Sonrası malum!. “Nerede o eski günler” diye geçmişi yad ediyoruz, ne yazık ki!.. yapılan alışverişler eve geldiğinizde poşetin bile tam dolmadığını kimisinin ise boş döndüğünü görebilmek mümkün!
Birlik beraberlik ayı dediğimiz Ramazan ayı içerisinde sofrasında yemek eksiği olan, ihtiyaç sahiplerimizin de bir hayli arttığını görüyorum.

Hatırlar mısınız? Eskiden, Ne alırsan 1 ₺ vardı..
Hatırlayanlar vardır mutlaka bu kadar hızlı çıkan enflasyon karşısında insan dününü unutuyor ne de olsa.. o hep bir milyoncu dediğimiz mağazalarda artık 1₺ ye birşey bulabilen var mı? Diye soruyoruz..
Türkiye’mizin yaşamış olduğu ekonomik dalgalanma siyasal ve küresel kriz vatandaşı mağdur etmeye devam ediyor. Eskiler bilir diyoruz onların bizlere anlattıkları kadarını biliyoruz. o zamanın bolluklarından artık eser kalmadığını söylüyorlar. Ben pazarda ilk kez lahananın 4 e bölünerek satıldığına şahit oldum.
Peki vatandaşın cebindeki para hangi birine yetecek!..
Elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet, vs… geçim kaygıları giderek artan şu zamanlarda olayı biraz da objektif bakmak istiyorum.
Vatandaşın yerine koyarak düşündüğümüzde anormal fiyat değişikliği stokçuluk dediğimiz olaya itse de halkı, geçmişte yaşanan kıtlık korkusu düşündürüyor.. herkes de bir panik.. düşünsenize bir gece de herşey alt üst olduğu dönemleri.. eğer ki şuan vatandaşımız alışverişi daha bilinçli yapsa enflasyon düşebilir. Bilinçli tüketici olmak gerekir.
Üretim ve paylaşmanın dayanışmanın en yoğun arandığı bu zamanlarda tabi bir de siyaset çıkıyor karşımıza!..
halk ne desin evine iki lokma yemek götürme derdindeyken, seçim vaatlerini dinleyecek durumda değil.. hizmet, vatandaşın yanında olmak, üretimi desteklemekle, esnafı dinlemek ile oluyor bazı şeyler..

Yunus Emre ne güzel söylemiş; “Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz” diye…

Saygılarımla…