Selda Turgut, "Mikrofonuma ve kulaklığıma aşığım"
Aysel Ateş Abdullazade'nin sorularını yanıtlayan Selda Turgut, "Mikrofonuma ve kulaklığıma aşığım" dedi.
İşte o röportaj;
Merhaba değerli Medya Ege okuyucularım! Bugün radyo sunucusu Selda Turgut ile sohbetimizi sizlere aktaracağım. Bol köpüklü keyif kahveniz ile köşenizde yerinizi aldıysanız, sizleri bu röportajın detaylarına davet ediyorum.
"Mikrofonuma ve kulaklığıma aşığım"
Selda Turgut'u tanıyabilir miyiz. Okuyucularımıza kendinizden bahseder misiniz?
Aslen İstanbulluyum. Dört çocuklu bir ailenin en son ve tek kızıyım. Mikrofon ile çok küçük yaşlarda babamın sazına, abimin elektro sazına eşlik ederek tanıştım. Okul yıllarımda sosyal faaliyetlere katılım sağlamadığım hiç bir alan yoktu. Annem, okuldan her geldiğimde yine neye katıldın diye bütün duygusallığı ile yapacağı hazırlıkları düşünürdü. Uzun yıllar halk oyunlarında ekip başı idim. Hani küçük iken davulun üzerinde oynayanlardan. Müzik öğretmenimin ortaokulda konservatuara gitmelisin söylemleri, edebiyat öğretmenimin illa tiyatro olmalı demeleri, lisede edebiyat öğretmenimin tüm okumaları bana yaptırması, tüm öğretmenlerimin sözleri manidardı. Öğretmenim birgün şöyle dedi arkadaşlarıma; "arkadaşınıza haksızlık etmeyin, sesindeki duyguyu görmüyor musunuz? O okumuyor, şiir gibi hissederek yaşıyor"
Ama hayat bazen farklı kulvarlarda sizin yürümenizi istiyor. Şartlar istediğiniz gibi olmuyor. Radyo ile ilk temasımdan sonra sırf mikrofon ve kulaklık sevdamın devam etmesinden dolayı çağrı merkezinde operatör olarak çalıştım. Sonrası uzun yıllar ilaç sektöründe reprezant olarak çalıştım.Terazi burcuyum. Hayat sloganım: "Yaşanacak günlerin en güzelleri ilerde". Radyoda mikrofon başında olmak beni çok mutlu ediyor.
Radyoculuğa nasıl başladınız? Bu yolculuktan bize bahseder misiniz ?
Radyo ile yolumun kesişmesi eskiye dayanıyor. Bir arkadaşımın teklifi ile radyoya başladım. Hafta sonları Top 10 programını sundum.
Radyoculuk eğitimi almak bu işin püf noktalarını öğrenmek bir radyo programı sunmak için yeterli midir?
Tabiki hayatın her alanında olduğu gibi eğitim radyoda da önem arz ediyor. Kendini geliştirmenin ve bu alanda eğitimin sınırı yok. İyi bir sese ve onu karşı tarafa geçiren çok güçlü duygulara, pozitif enerjiye, üretkenliğe, kıvrak zekaya, dinleyicilerin hem gönlüne hem kulağına hitap eden gönül diline ve tabiki hedef kitleyi sevdiği müzikler ve sanatçılarla buluşturan bir yeteneğe ihtiyaç var.
Ses ve diksiyon dışında başka neler gerekiyor bu alanda?
Belirttiğim gibi ses ve diksiyon olmazsa olmazımız. Lakin onu pekiştiren karşı tarafa duyguyu düşünceyi hissin yerinde ve etkin geçmesini sağlayan bir çok unsurun da birlikteliği gerekir.
İşinizi severek ve tutku ile mi yapıyorsunuz?
Yaptığım işin heyecanına, enerjisine, kulaklarına ve gönüllerine dokunduğum kıymetli dinleyicilerimin kalplerine mikrofonum ve kulaklığım kadar aşığım.
Aksaray Kral FM ‘e nasıl başladınız ?
Müzik direktörü sihirli radyocu Ozzy Jakson'un önermesi, Radyocular ve televizyoncular derneği başkanı Talat Belge’nin namı diğer “sevgi çemberi“ Genel yayın yönetmenimizin ataması ile başladım.
'Sarı sıcak' programının içeriğinden bahseder misiniz
'Sarı Sıcak' hayatın içinden her şeyin olduğu, gönül hırsızı sevgi arsızı sıcacık gönüllere dokunan bir program. Herkesin hayatının bir anında yada zamanında yaşadığı paydaş konuları kendi yaşadıklarımla, gözlemlerimle sevgili dinleyicilerimle buluşturmaya çaşıyorum. Bazen bir sorunun içerisinde dinleyicilerimle etkileşim halinde iken, bazen bir sözle, güncel haberler ve konularla, bazen Mevlana ile, bazen bizim Yunus ile, bazen bir şiirle... Su gibi duru ve akışkan, böldüğümüz ekmek kadar gerçek, samimi, içten. Yani biz gibi. Sarı Sıcak gülmelerin duyguların harman olduğu programı dinleyicilerimiz ile birlikte yapıyoruz.
Engelli mikrofon yarışmasında ikinci olmak size neler hissettirdi?
Öncelikle Onur Sakar’ın ve ekibinin hazırlayıp sunduğu Bağcılar belediyesi tarafından 4.düzenlenen yarışmada yerel bir radyoda mikrofon başında bulunan şahsıma programımı ve emeğimi görerek şans verdikleri için teşekkür ederim. Gerçekten hak eden kim olursa olsun bir yerlerde bir şekilde fark edilmenin mutluluğunu yaşadım. Bu farkındalığı hisseden mikrofondaşlarımın mikrofonlarına daha yürekten sarıldığına inancım sonsuz.
Görüntü olmadan bir kitleye hitap etmek ne kadar etkili oluyor?
Günümüzde teknolojinin ve sosyal ağların radyo programlarına entegre edilmesi ile şu anda aslında dinleyicilerimiz bu konuda şanslı. Dinledikleri radyo programcısının suretini hayal etmenin ötesinde görebiliyor ve daha yakından tanıyabiliyorlar. Sihirin bozulduğu konusu tartışmaya açık ama bence her şey gibi çağın bu güzel getirisine de pozitif bakmak gerekir.
Sadece dinleyici olarak günümüzün müzik sektörünü ve radyo sektörünü değerlendirir misiniz?
Müzik ve radyo sektörünü bir dinleyici olarak ele alırsam müzik ve radyo benim için ekmek gibi su gibi yaşamın en temel kaynağı. Günümüz teknolojisinde müziğe hatta sevdiğimiz sanatçılara ulaşmak çok daha kolay. Yeni sanatçılarımızın, sanat hayatına devam eden müzisyenlerimizin sesini radyolarda farklı mecralarda duyurma gibi pozitif bir şansı, fırsat eşitliği var.
Radyo deyince akla müzik gelir. Bazen dinleyiciler radyolarda aynı müziklerin çalınmasından sıkıldıklarını söylüyorlar. Sizin müzik seçimleriniz nasıl, en çok kime ve nelere yer veriyorsunuz?
Yılın en iyi bölgesel radyosu seçilen Aksaray kral Fm de Radyocular ve televizyoncular derneği başkanı Genel yayın yönetmenimiz Talat Belge, namı diğer Sevgi Çemberi Talat Bey'in radyoda karma müziklere yer vermesi bizim de seçimlerimizi bu yönde pozitif yönde olumlu etkiliyor. Her tarz müziğe yer vermeye çalışıyorum.
Radyo ile yollarınızın çok eskiden birleştiğinden bahsettiniz, peki neden devam etmediniz? Sonra yine neden radyoya döndüğünüzü öğrenebilir miyiz?
Bu soruya Selda’ca cevap vermek istiyorum. Gerçekleri samimice sizlerle paylaşmak istiyorum. Genç idim, tecrübesizdim. Bazen doğru yerde doğru zamanda yanlış insanlarla karşılaşıyorsunuz. Ben de böyle bir talihsizlik yaşadım. Hani eski türk filmlerinde olurdu, seni istediğin her TV kanalına, radyoya yerleştireyim diyen bir şahıs. Elinde numaraları çevirip konuşurken, büyük kanalların sahiplerine beni önerirken ben niyetinin iyi olmadığını telefonu kapattıktan sonraki konuşmalarından anladım.Yaşı benim iki katım konumuda olan birinin bu niyeti beni radyodan korkutmuştu. Oradan hızlıca uzaklaştım. Yolda iki pelik halinde örülü saçlarımı tutmuş, göz yaşları ile evin yolunu bulmuştum. Bu iş bana göre değil, bana uygun değil diye düşündüm. Aslında tam da bana uygundu, sadece ben bu güzel ve kıymetli insanlarla dolu sektörün art niyetli bir şahsına denk gelmiştim. Ve bu sektörde devam etmek istemedim. İşte biz plan yaparken hayat da kendi planlarını yapıyor, yıllar sonra mikrofon tekrar beni çağırdı, ben de aşkla kabul ettim.
Beni ağırladığınız, kıymetli derginizde yer verdiğiniz için teşekkürler. Medya Ege ailesine ve okuyucularına sevgi ve selam ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.