AK Parti’li Yavuz: “Şüphe etmemiz için çok sebep var”
“Organize bir usulsüzlük yapıldı dememiz için o kadar çok sebep var, biz o yüzden olağanüstü itirazda bulunduk”
AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, “Olanlar seçmen iradesinin bir anlamda hiç edildiğini bize gösteriyor. Şüphe etmemiz için çok sebep var. Organize bir usulsüzlük yapıldı dememiz için o kadar çok sebep var. Biz o yüzden olağanüstü itirazda bulunduk” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali için bugün AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ve beraberindeki heyet, Yüksek Seçim Kuruluna olağanüstü itirazda bulundu. Seçimin yenilenmesi talebiyle YSK’ya başvuran AK Parti heyeti itiraz dilekçelerinin yanı sıra 3 adet bavulda belge sundu.
İtiraz dilekçesini sunduktan sonra basın açıklaması düzenleyen AK Parti’li Yavuz, “298 sayılı yasanın 130. maddesinde seçim sonuçlarına müessir haller sebebine dayalı olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptali ve yenilenmesine ilişkin olağanüstü itirazda bulunmak üzere geldik. Dilekçemiz ile eklerini, bütün belgeleri YSK’ya sunduk. Seçim akşamından beri tüm Türkiye, İstanbul seçimlerine kilitlenmiş durumda. Şu anda da tüm Türkiye’nin gözü YSK’da” ifadelerini kullandı.
“İstanbul meselesinin çok yakın takipçisiyiz”
31 Mart gecesi partilerin ve YSK’nın sıcağı sıcağına açıklamalarda bulunduğunu belirten Yavuz, YSK’nın ve CHP’nin açıkladığı sonuçların aksine kendi sonuç alım sistemlerinde 3 bin 870 oyla AK Parti’nin kazandığını belirtti. Yavuz, “Her bir parti, YSK’da dahil olmak üzere seçimin sonucuna ilişkin birtakım aktarımlarda bulundu. YSK, 28 bin farkla Cumhuriyet Halk Partisi’nin lehine seçimin bittiği açıklamasında bulunmuştu. CHP ise 29 bin oyla seçimin kendileri lehine bittiğini ifade etmişti. AK Parti’de özellikle il başkanımız 3 bin 870 oyla AK Parti’nin seçimleri aldığını dile getirmişti. Her yerden gelen rakamların ayrı olduğunu görünce ve bizim rakamlarımıza kıyasla da çelişki olduğundan, şüphe duyduk. İstanbul meselesinin çok yakın takipçisiyiz. Hemen ilk etapta bu fark ve çelişkinin neden ibaret olduğunu anlamaya ve araştırmaya başladık. Biz seçim sonuçlarını Sonuç Alım Sistemi (SAS), üzerinden Türkiye’de en hızlı şekilde sonuçları elde etmek, bu esnada da lehimize ya da aleyhimize yapılan yanlışları tespit etmek için bu sistemi kurguladık. Biz kayıtlarımıza ve rakamlarımıza çok güveniyoruz” şeklinde konuştu.
“Seçim kurullarında veriler girilirken küçültülen rakamlar tespit ettik”
Yapılan itirazda YSK’ya 3 adet talepte bulunduklarını ifade eden Yavuz, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Sayım sonuç çizelgelerinden, sandık sonuç tutanaklarına aktarılan rakamlar var. Sandık sonuç tutanaklarından, birleştirme tutanaklarına aktarılan ve ilçe seçim kurullarında veriler girilirken küçültülen rakamlar tespit ettik. Fark ettikçe düzeltmeye çalıştık. Bunun dışında ilçe seçim kurumlarına geçersiz oyların, yeniden sayılmasına ilişkin bir talebimiz oldu ve bütün ilçelerde geçersiz oylar yeniden sayıldı. Üçüncü bir talebimiz de tüm oyların yeniden sayılması yönünde oldu. Çünkü ortaya çıkan izler, işaretler bize hem maddi hataları düzeltme istikametinde ele aldığımız hususlardaki hem de sandığın tamamında birtakım usulsüzlüklerin yattığını gösteriyordu. Bunun için biz bu 3 talebi gerçekleştirdik. Ve gördük ki sadece maddi hata düzeltimi yoluyla 8 bin, 9 binlere varan ve AK Parti’nin lehine olması gerekirken farkın başka yere kaydırıldığını gördük. Geçersiz oyların sayımından da anladık ki; yaklaşık 6 bin oy AK Parti’ye yazılması gerekirken başka yerlere kaydırılmış ve dolayısıyla bizim olması gereken oy maalesef ya iptal olarak kayda geçmiş ya da başka partilerin hanesine yazılmış.”
“Seçim bizim lehimize sonuçlanacaktı”
Daha ayrıntılı olarak 17 Nisan Çarşamba günü AK Parti Genel Merkezi’nde basın açıklaması düzenleneceğini ve konuların uzun uzun irdeleneceğini açıklayan Yavuz, “Oyların sadece yüzde 10’u sayıldı. Kalanına ilçe seçim kurulları müsaade etmedi. İl seçim kurulu ve ardından YSK’ya geldik. YSK’da oyların 4 ilçe ve 2 ilçedeki kurum hariç hiçbir ilçede oyların tamamının sayılmasına müsaade etmedi. Elbette YSK’nın kararı herkesi bağlar ama ortada bir şüphe var ve biz bu şüpheyi gideremedik. Henüz bahsettiğim oyların yüzde 10’u sayılmışken fark 29 binlerden, 13 bin 900’lere indi. Biz iddia ediyoruz, eğer oyların tamamı sayılsaydı, bizim rakamlarımız gerçekti ve seçim bizim lehimize sonuçlanacaktı. Biz bu olayların çok daha vahim olduğunu düşünüyoruz. Olanlar seçmen iradesinin bir anlamda hiç edildiğini bize gösteriyor. Şüphe etmemiz için çok sebep var. Organize bir usulsüzlük yapıldı dememiz için o kadar çok sebep var. Biz o yüzden olağanüstü itirazda bulunduk” diyerek Sayım Döküm Cetvelleri’ndeki usulsüzlüklerden bahsetti.
“5 bin 282 hükümlü İstanbul’daki seçmen kayıtlarında yer almış”
Geçerli ve geçersiz oyların toplam oy kullanan vatandaş sayısıyla uyuşmadığını da söyleyen Yavuz, kısıtlı, ölü ve ceza evi mahkumlarının da seçmen listelerinde bulunduğunu ifade etti. Yavuz, “Seçimin temelini sayım döküm cetvelleri oluşturur. Sayım döküm cetvellerinin 5 bin 388’i mühürsüz. Bu belgelerden 694’ünün imzasız olduğunu gördük. 214 tanesinin boş olduğunu gördük. Kısıtlı, ölü, ceza evi seçmeninde usulsüzlük olduğunu gördük. Kısıtlılar var seçmen listelerinde ve yanına şeyh düşülmemiş, oy kullanamaz diye. Ceza evi seçmeninin de seçmen listelerinde yanına oy kullanılamaz ibaresi düşülmemiş. Ne hikmetse ve nasılsa 5 bin 282 hükümlü İstanbul’daki seçmen kayıtlarında yer almış. Geçerli ve geçersiz oyların toplamı, oy kullanan toplam kişi sayısına eşit olmak zorunda. Biz gördük ki eksik ya da fazla olan sayı 25 bin kadar. Aradaki fark 13 bin 900’lere düşmüşken bu az bir sayı değil. Bu konuda belgeler ve iddialarımız var. İşin içinde tam bir organize usulsüzlük var. Tam bir seçim yolsuzluğu var” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.