Serseri yüreğimin geçen gün,  ağzını burnunu dağıttım otur oturduğun yerde haziran haziran, canımı sıkma , eylülü bekle dedim...ne o zamansız öten horozlar gibi ensemde boza pişiriyorsun..Sus bir hele!!
Aşkın mevsimi daha gelmedi ,bu mevsimler yalancı , kaypak...
Yaz aşkları dedim suya yazı yazmak gibidir , eriyen dondurma gibi daha tadını alamadan erir ..
Parmak aralarına giren kum , yosunu bol dalga gibidir..
Nedir acelen, bekle eylülü olmadı ekim o da olmadı kasım ,  ayaklarını şöyle uzata uzata , keyfince nazlana nazlana bir aşk yaşarsın..
Alem ,aşk nasıl yaşanırmış  görsün , görsün de ağızlarının suyu aksın!!!
Düşün !!!
Havada kuru yapraklarin  kokusu,  saçlarında dans ediyor,
Çapkın  esen güz rüzgarları ,avuçlarında, sevdanın soluğu  ısıtıyor onları..
Ne evlere sığıyorsun ne şehirlere..
Yemeden içmeden kesiliyorsun , aşın da ekmeğin de o oluyor işte...
Aklın da bin karış havalarda. 
Aşkın demini tutuyorsun ,oh mis!!
Sen dinle beni !!
Bak ne demiş Turgut abi de
Eylül toplandı gitti işte
Ekim filan da gider bu gidişle.."
Turgut abi de benle  aynı kafadan ,aşkın en güzeli Kasım'da yaşanır demeye getiriyor..
Aşk başkadır, Kasım'da güzelim...
Bırak kendini sonbaharın çapkınlığına arsızca  , ılık bir gece,  pencereden giriyor ve sen,
Kırmızı bir şarapta aşkın deminde çok aşıksın..Çok aşk oluyorsun ..
Sarhoşluğuna gülümsüyor ,gri bulutlar
Ay şahit..
Korkma!!!
Yıkan aşkın nehirlerinde , çırılçıplak..
Üstün başın , ruhun, gözlerin , hücrelerin aşktan sırılsıklam olsun .
Ne gelecekse aşktan gelsin be gülüm..
Bul dibini sevdaların kör kütük...
Hadi bakalım!!
Benden sana izin , hakkını ver sevmelerin...
Sonbaharlar  adresimiz olsun...