Ailede prostat ve meme kanseri varsa dikkat!
Memorial Şişli Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Binbay, “Prostat Kanseri Farkındalık Ayı” öncesinde prostat kanseri ve modern tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Memorial Şişli Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Binbay, prostatın sadece erkeklerde bulunan üreme ile idrar tutma fonksiyonları olan çok önemli anatomik yapısı olan bir organ olduğunu, sağlıklı genç bir erkekte yaklaşık bir ceviz büyüklüğünde olan prostatın, dokulardaki anormalliklerle oluşan kanserli tümörler nedeniyle işlevlerini yerine getirmekte zorlanmaya başladığını söyledi. Binbay, "Başlarda hiçbir belirti vermeden ilerleyen prostat kanseri riskini genetik faktörler, ileri yaş, beslenme düzeni ve hareketsiz yaşam şekli artırmaktadır. Bu nedenle erkeklerin üroloji muayenelerini aksatmaması önemlidir. Birinci derece erkek akrabalarında prostat, kadın akrabalarında ise meme kanseri görülen kişilerin bu kontrollerini 45 yaşından itibaren yaptırması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
Füzyon prostat biyopsi ile doğru tanı konulabiliyor
Binbay, "Günümüzde gelişen tıbbi yenilikler sayesinde artık ailesinde kanser hikayesi olan kişiler için genetik tarama ile prostat kanseri açısından risk durumu belirlenerek daha genç yaşlarda prostat kanseri taraması önerilmektedir. Doktora başvuran hastaların hikayesi alındıktan sonra muayene ve kanda total PSA testi yapılmaktadır. Prostat kanseri şüphesi olan hastalara prostat biyopsisi yapılarak tanı konulabilmektedir. Çünkü sadece total PSA ve prostat muayenesi ile 4 prostat kanserli hastadan birinde var olan prostat kanseri görülemeyebilir. Günümüzde prostat biyopsileri sedasyon altında (acısız) ve MR füzyon sistemleri kullanılarak yapılmaktadır. MR füzyon prostat biyopsileri ile %95 oranında doğru değerlendirme yapılarak hastaya kesin tanı konulabilmektedir." dedi.
Robotik cerrahi hastanın tedavi konforunu artırıyor
Memorial Şişli Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Binbay, "Prostat kanseri tanısı konulan hasta için; yaş, genel sağlık durumu, kanserin evresi ve derecesine göre tedavi yöntemi belirlenmektedir. Prostat kanserinin tedavisinde günümüzde en çok hastaya önemli avantajlar sağlayan şu modern tedavi yöntemleri kullanılmaktadır;
Robotik cerrahi: Robotik cerrahi hastaya tedavi konforu sağlamaktadır. Robotik cerrahi ile kanserli olan prostat güvenli bir şekilde çıkarılarak komplikasyon ihtimali en aza indirmektedir. Robotik cerrahi ile ameliyat sırasında kanama minimum düzeydedir. Hastada ameliyat sonrası idrar kaçırma ihtimali yok denecek kadar az yaşanmaktadır. Ayrıca hastanın cinsel performansı da korunmaktadır.
Fokal Tedaviler: Son yıllarda organ koruyucu cerrahiler giderek artmaya başlamıştır. Bu yöntemler erken evrede yakalanmış ve agresif olmayan kanserler için kullanılmaktadır. Tüm prostatın çıkarılması yerine, sadece prostattaki kanserli dokuların yok edilmesi amaçlanmaktadır. Mantık olarak doğru olsa da hala gelişmesi gereken bazı yönler vardır. Çünkü günümüz görüntüleme yöntemleriyle kanserli alanların sadece %70’i tespit edilebilmektedir. Ayrıca prostat kanseri çok odaklı bir kanserdir, yani kanserli alanları yok ederken, bunların içinde kaçırılan alanlar olabilir. Yine de tüm prostat alınmadığı için prostatın uygun yerinde olan kanserler için idrar kaçırma ve kanama ihtimali yok denebilir. Bu nedenle daha çok özellikle HIFU ve nanoknife tercih edilmektedir.
HIFU (Yüksek Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason Tedavisi): Bu uygulama anestezi altında yapılmaktadır. Makattan sokulan özel bir ultrason cihazı ile prostat içindeki kanserli alanlar yoğunlaştırılmış ultrason dalgaları ile yakılmaktadır.
Nanoknife: Anestezi altında yapılan yöntemin halk arasındaki adı elektrik ile prostat kanseri tedavisidir. Yumurtalık ve makat arası bölgeden prostata kanserli dokuların etrafına 2- 4 arası iğne sokularak, kanserli dokuların yok edilmesi amaçlanmaktadır. Bu yöntem kanserli dokuları yok ederken, sağlıklı dokulara minimal düzeyde zarar vermektedir. HIFU ve Nanoknife ile tedavi olan hastaların sıkı takip altında ve belirli aralıklarla prostat biyopsisi olması gerekebilmektedir.
Nükleer Tıp Tedavileri: Bu atom tedavileri metastatik prostat kanserleri için kullanılmaktadır. Özellikle kemoterapi sonrası nüks eden prostat kanseri hastaları için bu yöntemler bir umut olmuştur. Lutesyum ve aktinyum adı verilen radyoaktif atomlar özel bir yöntemle vücutta prostat kanseri olan noktalara yollanır ve prostat kanseri hücrelerini yok eder. Lutesyum atomu oldukça yaygın olarak bulunmaktadır. Aktinyum atomu ise lutesyuma göre etkinliği oldukça fazladır, yan etki profili düşüktür ama sınırlı sayıda merkezde bulunmaktadır." diyerek açıklamasını tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.