ASOSYALLEŞİYORUZ!
Arif Çayan yazdı
Sosyalleşme adına verdiğimiz mücadeleye baktığımızda, gerçekten çok sosyal olduğumuza inandığımızda, aslında hiç de sosyal olmadığımızı, tam bir asosyal olduğumuz gerçekliğiyle karşı karşıya kalıyoruz.
Sonuçları ise ağır psikolojik travma.
Ne kadar çok sevenim var dediğinde, aslında çok az sevenin olduğu gerçekliğiyle karşı karşıya kalmak.
Ne kadar çok çevrem var dediğinde, aslında küçük bir bahçede yaşadığının farkında olmak.
Ne kadar çok isteyenim var dediğinde, aslında hiç istenmediğin düşüncesine kapılmak.
Bu sonuca nereden vardım derseniz, geçtiğimiz günlerde birkaç kere yüz yüze gördüğüm, çoğunla sosyal medyadan gördüğüm bir arkadaşımın kızının düğününe gittim.
Sosyal medya hesabına koyduğu çiçek, böcek fotoğrafının bile binlerce insan tarafından beğenildiğini düşününce, düğün salonuna girdiğimde kelimenin tam anlamıyla şok içinde kaldım.
Koca düğün salonunda gözlerinizle saysanız 50, parmaklarınızla saysanız 60 kişi vardı.
Yani, kral çıplak değildi ama kralım diyenlerin hepsi çıplaktı!
Yüz yüze geldiğimizde, yüzünde beni görünce olan sevincinin, çevresine bakıp, fark etmemi istediği şeyle bir anda buz gibi olmuştu.
Üzüldüm!
‘Sosyal medyadaki sosyalliğinizin ….’ Dedim.
Hazreti Mevlana’nın o güzel sözü geldi aklıma, ‘Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğü gibi ol’
Sosyal medyadaki varlığınızla, gerçek hayatta yoksanız, orada da bir TIK ile yok olursunuz.
Sosyal medyada hiç tanımadığınız, yüzünü görmediğiniz, varlığından daha emin olmadığınız insanların yokluklarıyla yok olursunuz.
Düğününüze Facebook, İnstagram ve Twitter çalışanları, cenazenize ise sadece imam ve sizi gömecek olan kürekçi gelir.
Mutlu hafta sonları.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.