Atatürk'ün Cumhuriyet'e bakışı konuşuldu
Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı, Cumhuriyet’in 100.yılı etkinlikleri kapsamında, “Atatürk’ün fikirleriyle aydınlanan Cumhuriyet” konulu panel düzenledi.
Yaşar Üniversitesi’nde gerçekleşen ve oturum başkanlığını Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümü Milletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Işıl Özkan’ın yaptığı panele Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Kemal Arı, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Hasan Taner Kerimoğlu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mithat Kadri Vural konuşmacı olarak katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Prof.Dr.Işıl Özkan, Mustafa Kemal Atatürk’te Cumhuriyet fikrinin genç yaşlarında başladığının ancak bu fikri 28 Ekim 1923 tarihine kadar gündeme getirmediğini belirterek başladığı konuşmasında şunları aktardı: “Atatürk çok okuyan, akıl ve bilim esasına inanan bir liderdir. Uluslararası hukuk kitaplarını, aydınlanma yazarlarının kitaplarını altını çizerek ve not alarak okumuştur. Atatürk’ün Cumhuriyet fikri bu alt yapı ile oluşmuştur. Adı Cumhuriyet olan ülke çoktur ancak demokrasiye sahip olmak önemlidir. Atatürk, demokrasi olmadan Cumhuriyet’in olmayacağını çok iyi biliyordu. Demokrasinin işleyebilmesi için milletin eğitim alması gerektiğini ve eşitliğin önemini her zaman vurgulamıştır. O’nun sayesinde hepimiz eşit haklara sahip olduk. İnkılaplarını şehir şehir dolaşarak halka anlatmıştır. Atatürk, çok iyi bir asker ve çok iyi bir stratejisttir. “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesini ifade etmesi çok önemlidir. Türkiye’nin tüm komşularıyla dost bir çevre yaratmıştır. Kadın haklarının savunuculuğunu yaparak Türk kadınına haklarını altın bir tepside sunmuştur. Atatürk’ün vatandaşlık kavramı içinde dayanışma vardır. Atatürk, Türk milletine kazandırdıklarıyla ölümsüz bir liderdir.”
Prof. Dr. Kemal Arı, Cumhuriyet fikri henüz aydınlar tarafından tartışılıp konuşulmamışken, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet fikrine yönelmiş olmasının çok önemli bir öngörü olduğunun altını çizdi. Devlet olgusunun ortaya çıkması için üç olgunun bir araya gelmesi gerektiğini belirterek: “ Toprak, o toprak üzerinde yaşayan ve belirli bir bilinç düzeyine gelmiş insan ve egemenlik ile devlet oluşur. Egemenlik için ise yasama, yürütme ve yargı yapısının olması esastır. Türkiye Cumhuriyeti, Misak-ı Milli ile sınırları belirlenmiş toprağa, bu toprak üzerinde yaşayan millete ve ulusal egemenliğe sahip bir devlettir. Mustafa Kemal Samsun’a çıktığında aklında sadece ülkeyi işgalden kurtarmak yoktu. Topyekün ve kalıcı kurtuluş olacaksa bu mücadeleden mutlaka Cumhuriyet ile çıkılması gerektiğini biliyordu” dedi.
Doç.Dr. Hasan Taner Kerimoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün, toplumun yarısını oluşturan kadınlara ve kadın haklarına verdiği önemi anlattığı konuşmasında insanlık tarihinde toplumların yerleşik yaşama geçmesiyle birlikte kadına biçilen rollerin ev işleri, çocuk bakımı, yaşlı ve hasta bakımı gibi sınırlı alanlarda kaldığını, bu konunun 19.yüzyıla kadar doğu ve batı arasında fark olmaksızın böyle algılandığını, Fransız Devrimi ile batıda kadınların yaşama katılması konusunda ilerleme kaydedildiğini belirtti. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda çok kayıp verildiği ve kadınların, erkeklerin iş alanlarında sorumluluk almaya başladıklarını belirten Kerimoğlu, Cumhuriyet’in ilanından önce kadınların yaşama katılmasına yönelik adımlar atılmaya başlandığının altını çizdi. Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet döneminde hayata geçirilecek birçok reforma uzun yıllar önce hazırlık yapmaya başladığını ve daima eşit haklara sahip olunması gerektiğini de her fırsatta vurguladığını belirterek: “Cumhuriyet’in ilanı, kadın hakları için önemli bir adımdır. Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınlarının haklarını eğitimden hukuka kadar her alanda korumak üzere önemli adımlar atmıştır” dedi.
Doç.Dr.Mithat Kadri Vural ise konuşmasında şunları söyledi; “Mustafa Kemal Atatürk, son derece stratejik düşünen bir liderdir. O’nun için toplumsal bütünlüğü bozmamak, bir kişiyi bile dışarıda bırakmamak esastır. Milli mücadelenin temel stratejisi budur. Milli mücadele, askeri zaferin yanı sıra Mustafa Kemal Atatürk’ün stratejik düşünmesi, tüm aktörlerin katılımıyla ortak akılla harekete geçilmesiyle başarıya ulaşmıştır. Toplumsal ve siyasal dönüşüm, güçlü liderlerin eliyle gerçekleşir. Cumhuriyet, güçlü temelleriyle 100 yıl gibi kısa bir sürede kurumsallaşmıştır.”
Panelin ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan oturum başkanı ve konuşmacılara değerli katkıları için Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Müdürü Sema Kemahlı tarafından günün anısına sertifika takdim edildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.