Agorafobi neden olur?
Agorafobi, kişinin yardım bulamayacağı, kaçamayacağı, kapana kısılmış ya da çaresiz hissedebileceği durum ve ortamlardan korkması ve kaçınması ile karakterize bir kaygı bozukluğudur.
Agorafobisi olan kişiler açık ve kapalı ortamlarda, örneğin kalabalık yerlerde, toplu taşımada, sıra beklerken, asansörde, sinema, tiyatro ya da küçük dükkanlar gibi sıkışık alanlarda yoğun anksiyete yaşayabilirler. Hastalar evlerinden ayrılmakta zorlanırlar ve yanlarında biri olmadan dışarı çıkmak istemeyebilirler ve şiddetli vakalarda tamamen eve bağımlı hale gelebilirler.
AGORAFOBİNİN NEDENLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?
Agorafobi, genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle oluşur. Öncesinde stresli ve travmatik yaşam olayları hastalığın ortaya çıkmasını tetikleyebilir. Çoğu zaman hasta aynı ortamda daha önce panik atak geçirdiği ve şiddetli bir korku yaşadığı için koşullanır ve o ortamdan kaçınmaya başlar. Hastalarda korktukları ortamlarda panik atak belirtileri oluşur. Toplumda yüzde 2 civarında görülen agorafobi kadınlarda daha sıktır, ergenlerde ve genç erişkinlerde görülme sıklığı daha fazladır. Tedavi edilmemiş panik bozukluk, başka fobik bozuklukların varlığı, aile öyküsü hastalığın ortaya çıkma riskini artırır. Uzun süreli alkol ve madde kullanımı ile yoksunluk durumları da agorafobi gelişimini tetikleyebilir.
AGORAFOBİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Panik atak belirtileri kalp hızında artış, çarpıntı hissi, göğüs ağrısı, nefes darlığı, nefesin yetmediği hissi, terleme, titreme, baş dönmesi, vücutta uyuşma ve karıncalanma, bulantı, kusma, karın ağrısı gibi belirtileri içerebilir. Panik atak aniden ortaya çıkar, 10-15 dakika içinde en şiddetli haline ulaşır ve sonrasında azalarak sonlanır, çoğunlukla bir saati geçmez. O anda hastalar şiddetli ölüm korkusu, kontrolü kaybetme, çıldırma korkusu, vücudundan ayrılıyor gibi hissetme ya da gerçeklik hissini kaybetme şeklinde belirtiler olabilir. Bu belirtiler çok korkutucu olabildiği için hastalar tekrar yaşarlarsa utanacaklarını ya da baş edemeyeceklerini düşündükleri yerlerden ve durumlardan (daha çok kalabalık, insanların yoğun olduğu ve kontrolde olmadıklarını düşündükleri ortamlar) gittikçe daha çok kaçınmaya başlar ve herhangi bir işi halletmek için sevdiklerine daha çok bağımlı hale gelmeye başlarlar. Yalnız dışarı çıkamama kadar evde yalnız kalamama da ortaya çıkabilir ve çevrelerindeki insanlar kısa süreliğine bile uzaklaşsa ayrılık anksiyetesi yaşayabilirler. Çoğunlukla panik bozukluk tanısı ile birliktedir ama her zaman kaçınma davranışına panik ataklar eşlik etmeyebilir.
AGORAFOBİ TANISI NASIL KONUR?
Agorafobide ortaya çıkabilecek kaygı ya da panik atak belirtileri başka birçok fizyolojik rahatsızlık belirtisi ile karışabilir. Hastalar çoğunlukla kardiyoloji, göğüs hastalıkları, mide-barsak sorunları nedeniyle gastroenteroloji ya da nöroloji, acil gibi diğer bölümlere gittikten sonra psikiyatriye yönlendirilmiş olabilir. Hastayla yapılan psikiyatrik görüşme tanıda esastır. Tanı koymayı sağlayacak herhangi bir laboratuvar ya da görüntüleme yöntemi yoktur. Yalnız kalamama, evden çıkamama, yanında biri olmadan belli bazı ortamlara girememe ya da bazı durumlardan tamamen kaçınma, korkma şeklinde fonksiyonelliği bozan durumlar bizi agorafobi tanısına yönlendirir.
AGORAFOBİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Birçok hasta tedaviye panik ataklar yaşadığı için başvurur. Panik atakların erken teşhis ve tedavisi agorafobinin gelişimini önleyebilir. Tedavide terapi, özellikle bilişsel davranışçı terapi, ilaç tedavisi ve bazı yaşam tarzı değişikliklerinden faydalanılır. Maruz bırakma ve sistematik desensitizasyon teknikleri ile hasta korktuğu ve kaçındığı durum ve ortamlarla aşamalı olarak karşı karşıya getirilir ve anksiyetesi azalana kadar yakınları ya da doktorunun desteği ile anksiyetesi ile kalması sağlanır. Bilişsel yeniden yapılandırma ile hastanın irrasyonel ve fonksiyonelliğini bozan düşünceleri üzerine çalışılarak felaketleştirme yapmak yerine alternatif düşünceler oluşturmasına yardımcı olunur. Tüm bu yöntemlerle beraber hastanın panik atakları sırasında rahatlamasını sağlayacak gevşeme teknikleri öğretilir. Psikoterapi ile birlikte ilaç tedavisinin de kullanılması tedavide en efektif seçenektir. İlaç tedavisinde ilk tercih seçici serotonin geri alım inhibitörü olan antidepresanlardır. Farklı antidepresanlar, benzodiazepin olarak adlandırılan özellikle ataklar sırasında anksiyeteyi azaltacak sakinleştirici ilaçlar ve gerekirse kombinasyon tedavileri kullanılabilir. Tedavinin düzenli ve kaliteli uyku, düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenme, alkol-madde kullanımından uzak durmak, kafein gibi uyarıcı içecekleri azaltmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile desteklenmesi de önemlidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.