Adriyatik kıyısında bir cennet "KARADAĞ"
Fırsatlar ülkesi mi? B planı mı?
Son dönemde, internette sıkça karşılaşılan reklamlarda, “B planı” olarak sunulan, AB’ye girmeye en yakın ülke olan Karadağ (Montenegro), çok genç bir ülke, düşük vergi oranı, doğal güzellikleri ile bir cazibe merkezi. Gerek iş dünyası açısından, gerekse yeni bir başlangıç yapmak isteyen Türkler açısından çalışma ve oturma izinlerinin alınması ve vatandaşlık konusunda en popüler ülke.
Ülkenin en önemli geçim kaynağı turizm. Muhteşem turizm destinasyonlarına sahip Karadağ, Yugoslavya’nın dağılması sonrasında, Sırbistan-Karadağ olarak bir süre devam ettikten sonra, 3 Haziran 2006’da bağımsızlığını ilan etti. Henüz 12 yaşındaki bu ülke, neden Türklerin cazibe merkezi oldu? Bu konuyu, uzun yıllardır Karadağ’da yaşayan İlker Taş’la konuştuk.
İlker bey, önce sizin hikayenizle başlamak istiyorum. Ne zaman Karadağ’a gittiniz? Sizi oraya götüren sebep neydi?
Ben İzmir’de yaşıyordum. Burada sağlık otomasyon sistemleri üzerine bir şirketim vardı. 2001 krizinde ilk darbeyi yedim. İş yaptığım yerlerden paramı alamadım. O dönemde krizden etkilenen geniş kitleler gibi ben de yara aldım, sıkıntılar yaşadım. Yeniden toparlandım ve yeniden başladım. Ancak, ekonomik istikrarsızlık ve belirsizlikler, bürokratik zorluklar ve iş yapmanın giderek zorlaşmasıyla yeni bir arayışa girdim. Karadağ’da sıfırdan yeni bir hayat kurmaya karar verdim. Sadece iş hayatı da değil, eşim ve çocuklarım da benimle geldiler. Bugün, iyi ki gelmişim diyorum. Çok da uzun süre olmadı ancak, burada hatırı sayılır bir çevre edindim.
Karadağ’da iş ve çalışma koşulları nasıl?
Karadağ’daki koşullar, özellikle işçiler için çok iyi. Yani fazla mesai diye bir kavram yok desem yeridir. 4 saat çalışması gerekiyorsa, 4 saatten 1 dakika fazla çalıştıramazsınız. Bir de tabii, Karadağlılar tembellikleriyle de övünebilen, kendileriyle barışık insanlar. Çalışma koşulları, Türkiye’ye göre çok iyi.
Bürokrasisini, Türkiye bürokrasisi ile karşılaştırdığınızda, benzeyen / benzemeyen tarafları neler?
Türkiye’nin 20 yıl önceki hali diyebilirim. Ama buna rağmen, çözüm odaklı düşünüyorlar ve yabancılara karşı da iyiler. Bürokrasi her yerde bürokrasidir. Ama Karadağ, genç bir ülke, 12 yıl önce bağımsız oldu. Bu nedenle kemikleşmiş, hantal bir bürokrasiden söz edemeyiz.
Türkiye’den kimler geliyor, Karadağ’a? Bir sınıflandırma yapabilir misiniz?
Türkiye’den 3 tip insan Karadağ’a geliyor. Bunlardan birinci grup; Yatırım yapıp, hayatını burada sürdürmek isteyenler. İkinci grup; Bir B planına sahip olmak isteyenler. Üçüncü grup da, ne yazık ki, ; Türkiye’de işletmecilik yapmış, piyasayı da işletmiş olup şimdi gözünü buraya dikenler. Bu üçüncü grup çok tehlikeli tabii ve Türklerin bu ülkedeki itibarını da zedeleme kapasiteleri var.
Karadağ’da iş yapmak isteyen kişilere ve şirketlere ne önerirsiniz?
Benim yegane önerim, yazı ve kışı burada yaşasınlar, her hangi bir yatırım yapmadan önce. Acele etmesinler, doğru kişilerle çalışsınlar. Her söylenene inanmasınlar, araştırsınlar.
Vergi oranları ve ortalama maliyetler nasıl?
Vergi anlamında Karadağ bir vergi cenneti konumunda. %9 Kurumlar vergisi var. KDV ise biraz yüksek %21. Ama bu da değişkenlik gösterebiliyor. Kazandığınız paradan %9 devlete vergi veriyorsunuz.
Özellikle önerebileceğiniz sektörler var mı?
Turizm ülkesi Karadağ. Hem yaz hem de kış turizmi revaçta. Başkent Podgorica’nın yukarısı kış kayak turizmi ve güneyi deniz, kum güneş ve tarih yani yaz turizmi. Bu nedenle, turizm sektörü, inşaat, sanayii gibi sektörlerde yatırım yapılabilir.
Karadağ’a giden Türkler hangi işleri yapıyorlar? Sayısı aşağı yukarı nedir?
Türkler daha çok, restoran ve tekstil üzerine çalışıyorlar. İnşaat sektörünü de eklemek gerekir.
Karadağ’da yatırım yapmak isteyenlere nasıl bir hareket tarzı önerirsiniz?
Daha öncede dediğim gibi, yaşayıp görmek ve sevmek gerek. Bu ülkeden ne kazanırım kadar, nasıl bir katkı verebilirim diye de düşünmek gerekli.
İlanlardaki vaatler, AB vatandaşlığı ve düşük maliyetler vs bu işin içinde iş var mı? Bu reklamlara göre gözünü karartan gidebilir mi?
Bu hususta dikkatli olmak gerek. Çok fazla bilgi kirliliği var maalesef. Süreç iyi yönetilmezse, harcanan paraya da emeğe de yazık olabilir. Temkinli olmak önemli her işte olduğu gibi. Her söylenene de inanmamak şart.
Karadağ’da taşınmaz alım satımı konusunda neler söylemek istersiniz? Yatırımın geri dönüşü ne kadar zamanda oluyor?
Ortalama bir ev 7 yılda kendisini amorti edebiliyor. Alınan evin, sezonluk veya 12 ay kiralanabilir olması da önemli. Bir de doğru fiyatlandırma ile satın aldığınızdan emin olmalısınız. Taşınmaz alımı tamamen Noterlerden yapılıyor. 1 ay gibi bir süreç sonunda, tapunuz hazır oluyor. Ön sözleşme sonrası tapunuzu alana kadar paranızın üzerinde noter bloke koyuyor ve güvende oluyorsunuz. Satış esnasında da bir yeminli tercüman hazır oluyor.
Peki Karadağ’da ev almak vatandaşlık alabilmek için yeterli oluyor mu?
Kanunlar sürekli değişiyor. Bir de Karadağ Ab sürecinde ve 1-2 yıl içinde tam üye olacak. Bu aşamada, sadece ev almak vatandaşlık konusunda size çok faydalı olmaz. Şirket kurmak, iş yapmak, fatura kesmek ve ülkeye katma değer katmak ise bir sonraki aşamada, yani 5 yıllık oturma ve çalışma izinleri sonrasında alınan süresiz oturma izni ve vatandaşlık başvurularında yardımcı olabilir.
İlker bey çok teşekkürler, verdiğiniz bilgiler için.
Ben teşekkür ederim.
İlker bey, Karadağ’da ve Arnavutluk’ta şirketini kurmuş, yatırım yapmış ve bu ülkelerde yatırım yapmak isteyenlere de tecrübelerini aktaran birisi. Bu röportajı iki farklı ülkede, hem Karadağ’da hem de Türkiye’de tamamladık. Bu güzel ülkenin fotoğrafları eşliğinde, verdiği bilgiler için kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.
Karadağ? Fırsatlar ülkesi mi? B planı mı? Yoksa, artılarıyla eksileriyle, son zamanlarda Türklerin, gerek turistik ziyaret, gerekse yatırım odaklı olarak gönlünü çelen, Adriyatik kıyısında bir cennet mi? Bu soruların cevabı, herkes en iyi kendisi verebilir.
Mutlu Çakır / ÖZEL RÖPORTAJ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.