Anayasa Mahkemesi önceki gün bir karar almış, kararda evlenen kadınların evlendikleri erkeklerin soyadını taşıma zorunluluğunu ortadan kaldırmış.

Kadın isterse babasının soyadını kullanmaya devam edebilecek veya kadın isterse babasının soyadının arkasına evlendiği erkeğin soyadını ilave edebilecek.

Yani!

Kadın istemezse evlendiği erkeğin kocasının soyadını almayacak!

Neden!

Eşitlik!

Bir adım ötesinde 18 yaşını dolduran erkek ve kadın, mahkemeye başvurup kendine göre gerekçeli ve mahkemeye göre de sakıncası olmadığı takdirde babasını soyadı yerine belirlediği soyadını alabiliyor.

Yani!

Kadın veya erkek istemezse babasının soyadını taşımak zorunda değil.

Neden!

Eşitlik!

İngilizler’de, Fransızlar’da bilmem kaçınca Lui, bilmem kaçıncı Elibet, bilmem kaçıncı Handry dururken, bizde 1800 öncesinde hangi aile bağıyla geldiğimiz zaten belli değil iken bir de 2023’den sonra aile bağlarının iyice kayıtlarda karma karışık hale gelmesi muhtemel.

Yani!

Kim kimin nesi, kimin fesi bilmek zorunda değilsiniz, taşımak zorunda değilsiniz!

Neden!

Eşitlik!

Yakın zamanda yüz kızartıcı suçlar işleyenlerin de ad ve soyadı değişiklikleri sadece zorunda olmadıkları için değiştirilmesine karar verilirse hiç şaşırmam.

Yani!

Herkes işlediği suçun, yaşadığı hayatın ızdırabını bir önüm çekmek zorunda değil!

Neden!

Eşitlik!

Size bir eşitlik hikâyesi anlatayım. Yaşanmış bir hikâye.

Yaşlı adamı öldürmüşler, Dikili’de bir ağacın dibine battaniyeye sarılı vaziyette gömmüşler.

Cesedini hayvanlar toprağı kurcalayınca bulmuşlar.

Yaşlı adamın Güzelyalı’da 5 katlı, 10 daireli bir apartmanın sahibinin olduğu konusunda iddia ortaya çıktı.

Çünkü varlıklı yaşlı adam yaklaşık 6 aydır kayıptı.

Toprağa gömülen adam ile kaybolan yaşlı varlıklı adamın aynı adam olup olmadığının tespiti için DNA testi gerekli olmuş.

Yaşlı ve varlıklı adamın üç de yetişkin kızı varmış.

Kızları Adli Tıp’a geldi ve DNA için hazır olduklarını söyledi.

Adli Tıp Uzmanı Doktorlar DNA testi için başvuran adamın kızlarına (kadınlara) ‘Sizden DNA testi yapmamız mümkün değil’ demişler.

Adamın üç kızı da şaşırmış.

Adli Tıp Uzmanı Doktorlar, ‘DNA testi yapabilmemiz ve kişinin babanız olduğunu tespit edebilmemiz için erkek gerekiyor’ demişler.

Yaşlı, varlıklı ve muhtemelen öldürülmüş adamın kızları, erkek kardeşleri olmadığını, babalarını sadece üç kızı olduğunu söylemişler.

Adli Tıp Uzmanı Doktorlar, “İlla oğlu olması gerekmiyor, onun soyundan gelen her hangi bir erkek de olabilir. Amcasının torununun, torununun, torunu. Yeter ki erkek olsun’

Kadınlar kafa kafaya veriyor ve yüzlerini hiç görmedikleri amcalarının, yüzlerini hiç görmedikleri torununu İstanbul’da bulup getirtiyorlar.

DNA testi yapılıyor ve öldürülen adamın yaşlı ve varlıklı adam olduğu ortaya çıkıyor.

Şimdi!

Yaratan öyle adaletsizce yaratmış ki (tövbe haşa)!

Yarattığı kullarından erkek olanının genine, DNA’sına neslin hangi soydan geldiğinin belli olabilmesi için ipuçları koymuş.

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararıyla, önümüzdeki yüz yılda kim kimin kocası, kim kimin karısı, kimler kimlerin çocukları anlaşılmaz hale geldiğinde yaşanacak sosyal çalkantılar, adli olaylar ve davaların temelini de atmış oldu.

Zaten az karışıktı Medeni Hukukumuz!