‘Anayasa Hukuku ve Hak İhlalleri’ paneline, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, İzmir Barosu Başkanı Avukat Aydın Özcan ve İzmir Milletvekili Tacettin Bayır katıldı. Panelin moderatörlüğünü  ise Araştırmacı-Yazar Gazi Keskin yaptı. 

Yurttaş Hakları Derneği Başkanı, vatandaşların anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi konusunda aydınlanması ve öğrenmek istedikleri soruların cevaplanması için panelin bir fırsat olduğunu belirterek açılışı yaptı. Moderatör Gazi Keskin, kısaca katılımcıların özgeçmişlerini okuyarak sözü Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’na verdi. Panel, katılımcıların konuşmalarının ardından soru-cevap kısmıyla son buldu.

“Kuvvetler ayrılığı olmayan bir ülkede, demokrasi de olmaz”

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Türkiye’de konuşmaması gerekenler konuşuyor, konuşması gerekenler ise konuşmuyor. Konuşması gerekenler evet  denmesi için konuşuyorlar ama neden evet denmesi konusunda en ufak bir açıklama yapmıyorlar. Neden güçlü bir Türkiye olacak, neden evet deyince terör bitecek, neden evet deyince ekonomi biraz daha artacak açıklamıyorlar” dedi. Sabih Kanadoğlu, “İki hükümden bahsedebiliriz. İlk olarak partili cumhurbaşkanı olma maddesi evet çıkması halinde resmi gazetede yayınlandıktan hemen sonra uygulanacak olan maddedir. İkinci madde de, yargının yarısının partili cumhurbaşkanı tarafından, diğer yarısının da egemen olduğu yasama tarafından seçilmesi. Peki bu iki hüküm mü terörü ortadan kaldıracak, bu iki hüküm mü Türkiye’yi güçlü kılacak ya da Türkiye’yi refaha ulaştıracak? İzah edilemeyen  nokta da budur. Terör bitecekse neden önceden bitirmediniz, bu iki madde terörü kaldıracaksa diğer on altı maddeye ne gerek vardı? Bu soruların cevabı yoktur” şeklinde konuşan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı, üç gücün tek elde toplanmasının, kuvvetler ayrılığının ortadan kalkmasının göstergesi olduğunu, kuvvetler ayrılığının olmadığı bir ülkede de demokrasinin olmayacağını ve herkesin evet-hayır sorusunu ülkede demokrasi var olsun mu olmasın mı şeklinde algılayarak, bir kez daha düşünmesi gerektiğini vurguladı.

“Ülke kapalı bir toplum haline gelecek”

İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, ilk olarak İzmir Barosu’nun hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının, demokrasinin, ifade ve iletişim özgürlüğünün gelişmesi için mücadele ettiğini ifade ederek,  bu değerlere daima sahip çıkacaklarını söyledi. 15 Temmuz sonrası başlayan OHAL ve KHK’ler döneminde avukatlık mesleğinin özgürlüğü, tarafsızlığı bağımsızlığı, sır saklama yükümlülüğü gibi temel değerlerinin büyük yara aldığını söyleyen Özcan, avukatların cezaevlerinde kameralar altında müvekkilleri ile görüşmek zorunda bırakıldığını, avukat müvekkil arasında bir sır olarak kalması gereken görüşme tutanaklarının okunduğunu ifade etti. Anayasa değişikliği ile yapılmak istenenin OHAL ve KHK rejimini sürekli hale getirmek olduğunu belirten Avukat Aydın Özcan, “Bu anayasa değişikliği gerçekleşirse ülke kapalı bir toplum haline gelecek, az sayıda konuşabilen kişilerde artık konuşamaz hale gelecek” dedi. 

“Cumhuriyet döneminin sona ermesini istiyorlar”

İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, meclis sürecini canlı olarak anlatarak, anayasa değişikliği süresinde nasıl bir yol izlendiğini aktardı. Tacettin Bayır, “Anayasa değişikliğinin amacı, ilk dört maddeyi değiştirmek ve laik bir devleti ortadan kaldırmaktır. Ayrıca da Cumhuriyet döneminin sona ermesini istiyorlar. Çünkü hilafeti getirme düşünceleri var” dedi. Bayır, anayasadaki maddelerin değişikliğinde üretime, çiftçiye, eğitime, emekliye ve ekonomiye katkı sağlayacak herhangi bir değişikliğin olmadığını söyledi. Bu yüzden ‘Hayır’ denmesi gerektiğini ve cumhuriyete sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.