Anne babalara sosyal medya tavsiyeleri
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukların sosyal medya kullanımına ilişkin açıklama yaparak ailelere tavsiyelerde bulundu.
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukların sosyal medya kullanımına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sosyal medyanın kültür aktarıcı rolünü üstlendiğini belirten Tarhan, “Sosyal medya külliyen kötü demek doğru değil. Sosyal medyanın bazı avantajları da var. Sosyal medyadan yenilikleri takip edebiliyoruz, insanlar birbirleriyle hızlıca iletişime geçebiliyorlar, uzaktaki insanlar birbirleri ile çok rahat iletişim kurabiliyorlar ve eğlenceli zaman geçiriyorlar. Ama bu avantajları sağlarken diğer taraftan da insanlar evin güvenli ortamında en güvensiz durumlara maruz kalıyorlar. Kimlik değiştirilerek, kimlik saklayarak çok ciddi siber suçlar ortaya çıktı. Davranışsal olarak teknolojik bağımlılıklar oluşturdu. Beyindeki ödül ceza sistemi, haz kontrol sistemi bozuldu” dedi.
Gençliğin akıl değil duygularının ağır bastığı bir dönem olduğunu söyleyen Tarhan, “Şu anda eğlence endüstrisinin Hollywood merkezli dünyaya yaptığı bir ihracat var. İşlerinin gereği olarak da hızla ve çok değişken bir şekilde insanların ilgisini çekebilecek bir tarz ile yapıyor. Arama motorlarının önemli bir iddiası var. İkna laboratuvarı kurmuşlar. İnsanları nasıl kendilerine bağlayacaklarını hesaplıyorlar. Örneğin arama motorlarından biri ‘tek rakibimiz uyku’ diyor. İnsanları uyutmadan kendilerine bağlamak istiyorlar. Böyle bir durumda biz değişmek zorundayız. Değişimin gerekçesi ise dünyanın artık elektronik köy gibi olması. İletişimin bu derecede hızlı ve haz verici hale gelmesi insanlardaki özgürlük, özerklik ve otonomi beklentisini yükseltti” dedi.
Anne babanın çocuklarına iyi niyetle yaklaştığını belirten Tarhan, önemli bir noktaya şöyle işaret etti; “Sosyal medyanın değil ebeveynlerin öğretmesi gerekiyor. Anne babalar çocuklarına iyi niyetle yaklaşıyorlar ama kullandıkları metot yanlış olduğu için çocuklar ters role giriyorlar. Anne babanın istediği gibi değil de tam zıttı ortaya çıkıyor. Çünkü bugünkü çocuklar eski zamane çocukları gibi baskı, tehdit, korkutma, otorite ile değil, takdir, övgü, onay sözleriyle, ikna ve inandırma yöntemleriyle, gerekçeleriyle birlikte öğreniyorlar. Bunu yapamadığımız için ailelerde kriz büyüdü. Aslında hiç zor değil, hiç sosyal medya konusunda paniğe girmeye gerek yok. Ailede huzur ve sıcak ilişkiler varsa ve 10-11 yaşından önce sosyal medya okuryazarlığı öğrettiğiniz zaman sosyal medyadan hiç korkmayın. Sosyal medyadan etkilenenler aile bağları zayıf olanlar. Çocuk 3 detayı örnek alıyor: Anneyi, babayı ve anne babanın ilişkisini. Bu üçü iyi gidiyorsa, sosyal medya istediği kadar kötü olsun, emin olun olumsuz etkisi olsa bile çocuk hemen dönüyor. ‘Ailem mi önemli bu mu önemli?’ diyor. Bu nedenle hiç karamsar olmayalım, ne yapacağımızı bilelim. Batıdaki sosyal bilimlerin, sosyolojinin bir nevi babası olmuş kişi İbn-i Haldun diyor ki ‘Çocuğunuzu yetiştirmek için bir şey yapmanıza gerek yok. Siz nasılsınız çocuğunuz öyle olur’ diyor. Çocuk nasihat, konferans, vaaz bundan anlamıyor. Çocuk söz dilinden değil davranış dilinden anlıyor, davranışlarınıza bakıyor, kaydediyor ve onu taklit ediyor.”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan çözüm önerileriyle sözlerini tamamladı; “Elbette her anne babanın iyi insan yetiştirme arzusu, hedefi var. Bu hedefe giderken ebeveynler birbirlerine yol arkadaşlığı yapıyorlar. Yol arkadaşlığı sadece romantizm değil aileyi, toplumu iyiye götürecek şeyler yapmak anlamına da geliyor. 10- 12 yaş çok kritik. Bu yaşa kadar çocuğa sosyal medyayı yönetmeyi öğrettik öğrettik. Ondan sonra çok zor. Çünkü geç kalınca bu sefer anne çocuk, baba çocuk savaşları başlıyor. O zaman da çare var ama o daha zor. Bu nedenle anne ve babaların sosyal medyanın etkisini gündemlerine almaları gerekiyor. Hiç kimse karamsar olmasın. Şu bir gerçek ki anne, baba, eski anne, baba gibi olmayacak. Saldım çayıra sokakta çocuk büyümüyor artık, sosyal medya da çocuğun büyük babası olmamalı. İşin püf noktası çocukla daha çok ve kaliteli zaman geçirmek, nitelikli bir beraberlik kurmak.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.