gerektiğine inandığım için, bir çevre mühendisi, bir kadın, bu kentin, bu ülkenin, çocuklarımızın geleceği için mücadele eden bir birey olarak, kent ve ülke için yürüttüğüm mücadeleyi büyütmek, sesini çıkaramayanların sesi, mücadeleyi büyütmek isteyenlerin gücü olmak için İzmir milletvekili adayıyım.”

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.