CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyonu Üyesi Mustafa Ali Balbay son dönemde üniversite rektörleri ve kimi akademik ünvanlı kişilerin yaptığı açıklamalar nedeniyle Meclis Araştırması komisyonu kurulmasını istedi.  Önerge AK Parti milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

Balbay önergesi üzerine TBMM’de yaptığı konuşmada dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Balbay’ın konuşması özetle şöyle:

ALMANLARIN ÜNİVERSİTELERİ VARDI BİZİM NEYİMİZ VAR

İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Almanya yerle bir olduğunda Almanlara sordular: “Ne zaman ayağa kalkacaksınız?” Almanlar dediler ki: ‘Biz bir kuşak içinde ayağa kalkarız çünkü bizim üniversitelerimiz var.’ Bugün Türkiye'de üniversitelerin sayısı arttı ama ne yazıkki üniversitelerimiz ne bilimle tartışılıyor ne bilim insanlarının aldığı ödüllerle tartışılıyor ne de öğrencilerin başarılarıyla. Üniversiteler sadece iktidarın baskıları ve iktidar yanlısı rektörlerin yaptıklarıyla tartışılıyor.

DEMOKRASİYE İNANMAYAN MÜRTET MİDİR?

Bugün, Mardin - Artuklu Üniversitesi Rektörünün yaptığı açıklamalarla ilgili olarak bir Meclis araştırması açılması ve üniversite rektörlerinin nasıl atandığının tartışılmasını istiyorum. Bir üniversite rektörünüm ‘Demokrasiye inanmayan mürtettir. Eğer tövbe etmemişse öldürülmelidir.’ görüşünü benimsiyor muyuz, benimseyecek miyiz? Tabiki hayır. Bu sözü söyleyen Artuklu Üniversitesinin hâlen görevdeki Rektörü. Yine ‘Erkeğin dediğini yerine getirmeyen kadın Allah’a isyan etmiş demektir.’Bu söze ne diyeceğiz. Bu sözü söyleyen de şu anda hâlen görevde bulunan Artuklu Üniversitesinin Rektörü.

Mardin’de Adalet ve Kalkınma Partisinin en üst yöneticileri dâhil kiminle üniversite rektörünü konuştuysam  ‘Bizi bu işe karıştırmayın.’ diyor. Neden, çünkü rektör zaten orada kendisini Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı Erdoğan’ın özel sorumlusu ilan etmiş durumda. Erdoğan, kendisi gibi düşünmeyenleri, üniversitelerde kendisi gibi hareket etmeyenleri temizleyeceğini zaten söylemiş durumda. Bunu kabul etmek mümkün değil.

REKTÖR BİN YIL GERİDEN GELİYOR

Artukluların bundan bin yıl kadar önce o bölgede bir devlet kurduklarını ve üç yüz yıl kadar yaşadıklarını biliyoruz. Artukluların bilime bakışı, bin yıl önce bugünkü rektörden daha ileriydi. Çünkü Artuklular, tarihte rasathanenin kullanılmasıyla ilgili olarak ilk akla gelen uluslardan birisiydi. Bugün, şu anda Artuklu Üniversitesi Rektörünün son araştırması, son kitaplarından birinin adı ‘Müneccimbaşı Ahmed İbn Lutfullah’ın Çalışmaları.’ Bin yıl önce o bölgede rasathane kurulmuş, bugün oradaki üniversitede rektör müneccimbaşının nasıl bilimsel çalışmalar yaptığını konuşuyor. Bu iktidar Türkiye’ye en çok zararı ne yazık ki eğitimde verdi, onu da bu rektörlerle devam ettiriyor.

BU ÜLKEYİ SEN TERKEDECEKSİN

Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanının başta üniversite öğrencileri olmak üzere “Beğenmeyen gitsin.” “Beğenmeyen bu ülkeyi terk etsin.” “Beğenmeyenin biletini kestik.”sözlerini kabul etmek mümkün değil. Dünyada ilk defa bir Cumhurbaşkanı ülkesinin insanlarıyla ilgili böyle konuşuyor. Her şey bir yana, sen kimsin! Bu ülkeden istediğini kovuyorsun; isteğine gelsin, istediğine çıksın diyorsun. Kimin biletini kesiyorsun? Nereden kesiyorsun? Ne hakkın var buna? Sen öncelikle ettiğin tarafsızlık yeminine sadık kal ve herkesin Cumhurbaşkanı ol.

Bugün geleceklerini bu ülkede arayan üniversite öğrencilerinin sayısı neredeyse onda 1’e düşmüş durumda. ‘Ben üniversiteyi bitirince bu ülkeyi terk etmek istiyorum’ diyen bir nesil yarattınız. İşte eseriniz bu. Üniversitelerde ülkeyi getirdiğiniz nokta bu. Üniversiteleri Orta Çağ karanlığına gömmüş durumdasınız.

REKTÖRLERİN BİLİMSEL BAŞARISI SARAYA BAĞLILIK MI?

Başta Artuklu Üniversitesi olmak üzere şu anda üniversitelerde rektörlük yapanların hangi kriterlerle bu göreve geldikleri, hangi kriterlerle bu görevde kaldıkları ve hangi bilimsel araştırmaları yaptıkları ciddi bir tartışma konusudur.

Türkiye’de dünya ölçeğinde başarı elde etmiş üniversitelerin hiçbiri bugün Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı tarafından desteklenmiyor. Her şeyden önce Boğaziçi Üniversitesinde olanları tekrar gözden geçirilmesi gerekmekte. Bir üniversiteyi, dünya çapındaki bir üniversiteyi orada düşüncelerini beğenmediğiniz öğrenciler var diye karalayamazsınız. O üniversitede, o öğrencilerle ilgili bağlantılı olan hocalar da var, onların da defterini düreceğiz diyorsunuz. Bu ne demektir? Unutmayın vakti zamanı geldiğinde bu millet sandıkla sizin defterinizi dürecek.

Eğer Türkiye bugün bilimde dünya sıralamasında her yıl istikrarlı bir şekilde 10 puan, 15 puan geriye gitmekteyse bunda en önemli aktör rektörlerin bilim insanı olarak değil sarayın insanı olmasından kaynaklanmaktadır.