BALBAY: “ADALETİ BİR SİLAH HALİNE GETİRDİNİZ”
“DOLULUK DEYİNCE AKLA TURİZM DEĞİL CEZAEVİ GELİYOR”
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbay Meclis Genel Kurul’unda CHP adına bir konuşma yaptı. Balbay, “adaleti bir silah haline getirdiniz. 2002’de 50 bin kişinin olduğu cezaevlerinde bugün 197 bin kişi var. Turizmde doluluk beklerken cezaevleri doldu, taştı. En büyük icraatınız bu” dedi.
Balbay konuşmasına şöyle başladı:
“AKP iktidara geldiğinde 2002 yılında cezaevlerinde 50 bin kişi vardı. 2010 yılında 119 bin kişi oldu, bugün cezaevlerinde 197 bin kişi var. Ülkemizde cezaevleri neden bu kadar doldu. Birinin çıkıp bunu izah etmesi gerekir. Bernard Shaw'un güzel bir sözü var, diyor ki: “Bir ülkede cezaevi varsa, içinde kimin olduğu önemli değildir. Mutlaka hiç ummadığınız bir kişi bile içine girebilir.” Yakın geçmişte bunun pek çok örneğini gördük, bugün de gerçekten, cezaevlerindeki doluluk oranı yüzde 100’ü geçmiş durumda. Eskiden doluluk oranı turizm için kullanılırdı, şimdi artık, cezaevleri için kullanılıyor, hatta kimi cezaevlerinde yüzde 200 doluluk var.”
Cezaevlerindeki doluluk için AKP’nin bunlar, teröristti, suçluydu, yakaladık, içeri attık, “savunması getirdiğini” vurgulayan Balbay sözlerini şöyle sürdürdü:
”Son dönemde tutukladığınız 42 bin kişinin yüzde 90’ı iddianame bekliyor. İddianamesi yok. Cumhuriyet gazetesinin yazarları ve yöneticileri iddianame bekliyor. HDP milletvekilleri şu anda öyle bir tabloyla karşı karşıya ki 2’sini tutukluyorsunuz, 1’ini serbest bırakıyorsunuz, serbest bıraktığınızı tekrar alıyorsunuz. Bu tablo şunu çağrıştırıyor: Sindirebildiğimiz kadar sindirelim ve onları bir noktaya çekelim, en azından referandumda güçlü bir “hayır” dememeye itelim arayışı ve dayatması içinde görünüyorsunuz. Benzer durum FETÖ operasyonunda da görünüyor. Siz bu gruba “Altı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanet.” demiştiniz. Ama şu andaki tutuklamalarınız tamamen alta, en tabana da inmiş durumda. Onlara da “Önce dize geleceksin, sonra bize geleceksin.” diyorsunuz. Tablo bunu gösteriyor.”
AKP grubuna seslenen Balbay, “Nizamülmülk’ü bir ölçüde kabul edebilirsiniz diye düşündüm, onun bir sözünü size anımsatacağım. Nizamülmülk diyor ki: “Güçlü devlet, güçlü adaletle olur. Devleti, güçlü adaletten başka hiçbir şey koruyamaz, adalet en güçlü silahlardan, en yüksek kalelerden daha etkilidir.” Siz, adalet kalesini yıktınız ve daha kötüsü, adaleti bir silah hâline getirdiniz. Cezaevindeki insanlar, her şey bir yana, suçunu öğrenmek istiyorlar. Üç gün önce tutuklanan piyanist Dengin Ceyhan Cumhurbaşkanına hakaret etti deniyor. 3 gazeteci oturmuş, hangi sözüyle hakaret etti diye aramış, 3 gündür bulamıyorlar. Böylesine bir vahşet olur mu? Bir ülkede bir piyanist tutuklanıyor, suçu neydi diye gazeteciler arıyor ve bulamıyorlar. Yine, CHP Maltepe gençlik kollarından arkadaşımız Samet Burak Sarı Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı. O da “tweet”lerin kendisine ait olmadığını kanıtladığı hâlde “Duruşmada bakarsın.” deyip gönderildi.”
Balbay sonraki yıllarda ortaya çıkacak sonuçları tarihten notlarla anlatarak şunları söyledi:
“İleride göreceksiniz, nasıl 12 Eylül adil olmayan yargılamalarıyla anıldıysa ve yıllar sonra hâlâ o dönemin uygulamaları konuşuluyorsa bu tablo oraya gidiyor. Hayırla anılmayacaksınız, çünkü Türkiye’de şu anda cezaevlerini o kadar doldurdunuz ki son haberler doğruysa “100 bin kişiyi açığa alalım, cezaevleri biraz boşalsın, yeni insanları tutuklayalım.” arayışı içine girmiş durumdasınız. Ve yine, Ankara’daki gelinen tablo gösteriyor ki kimi operasyonlar cezaevleri dolu diye ertelenmiş. Şimdi, böyle bir ortamda siz nasıl bu ülkeyi daha demokratik yapacağız deyip referandumla birlikte bu ülkenin geleceğinde demokrasinin güçleneceğini iddia edebilirsiniz?”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.