Ali Babacan: Mutlu azınlık, devletten faiz alıyor!

Ali Babacan: Mutlu azınlık, devletten faiz alıyor!

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Mutlu bir azınlık parasını bankaya yatırdıysa faiz geliri, kur farkı… Bunlar gayet mutlu. Hiçbir iş yapmıyor, üretmiyor. Sadece paraları bankada duruyor. Devlet de onlara 400 milyar lira faiz ödüyor" dedi.

Erzurum’da partisinin il teşkilatıyla ve sivil toplum kuruluşlarıyla buluşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Şu anda ülkenin temerrüt riski, güncel tabirle iflas riski tam 900 baz puana çıkmış durumda. Takip edenler artık CDS rakamını öğrendiler. Çocuklardan bile ‘CDS gene yükselmiş’ diye duymaya başladım. Bu çok yüksek bir rakam. Ben uyardım, tarihe not düştüm. Acil tedbirler konusunda önerilerde bulundum.” dedi.

‘Her fırsatta uyarıyorum, şakası yok’

“Temerrüt nasıl bir şey? Cumhuriyet tarihinde hiç yaşamadık. Temerrüt ülkenin tamamen perişan olması demek. Parayla bile benzin, mazot bulamamak demek. 100 lira vereyim diyorsunuz ama yok. Günde 6 saat, 8 saat, 10 saat elektriklerin kesilmesi demek. Esnafın kapısına kilit vurması, pazarda tezgâha sebze meyve gelememesi demek. Emekli için torunuyla gezmenin tamamen hayal olması demek. Her fırsatta uyarıyorum. Şakası yok. İşini bilen dürüst, ehil kadroların acilen Merkez Bankası ve TÜİK’in başına getirilmesi gerekiyor.”

‘Sağlam bir ekonomi, sağlam bir hukuk ve demokrasi zemininde oluşur’

“Türkiye işsizlikten kırılıyor. Gençler mezun oluyor, iş bulamıyor. Ev genci diye anılmaya başladılar. Sabahları yatakta geceleri ayaktalar. Anne babalarıyla çok muhatap olmak istemiyorlar. İş bulamamanın kendi suçları olduğuyla alakalı bir ima ve baskı var. Bu gidişatın durması çok kolay. Önce sağlam bir demokrasi lazım. Sağlam ekonomi ancak sağlam bir hukuk, adalet ve demokrasi zemininde oluşur.”

513396-1263340393.jpg

‘Yoksuldan zengine doğru büyük bir servet transferi yaşanıyor’

“Bu devlet faize ödediği parayı nereden buluyor? Hepinizden topladığı vergilerden. 84 milyon tüketirken vergileri topluyor, bir avuç insana 400 milyar TL faiz ödüyor. Şu anda yoksuldan zengine doğru büyük bir servet transferi yaşanıyor. Mutlu bir azınlık parasını bankaya yatırdıysa faiz geliri, kur farkı… Bunlar gayet mutlu. Hiçbir iş yapmıyor, üretmiyor. Sadece paraları bankada duruyor. Devlet de onlara 400 milyar lira faiz ödüyor.”

‘Türkiye’yi bölgenin en güçlü ekonomisi yapacağız’

“Türkiye aslında çok zengin bir ülke ama kötü yönetiliyor. Zenginliğimiz birtakım siyasi ilişki ağlarına, dar bir çıkar çevresine peşkeş çekiliyor. Adaletsiz ihaleleri, bir çırpıda vurulan voleleri, üç-beş yerden alınan maaşları içimize sindirmiyoruz. Kabul etmeyeceğiz. Bizim dönemimizde ülke topyekûn zenginleşecek. Bu zenginlikten toplumun her kesimi istifade edecek. Türkiye’yi DEVA Partisi’yle bu bölgenin en güçlü ülkesi, en güçlü ekonomisi yapacağız.”

‘Baktım, masa örtüsünün altında HDP yok’

Babacan, HDP’ye ve geçiş sürecine ilişkin gelen sorular üzerine “HDP’yle diyalogumuz var. Başka partilerin de diyalogu olabilir. Diyalog ayrı, iş birliği ayrı konu. Altılı masada HDP yok. Hükûmete yakın basına bakacak olursak, ‘Masa örtüsünün altını kaldırın, altında’ falan filan. Ben açıyorum bakıyorum, yok. Hiçbir toplantıya katılmadılar. Dolabın içinde falan da yoklar.” ifadelerini kullandı.

‘Bu kavga, bu çatışma artık bitmeli’

“Bugünkü Anayasaya, yasalara göre kurulmuş bir siyasi parti ve belli bir kimliğin, iddianın temsilcisi olan partinin demokratik sistemimizde yok görünmemesi lazım. Eğer yarınlar konusunda uzlaşma diyorsak, mutabakat arayışı diyorsak, ortak bir hedef oluşturma niyeti varsa biz bunu herkesle oturup konuşuruz. Çünkü bu kavga, bu çatışma artık bitmeli bu ülkede.”

‘Aynı Millî Mücadele ruhuyla demokrasi dememiz gerekiyor’

“İlk Meclis’teki ortamı bir düşünün. Eğer o birlik ve beraberlik Meclis’te kurulamasaydı Millî Mücadele başarılı olmazdı. Şu anda Türkiye’nin içine düştüğü çok derin bir çukur var. Buradan Türkiye’yi kaldırmak için aynı Millî mücadele ruhuyla, birlik ve beraberlik içerisinde demokrasi dememiz, hukuk ve adalet arayışına girmemiz gerekiyor.”

‘Geçiş dönemini çok uzatmayalım’

“Geçiş sürecinde ülkenin parlamenter sistemin ruhuna uygun yönetilmesi gerektiğini, bu sürenin mümkün olduğunca kısa olması gerektiğini düşünüyoruz. Bazıları ‘Cumhurbaşkanının yetkileri çok önemli, şöyle birkaç yıl kullanılmalı’ diyor. Ben de onlara diyorum ki: Bir dakika! Eğer o yetkiler çok önemliyse niye parlamenter sisteme geçiyoruz? Eğer bir kişi aklına estiği gibi ülkeyi yönetecekse, bu da iyi bir şeyse devam etsin. Yok, parlamenter sistem iyiyse, özünde istişare varsa, bir an önce buna geçelim. Geçiş dönemini çok uzatmayalım. Bizim görüşümüz bu yönde ama diğer partilerle de görüşülmesi lazım çünkü geçiş döneminin tasarımı mutabakat gerektiren bir husus olacak.”

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.