Op. Dr. Fatih Kenar, "Göz kusurları, gözlük kullanımı gerektiren ve birçok kişi tarafından hem kullanım hem de estetik görüntüyü bozması açısından istenmeyen sağlık sorunlarıdır. Sıradan kontakt lensler bazı göz kusurları için yeterli gelebilir. Özellikle 50 yaş sonrası, katarakt gibi göz kusurları bulunan, ileri derece göz kusurları olup lazer tedavisi olamayan kişiler için uzak, yakın ve orta mesafede yeni teknolojiye sahip Trifokal ve EDOF göz içi lensler avantaj sağlıyor" ifadelerini kullandı.

Trifokal ve EDOF merceklerin görevlerinden bahseden Op. Dr. Kenar, "Monofokal göz içi lensleri, yalnızca uzak görmeyi netleştirirken yakın görüşte veya bilgisayar mesafesi gibi 40-60 cm uzaklıktaki orta mesafe için gözlük kullanımı gerektiriyor. Multifokal veya bifokal olarak adlandırılan göz içi lensleri ise hem uzak hem de yakın mesafede net görüş sağlarken orta mesafede net bir görüş imkanı sunmuyor. Buna karşın daha ileri teknoloji ile geliştirilen Trifokal ve EDOF mercekler çok daha iyi bir görüş netliği potansiyeline sahiptir. Trifokal, yani 3 odaklı lensler hem 1,5 metreden uzak mesafe olan uzak mesafede, hem 33-40 cm arası yakın mesafede, hem de 55-70 cm aralığındaki orta mesafede gözlüksüz bir şekilde net bir görüşün elde edilmesini sağlıyor. Bir diğer deyişle lens içerisindeki 3 farklı odak ile yakın, orta ve uzak mesafe için gözlük ihtiyacını ortadan kaldırıyor. EDOF lensler ise “Extend Deep of Focus”, yani genişletilmiş yakın odak derinliği lensleri anlamına geliyor. Bu tip lensler ile yakın mesafe daha geniş, kesintisiz ve net bir şekilde görülüyor. Trifokal göz içi lensler ile karşılaştırıldığında halo ve glare gibi yan etkileri (loş ışıklı ortamlarda ışık saçılması görüntüsü) daha az olan bu lensler, monofokal lenslere oranla ise daha geniş ve net bir görüş elde edilmesini sağlıyor. Üst düzey göz içi lensleri kullandıkları hastaların televizyon izlemekten araba kullanmaya, bilgisayar kullanmaktan okuma ve el işi yapmaya kadar tüm yakın, orta ve uzak mesafe gözlükleri kullanmadan gerçekleştirebiliyor. Bu sayede hastaların yaşam kalitesinde de önemli bir artış söz konusu oluyor" şeklinde konuştu.

Akıllı ve premium lenslerin kimlerin kullanabileceğine değinen Op. Dr. Kenar, "Trifokal ve EDOF göz içi lensler aslında göz kusurları bulunan bireyler için lüks olmaktan ziyade bir ihtiyaç teşkil ediyor. Bu lenslerin önerildiği bazı hastalar arasında aşağıdaki gruplar yer alıyor: 45-50 yaş üzerindeki bireyler, Katarakt sorunu bulunanlar, Katarakt sorunu olmamasına karşın uzak ya da yakın görme kusurları olan, gözlük kullanmak istemeyen bireyler, Uzağı iyi gören, gözlük numarası olmayan, emetrop olarak adlandırılan 48-50 yaş üzerindeki yakını göremeyen bireyler, +1D ile +3D arası hipermetrobu olan 45 yaş üzeri hastalar, +3D hipermetrobu olan 40 yaş üstü hastalar, 0 ile -4D arası miyopu olan 48-50 yaş üzeri (tercihen AL>25 mm olan) bireyler, -4D’den fazla miyobu olan 52-55 yaş üzeri hastalar, Yüksek dereceli astigmat, miyop ve hipermetrobu olup lazer tedavisine uygun olmayan, gözlük veya kontakt lens kullanmak istemeyen daha genç yaştaki hastalar" dedi.

Op. Dr. Fatih Kenar, sözlerini şöyle tamamladı: "EDOF ve trifokal göz içi mercekleri, katarakt ameliyatı için dünya üzerinde uygulanan son teknoloji olan fakoemülsifikasyon adlı yönteminden sonra 1,8-2,4 mm gibi ince kesiler açılarak göz içerisindeki normal lensin yerine, bag (kese) olarak adlandırılan ince bir kapsülün içerisine ve üzerine yerleştiriliyor. Damla anestezi yardımıyla ağrısız bir şekilde gerçekleştirilen bu operasyon, bu alanda tecrübeli cerrahlar tarafından yüksek teknolojiye sahip cihazlar kullanılarak uygulandığında 10-15 dakika gibi kısa sürede tamamlanıyor. Operasyon sonrası süreçte gözde hafif şekilde batma, bulanık görme gibi sorunlar gözlenebilse de bunlar birkaç gün içerisinde düzeliyor ve hasta ameliyattan sonraki gün işine dönüş yapabiliyor. Ameliyattan bir gün sonra, bir hafta sonra ve duruma göre 2-4 hafta sonra kontrol muayeneleri yapılıyor. Bu süreçte hastanın bir ay boyunca göz damlası kullanması gerekiyor. Yerleştirilen lensin türüne göre bazı durumlarda damlalı muayene yapılarak lensin rotasyon yapıp yapmadığı değerlendirilebiliyor. Tüm bu muayenelerin ardından süreç tamamlanıyor ve hastalar sağlıklı gözleri ile gözlük veya kontakt lens kullanımına ihtiyaç duymadan yaşamını sürdürebiliyor".