Bakan Ersoy, Anafartalar Zaferi yıldönümü törenine katıldı
Anafartalar Zaferi’nin 106'ncı yıl dönümü dolayısıyla Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda yer alan Conkbayırı'nda tören gerçekleştirildi.
Anafartalar Zaferi’nin 106'ncı yıl dönümü için düzenlenen törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, son zamanlardaki orman yangınlarına değinerek, “Topraklarımıza düşen her ateş devletimizin gücü, milletimizin birlik ve beraberliği karşısında sönecek, vatandaşlarımızın bütün yaraları sarılacak, toprağımız üzerindeki küller savrulup yerini yeniden yeşile ve yaşama bırakacaktır” dedi.
Tören, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Mustafa Oğuz, Avustralya Askeri Ataşesi Albay Richard Campbell, Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir tarafından Atatürk Anıtı'na çelenklerin bırakılmasıyla başladı. Daha sonra saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı okundu. Bu esnada saygı atışı yapılarak Türk bayrağı göndere çekildi.
Törene, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mehmet Cem Okyay, Çanakkale Belediye Başkanvekili Süleyman Canpolat ile kurum müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile askeri yetkililer katıldı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Anafartalar Zaferi’nin 106’ncı yılında yaptığı konuşmada “20’inci yüzyıl tarihinin, emperyalistlerin hiç ummadığı bir yöne doğru değişimini başlatan zaferlerin toprağındayız. Bomba, kurşun ve şarapnel yağmuru altında ölümün en dehşet verici yüzünü görüp, hepsini güzel bir şehadet rüyası gibi kabullenen ve tereddütsüz üzerine koşan yiğit erkek ve kadınlarımızın aziz hatırası önünde sizleri saygıyla selamlıyorum. 106’ncı yıl dönümünü idrak etmekte olduğumuz Anafartalar Zaferi her anı cesaret, metanet, inanç destanı olan Çanakkale Savaşları’nın şanlı bir sayfasıdır” dedi.
Çanakkale Savaşları’nın tüm dünyanın gözü önünde eşsiz bir vatan savunmasına ve zaferine dönüştüğünü söyleyen Bakan Ersoy “Hepimizin malumudur ki İtilaf Devletleri’nin Gelibolu Harekâtı uzun tartışmalar sonrası uygulamaya konulmuştu. Hedef İstanbul’du.
Osmanlı İmparatorluğu’na vurulacak bu darbe, nihai zaferin kapısını açacak bir adım olacaktı. Onlar için büyük bir şan ve şöhret fırsatıydı. Ne de olsa güçlüydüler; silah, sayı ve lojistik üstünlükleri vardı. Ama bekledikleri, istedikleri hiçbir şey gerçekleşmedi. Türk askerinin cesareti, azmi ve kurmay zekâsı ile Çanakkale Savaşları tüm dünyanın gözü önünde eşsiz bir vatan savunmasına ve muazzam bir zafere dönüştü.
1915’in Çanakkale’sine baktığımızda görüyoruz ki İtilaf Devletleri önce birleşik bir donanma ile Boğazı geçmek istemiştir. Kıyı hatları boyunca yerleştirilmiş olan kalelerimiz, tabyalarımız, tabyalarımızda görev yapan topçularımız ve boğaza döşediğimiz mayınlar marifeti ile bu girişim ağır bir hezimete uğratılmıştır. Çok kısa sürede, sorunsuz şekilde Boğazı geçeceğini düşünen İtilaf Devletleri, yaşadıkları bu hezimet sonrasında kara harekâtını başlatmıştır” dedi.
Vatan sevdasıyla sinesi kabaran Türk Askeri’ne dikkati çeken Kültür ve Turizm Bakan Ersoy “Denizde yedikleri ağır sille kibirlerinden bir şey eksiltmemişti. Karada kısa sürede kesin bir zafer kazanacaklarını düşünüyorlardı. Yine yanıldılar. Arkalarında deniz, önlerinde vatan sevdasıyla sinesi kabaran Türk askeri; adeta sahile çakıldılar. Yaklaşık sekiz buçuk ay, Mehmetçiğin çelik iradesi karşısında şaşkınlığı, çaresizliği ve nihayetinde yeniden mağlubiyeti yaşadılar. Çanakkale Kara Savaşları’nı adım adım zafere taşıyan, her biri kahramanlık destanı nice taarruz harekâtı vardır. Fakat 10 Ağustos Conkbayırı Süngü Hücumu, düşmanın geri çekilmeye karar vermesi açısından çok önemli bir etki bırakmıştır. Gazi Mustafa Kemal komuta ettiği hücumu, ‘Kırbacımı havaya kaldırarak hücum işaretini verdim. Bütün askerler, subaylar, artık her şeyi unutmuşlar, bakışlarını, kalplerini, verilmiş işarete yöneltmiş bulunuyorlardı.
Süngüleri ve bir ayakları ileri uzatılmış askerlerimiz ve onların önünde tabancaları, kılıçları ellerinde subaylarımız kırbacımın aşağı inmesiyle demirden bir kitle halinde aslanca bir saldırıyla ileri atıldılar’ İfadeleri ile tarif etmektedir. Sabaha karşı başlatılan taarruzda, işgalciler silah kullanmaya bile zaman bulamamıştır. Boğaz boğaza, süngü süngüye verilen mücadele sonunda, ilk hatta bulunan düşman tamamen imha edilmiştir. Şüphesiz ki bu zafer Türkün iradesini daha da keskinleştirmiş, düşmanın iradesi üzerinde ise kırılma etkisi göstermiştir. Tarihi boyunca, hüküm sürdüğü coğrafyalarda benzer nice tehdidi kanı ve canıyla bertaraf etmiş olan millî ruh Conkbayırı’nda şahlanmış; millet olma şuuru, birlik ve beraberlik bir kez daha şuursuz kalabalıkların sömürgeci hırslarını galebe çalmıştır. Deniz ve kara mücadelesi ile yaklaşık dokuz buçuk ay süren Çanakkale Savaşları hem parçası olduğu tarihi süreç içinde hem de 20’nci yüzyılın şekillenmesinde kader tayin edici bir özelliğe sahiptir. Avrupa’da askeri ve siyasi ciddi değişimlerin sebebi olmuş, Kurtuluş Savaşı’nın manevi meşalesi buradan bütün yurt sathına yayılmış, dünyanın dört bir yanındaki mazlum halkların sömürge zincirlerini kırabileceklerine dair inançlarının yeşermesine zemin hazırlamıştır” dedi.
Çanakkale’nin Türk kimlik ve karakterinin timsali kılındığına değinen Bakan Ersoy, “Hüseyin Avni, Mehmet Şefik, Ezineli Yahya Çavuş, Yusuf Kenan gibi nice kahraman sayesinde bugün “Çanakkale Ruhu” hepimizin ortak manevi hazinesi olmuştur. Onlar 1915’te Seddülbahir, Kumkale, Arıburnu, Kanlısırt, Anafartalar ve Conkbayırı gibi sayamayacağımız daha pek çok mevzide kahramanca hayatını feda ederek ya da sinesinde onur ile taşıyacağı yaralar alarak, Çanakkale’yi Türk kimlik ve karakterinin timsali kılmışlardır. Dünya döndükçe hatırlanacak ve daima ilham alınacaktır” dedi.
Çanakkale’nin vatan kurtaran, devlet kuran komutanların ve liderlerin doğmasına vesile olduğunu ifade eden Turizm Bakanı Ersoy “Çanakkale Zaferi İmparatorluğun başkenti İstanbul’u kurtardığı gibi aynı zamanda vatan kurtaran, devlet kuran komutanların ve liderlerin doğmasına da vesile olmuştur. Komuta ettiği ve emir verdiği her askerin “yüce ruh halini” anlayarak özümseyen ve buna göre kararlar alarak önemli zaferlere imza atan komutanlar sayesinde Çanakkale sükûnetli bir vatan toprağı olmuştur. Göğsüne şarapnel isabet ettiği halde “Asker yaralandığımı duymasın!” diyerek büyük bir metanet örneği gösteren, kendi ifadesi ile “ölümden daha ağır bir sorumluluk” ile görev yaptığı Çanakkale’de “Anafartalar Kahramanı” olan Gazi Mustafa Kemal üstlendiği vazifeyi, “Böyle bir sorumluluğu yerine getirmek basit bir iş değildir. Fakat ben vatanım mahvolduktan sonra yaşamamaya karar verdiğim için kemali iftiharla bu sorumluluğu üstüme aldım.” diyerek anlatmaktadır.
O, hayatı boyunca bağımsızlık ülküsüyle ve vatan toprağına beslediği sevdasıyla en ağır sorumlulukların altına girmiş, en zor kararları alarak ve daima milletinin ruh haline tercüman olarak yeni bir istikbal yolu çizmiş, verilmiş bir unvan olmanın çok ötesinde adanmış bir ömrün gerçeği olarak dünya ve Türk tarihine Atatürk adıyla geçmiştir” dedi.
Topraklarımıza düşen her ateş devletimizin gücü, milletimizin birlik ve beraberliği karşısında söneceğini ifade eden Bakan Ersoy “Sizlere hitap etme imkânı bulduğum bu kutlu yıl dönümü vesilesiyle ifade etmek isterim ki içeride ve dışarıda Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin yoluna taş koymaya, ilerleyişimizi engellemeye, bizi hedeflerimizden uzaklaştırmaya çalışan herkes tarihte daima olduğu gibi bugün ve gelecekte de hezimet ve hüsrana uğramaktan bir adım öteye geçemeyecektir.
Yüreklerimize korku, umutsuzluk, yılgınlık salabileceklerini sananların hepsi bu milletin bükülmez iradesi, boyun eğmez karakteri karşısında hezeyanlara boğulmaya mahkumdur. Topraklarımıza düşen her ateş devletimizin gücü, milletimizin birlik ve beraberliği karşısında sönecek, vatandaşlarımızın bütün yaraları sarılacak, toprağımız üzerindeki küller savrulup yerini yeniden yeşile ve yaşama bırakacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, orman yangınlarında vefat eden bütün vatandaşlarımıza; vazifelerini bihakkın yerine getirme kararlılığıyla alevlerin önüne set çeken, bu uğurda şehit olan bütün görevlilerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Yaralılarımızın bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” şeklinde konuştu.
Tören program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve İl Müftüsü Şükrü Kabukçu'nun dua etmesiyle tamamlandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.