ALAYA DÜŞÜRMEK YIKMANIN İLK ADIMIDIR!
Ali Eyce yazdı
Eleştiriler ile alay etmeyi oldum olası birbirine karıştıran bir yapımız var.
Eleştiri yaparken alay ettiğimiz hatırlamadığımız kadar, alay ederken de eleştiri yaptığımızı hiç hatırlamıyoruz.
Ölçüsünü kaçırdığımız gibi, olmayan ölçünün de sınırlarını zorluyoruz.
Sonradan Osmanlı tarafından ihanetle suçlanıp idam edilen Fener Patriği V. Gregorius’un, Rus Çarı II. Alexander’a 1800 ‘li yıllarda yazdığı Osmanlı’nın nasıl yıkılacağını anlattığı o mektubun bir parçasını hatırlayalım.
“Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir. Çünkü Türkler çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i nefis sahibidir.
“Bu hasletleri de dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden ananelerinin kuvvetinden, padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine olan itaatlerinden gelmektedir.
Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da ananelerine olan bağlılıklarından, ahlaklarının salâbetinden gelmektedir.”
Aradan yüzyıllar geçse de, Dünya coğrafyasına sahip Osmanlı yıkılıp, Anadolu coğrafyasın sahip Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş olsa da, sistem aynı sistem, söylem aynı söylem, yol aynı yol.
Eleştir, eleştirirken hafiften geçiştir, hafiften geçiştirirken alay konusu yap, sonrasında zaten çok ciddi tespitleri, eylemleri, projeleri olsa da dikkate alınmaz, alınamaz.
Biz Anadolu insanı bu oyunu çok ama çok iyi biliyoruz.
Bildiğimiz için evimizde büyüklerimizle bile alay geçmiyoruz, alay geçilmesine izin vermiyoruz.
Tarih bize gösterdi ki, direk yıkılırsa çadır çöker, baş giderse devlet çöker.
Yakın tarihi hatırlayın merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ‘Kadayıfı’ söylemini, söylene söylene koca profesör, koca dahi adam, bugünün milli kalkınmanın temellerini atanın iktidara gelmesin diye yapılan alayları.
Türkiye’de bir çağır açan, devletin ağır yapısında serbest piyasa ekonomisini savunarak, birçok alanda özgürlüklerin yolunu açan Turgut Özal’ı. Kendisiyle alay etmek yetmezmiş gibi, eşini sarı papatya, kızının davulcu kocasına kadar alaya almayı indirdiler.
Daha geçmişlere gidersek Türkiye’nin ilk uçağını yapan Nedim Demirağ’ı, Türkiye’de siyasette büyük değişimler yapan Adnan Menderes’i. Alaya alamadıklarında ciddiye alıp, ihanetle suçlayıp astıklarını.
Günümüzün ünlü sanatçısı Cem Yılmaz’ın bir sahnesinde anlattığı gibi, öbür dünyada ateşi yana, içinde su olan kazanlar var. Her millete özgü kazanın başında bir zebani, kazanan içinde çıkanın kafasına vuruyor ve dışarı çıkmasını engelliyor. Türk kazanın başında ise zebani yok, soruyorlar meraklılar neden kazanın başında zebani yok diye, ‘O kazanın içinden çıkan olursa, aşağıdan da çeken oluyor’
Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti.
Türkiye Cumhuriyeti demokrasi devletti.
Hukukun temelinde kişinin masumiyet karinesi var.
Demokrasinin temelinde seçim var, seçilmek var.
Eleştirinin özünde de, alay etmek, alaya düşürmek yok.
Türkiye Cumhuriyeti hepimizin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.