Bakan Selçuk: "Bütçe açığının inmesini bekliyoruz"
Sosyal Güvenlik Kurumu (SKGK) 5. Olağan Genel Kurulu tüm paydaşların ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un katılımlarıyla yapıldı.
Genel Kurulun açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Selçuk, SGK'nın katılımcı yönetim anlayışıyla işçi, işveren, esnaf, memur, emekli temsilcileri gibi tüm paydaşlar tarafından seçilerek yönetildiğini anımsattı. Emekli Sandığı, Bağ-Kur, SSK gibi prim ödeyenlerin statülerine göre yapılandırılan sosyal güvenlik sisteminin, bütünlükten uzak, karmaşık ve dağınık bir görüntü arz ettiğini vurgulayan Selçuk, kapsam, norm ve standartlar açısından hakkaniyetli nitelikte olmadığı gibi, verimli ve sürdürülebilir bir yapıya da sahip olmadığını dile getirerek, "Sosyal güvenlik sistemi, 2002 öncesinde böylesine dengesiz ve adeta içinden çıkılmaz bir hal içindeydi. Dönemin verilerine baktığımızda üç sosyal güvenlik kurumuna ait toplam bütçe açığının GSYH’ye oranının yüzde 2,22 olduğu görülüyor. Topladıkları prim gelirlerinin emekli maaşları ve sağlık harcamalarını karşılama oranı ise yüzde 61 düzeyinde kalmaktaydı. Yaşanan tablo, belli ki sosyal güvenlik sisteminin can çekişmekte olduğunu haber veriyordu. AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte gerçek anlamda bir ümit ışığı doğdu. Yeni süreçte, birçok problemle ilgili olduğu gibi sosyal güvenlik sitemine de gereken neşter atıldı. 2003 yılında başlatılan yapısal dönüşüm çalışmaları, bilindiği üzere 2006 yılında çıkarılan 5502 Sayılı Kanunla meyvesini verdi. Sosyal güvenlik sistemimizin anayasası niteliğindeki bu Kanunla birlikte münferit haldeki sosyal güvenlik kurumları tek çatı altında birleştirilmiş oldu. Kurulan Sosyal Güvenlik Kurumuyla artık sosyal güvenlik sistemimiz daha bütüncül ve organik bir yapıya kavuşturuldu. Bununla birlikte başka iyileştirmeler de yanı sıra geldi. Oluşturulan yeni sosyal güvenlik sisteminde, ILO’nun belirlediği 9 temel riskin 8’i sigorta kapsamına alındı. Böylece tüm vatandaşları çatısı altına alacak genişlikte bir sosyal güvenlik çerçevesi oluşturuldu. İyileştirme ve geliştirme yolunda yapacaklarımız elbette her zaman olacaktır. Bu anlamda 2012 yılında fiilen yürürlüğe konulan zorunlu genel sağlık sigortası ile sosyal güvenlik sisteminde önemli mesafeler kat ettiğimiz yadsınamaz bir gerçektir. Özetle ifade etmem gerekirse, mevzuattan kurumsal yapılanmaya, bilişim alt yapısından bina ve donanım ekipmanlarına kadar, reform için elzem saydığımız her şey birkaç yıl gibi kısa bir sürede hazır duruma getirildi" şeklinde konuştu.
"Batılı ülkeler sosyal güvenlik reformlarını gerçekleştiremedi"
Bakan Selçuk, "Bütün çıkar gruplarını ortak bir noktada buluşturacak, geniş tabanlı bir mutabakatın tesis edilmesi herkesin hayrına olacaktır. Bunun için dayatmaya değil, akılcı düşünceye, yüksek liderlik ve ikna kabiliyetine dayalı gerçek bir toplumsal mutabakata ihtiyaç var. Aksi halde sistemde muhtemel tıkanma ve çatlamaların önünü kesmek zorlaşır. Nitekim son yıllarda bazı Batı ülkelerinde görülen sosyal çalkantılarda, sosyal güvenlik problemleri en başı çekiyor. Toplumsal mutabakatı sağlamadaki yetersizliklerinden dolayı bazı batılı ülkelerin sosyal güvenlik reformlarını gerçekleştiremediğini görmekteyiz. Buna karşılık Türkiye, 2000’li yıllarda gerçekleştirdiği sosyal güvenlik reformlarıyla toplumsal mutabakatı ve barışı sağlamada önemli bir başarıya imza attı. Yapılan reformların ve oluşan toplumsal mutabakatın tek lideri, tartışmasız şekilde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Arkasına aldığı toplumsal destek, yüksek ikna kabiliyeti, risk almaya dönük kararlı duruşu ve vizyoner liderliği ile kendi döneminde hiçbir liderin başaramadığını Cumhurbaşkanımız başardılar. Bugün 5’incisini gerçekleştirdiğimiz Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Kurulu, bu reformların hem bir sonucu hem de temel unsurlarından biridir. 'Türk mucizesi' olarak nitelendirdiğimiz Sosyal Güvenlik Reformu, ekonomik gelişme seviyesi bakımından en üstteki Batı Avrupa ülkelerinin bile erişemediği bir kapsama sahip. Gururla tekrar etmek isterim ki, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamı sosyal güvenlik sisteminin kapsamı içinde yer almaktadır. Bu sistemle, vatandaşlarımız doğumdan ölüme kadar hayatın tüm risklerine karşı güvence kapsamındadır. Bunun yanında sistem, sürdürülebilirlik esasıyla kurgulanmış olup, sürekli kontrol ve test edilen bir işleyişe sahiptir. Yapılan bilimsel hesaplamalarla; mevcut sosyal güvenlik sistemimizin, önemli dışsal bir müdahale olmamak kaydıyla 2071 yılına kadar aktüeryal açıdan risk taşımadığı ortaya konulmuştur. Diğer taraftan, hesap verebilirlik ve saydamlık ilkesi uyarınca her ay temel mali tabloları içeren istatistikleri web sayfamızdan ilan ediyor, Sayıştay denetimiyle de sistemin hukuka uygunluğunu temin ediyoruz" diye konuştu.
"Aylık sadece 76 TL ödeyerek sigorta kapsamına giriyor"
Sosyal güvenlik sisteminin en önemli bileşenlerinden biri olan 'genel sağlık sigortası' konusunu da ele alan Bakan Selçuk, "Hayata geçirdiğimiz genel sağlık sigortası, hem kapsamı hem de sağladığı güvence içeriğiyle gelişmiş ülkelerin özel sağlık sigortalarının bile daha ilerisinde. Sağlık sigortasının kapsamına ve faydalanma koşullarına bakacak olduğumuzda, Türkiye’nin bugün 2002 yılı koşullarıyla mukayesesi mevzu bahis bile edilemez. Emekli Sandığı iştirakçileriyle Bağ-Kur’lular arasındaki büyük ayrımlar bu sayede artık yoktur. Yeşil kart sahiplerine reva görülen ikinci, üçüncü sınıf vatandaş muamelesi tarihe karışmıştır. SSK’lıların sadece SSK eczanelerinden ilaç alabildikleri dönemler artık geride kalmış bulunuyor. Genel Sağlık Sigortasındaki en önemli adım, statüsüne ve ödediği prime bakmaksızın bütüncül, eşit bir uygulamayı getirmiş olmamızdır. Yurt dışına tedaviye gönderme de dahil vatandaşlarımız arasında hiçbir farklı uygulama kalmamıştır. Türkiye’de halen 25 bin 380 eczane ve bin 459 özel sağlık hizmeti sunucusuyla anlaşmamız vardır. Sadece kamu sağlık kuruluşlarından değil, isteyen artık istediği özel sağlık hizmeti sunucusundan hizmet alabiliyor. Hiçbir sosyal güvencesi olmayan vatandaşımız bugün iki şekilde sağlık güvencesine sahip olabiliyor, ya gelirinin belli bir düzeyin altında olduğunu belirterek devletin mutlak güvencesi altına alınıyor ya da isterse aylık sadece 76 TL ödeyerek bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri dahil genel sağlık sigortası kapsamına giriyor. Ayrıca genel sağlık sigortası çerçevesinde bugün 8 bin 772 ilaca geri ödeme sistemi içinde yer verilmiştir" ifadelerini kullandı.
Toplam 127 hizmetin e-devlet üzerinden verildiğini kaydeden Bakan Selçuk, bu hizmetlerin önümüzdeki süreçte daha da arttırılacağını söyledi.
Sistemin mali bünyesine bakıldığında SGK’daki bütçe açığının GSYH’ye oranının yıllar itibariyle sürekli iyiye doğru gittiğini vurgulayan Selçuk, "2008’de yüzde 2,6 seviyesindeyken, bu oranın yılın sonunda yüzde 0,66’ya inmesini bekliyoruz" dedi.
"Bugün hesap veren olacağız"
Programda konuşan ev sahibi SGK Başkanı Selim Bağlı ise idari olarak bakanlığa, mali olarak Sayıştaya ve genel kurula karşı sorumlulukları olduğunu belirterek, "Biz bugün konuşan değil, dinleyen ve hesap veren olacağız. Genel kurul bittikten sonra raporlar bakanlığımıza sunulacaktır. Öbür dünyada hesaba çekilmeden önce bugün burada hesaba çekilerek alnımızın akıyla çıkacağız. SGK'yı inşallah yeni seçilen kurulla daha iyi bir şekilde temsil edeceğiz" şeklinde konuştu.
Genel Kurul toplantısında SGK Başkanı Selim Bağlı'nın yanı sıra, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar, TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, MEMUR-SEN Genel Başkanı Ali Yalçın, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, İŞ-KUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen ve TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç da yer aldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.