Anadili İngilizce olan biri gibi konuşun: neden bazı çocuklar başarılı olurken diğerleri başaramıyor?
-
Daha önce yabancı bir dil öğrenen çocukları dinlediyseniz, muhtemelen şu soruyu kendinize sordunuz: Neden bazı çocuklar neredeyse bir ana dil konuşanı gibi, doğal, akıcı ve doğru bir aksanla konuşurken, diğerleri çok iyi dil bilgisine sahip olsalar bile belirgin bir aksandan kurtulamıyor? İşte bu sorunun cevabı, düşündüğünüzden çok daha derin.
KRİTİK DÖNEM: GERÇEK Mİ, MİT Mİ?
Aksan öğrenimi konusuna geldiğimizde, bilim insanlarının sıkça vurguladığı “kritik dönem” kavramıyla karşılaşıyoruz. Peki, nedir bu kritik dönem? Beynin çocukluk döneminde dilin en ince seslerini algılamaya açık olduğu bir zaman dilimi olarak tanımlanıyor. Bu noktada, erken yaşta dil öğrenimine başlanmasının önemini hepimiz biliyoruz. İngilizce kursu online seçenekleri, çocukların bu kritik dönemi en iyi şekilde değerlendirmesine olanak sağlıyor. Özellikle çevrim içi kurslar, esneklik ve kolay ulaşılabilirlik açısından büyük avantaj sunuyor.
Washington Üniversitesi’nden Profesör Patricia Kuhl’un araştırmalarına göre, bu “sihirli pencere” yaklaşık 7-8 yaşına kadar açık kalıyor. Bu sürede beyin, ana dili olmayan sesleri bile kolayca öğrenebiliyor. Ancak bu yaşlardan sonra beyin, yabancı seslere karşı doğal farkındalığını kaybetmeye başlıyor. İlginç bir şekilde, 6 yaşından önce dil öğrenen çocukların aksanları, ana dil konuşanlardan neredeyse ayırt edilemeyecek kadar kusursuz olabiliyor. Ancak bir ergen, hatta yetişkin olarak öğrenmeye başlarsanız, bu şansı yakalamak çok daha zor.
Neden mi? Çünkü çocukların beyinleri erken yaşlarda adeta bir sünger gibi yeni sesleri emiyor! Bu beyindeki esneklik, yaş ilerledikçe azalıyor ve yeni sesler “yabancı bir öge” olarak algılanıyor.
AKSAN NEDEN KALICI OLABİLİR?
Şimdi şu önemli noktaya gelelim: Aksan sadece sesleri doğru çıkarmakla ilgili değil, aynı zamanda birçok farklı faktörün bir araya gelmesinden oluşur. Bunlara birlikte bakalım.
- Öğrenim Yaşı. Dil öğrenimine ne kadar erken başlanırsa, aksanın doğal olması o kadar mümkün hale gelir. Örneğin, Cognition dergisinde yayınlanan bir araştırmada, 6 yaşından önce İngilizce öğrenmeye başlayan çocukların %80’inin aksanlarını ana dil konuşanlarından ayırt etmenin imkânsız olduğu kanıtlanmış. Ancak 12 yaşından sonra başlayanlarda bu oran sadece %7. Oldukça çarpıcı, öyle değil mi?
- Dil Ortamı. Çocukların düzenli olarak İngilizce konuşan kişilerle iletişim kurması ya da onların konuşmalarına maruz kalması, aksan gelişiminde kritik öneme sahiptir. Bu, dil öğreniminde “daldırma” yöntemi olarak bilinir. Günde sadece 30 dakika boyunca özgün bir İngilizce konuşmayı dinlemek bile çocukların bu seslere alışmasını sağlar. Günümüzde online İngilizce kursları, ana dil konuşanlarla yapılan dersleri giderek daha fazla tercih ediyor ve bu yöntem gerçekten etkili.
- Bireysel Yetenekler. Her çocuğun dil öğrenme kabiliyeti aynı değildir. Kimi çocuk aksanı mükemmel taklit ederken, kimisi neden zorlanıyor dersiniz? Araştırmalar, özellikle müzik kulağı gelişmiş olan çocukların dildeki farklı sesleri daha iyi algılayabildiğini ve taklit edebildiğini gösteriyor. 2023 yılında yapılan bir çalışmada, erken yaşta müzik eğitimi alan çocukların aksan gelişiminde daha başarılı olduğu kanıtlandı.
BEYİN AKSANI NASIL ALGILAR?
Beynin aksanı nasıl işlediği gerçekten büyüleyici. 7 yaşına kadar çocukların beyinleri yabancı bir dili, tıpkı ana dil gibi işler. Ancak bu kritik dönem geçtikten sonra beynin farklı bölgeleri devreye giriyor. Bu da sesleri öğrenme ve taklit etme sürecini zorlaştırıyor.
Mesela İngilizce’deki “th” sesi. Bu ses Türkçe’de bulunmadığı için yetişkinlerin çoğu bu sesi doğru telaffuz etmekte zorlanır. Çocuklar ise henüz beyinleri daha esnek olduğu için bu gibi sesleri daha kolay öğrenir.
ÇOCUKLARIN AKSANINI GELİŞTİRMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Yaş ve biyoloji önemli olsa da, çevresel faktörler ve düzenli pratik yapmak da hayati önemdedir. İşte çocuğunuzun aksanını geliştirmek için birkaç pratik öneri:
- Şarkılar ve Tekerlemeler. Çocuklar müziği sever! İngilizce çocuk şarkıları, hem kelime bilgisi hem de doğru telaffuz için harika bir temel oluşturur. Mesela “Twinkle, Twinkle, Little Star” gibi şarkılar hem eğlenceli hem de eğitici olabilir.
- Ana Dili Konuşanları Dinlemek. Günde sadece 20 dakika bile olsa çocuğunuzun özgün İngilizce konuşmaları (audiobook, çizgi film veya podcast gibi) dinlemesine olanak sağlayın. Bu, seslere alışmaları için harika bir yöntemdir.
- Dil Oyunları. “Shadowing” yöntemi, yani çocuğunuzun bir konuşmayı dinlerken birebir tekrar etmesi, eğlenceli olduğu kadar etkili bir tekniktir.
- Fonetik Egzersizler. Özellikle zor seslerin (“th”, “r” gibi) üzerine yapılan hedefli çalışmalar çok yardımcı olabilir.
BİLİNGÜAL AİLELERİN AVANTAJI
Çift dilli ailelerde büyüyen çocuklar genelde her iki dilde de kusursuz aksana sahip olur. Bunun sırrı ise doğumdan itibaren iki dilli bir çevrede büyümeleridir. Bu, beynin her iki dilin ses sistemine adapte olmasını sağlar.
MOTİVASYON HER ŞEYDİR
Çocuklar, olumlu bir yaklaşıma sahip olduklarında dil konusunda daha başarılı olurlar. Yabancı dili sıkıcı bir ders olarak değil, eğlenceli bir macera olarak görmek onların öğrenme sürecini hızlandırır. Çizgi filmler izlemek, İngilizce şarkılar dinlemek, hatta yeni arkadaşlar edinmek, onları motive edebilir.
Ve unutmayın, küçük bir aksanın varlığı endişe kaynağı olmamalıdır.
Profesör David Singleton’ın dediği gibi: “Bir dili konuşma yeteneği, mükemmel bir aksandan çok daha fazlasıdır. Asıl önemli olan, dilin insanlara dünyayı açan bir araç haline gelmesidir.”