Balkanlar’da birleşmek
Balkanlarda tarih boyunca Romalılar, Hun Türkleri, Peçenek Türkleri, Bizans, Osmanlı Türkleri, Bar Türkleri, Slavlar, İlirler, Pelasklar, Traklar varlıklarını sürdürmüş ve iz bırakmışlardır.
Bugün Balkanlarda 12 ülke, sayısız millet ve çok sayıda din mevcut. Dinler arasında farklı tarikat, düşünce, yol, mezhep, kollar bulunuyor. Bu bölgede ırk milliyetçiliği ve din milliyetçiliği hassas bir dengededir. Geniş anlamda Müslümanlar-Hristiyanlar, Türkler (Türk ve akraba toplulukları-Arnavutlar, Boşnaklar, Torbeşler, Pomaklar, Romanlar ) – Diğerleri şeklinde iki ayrı gurup var. Müslümanlar içinde, dört Sünni mezhep sahibi insanları görebilirsiniz. Müslümanların içinde Halvetiler, Bektaşiler, Melamiler olduğu gibi Vehabiler, Selefiler mevcut. Hangi kategoriye koyarsınız bilmem ama bir de Fetocular var. Bu terörist Fetocuların Balkanlarda son dönemde çoğaldı biliniyor. Diğer yandan çoğu Türkiye’den giden çeşitli İslam cemaatleri de Balkanlarda faaliyetlerini sürdürüyor. Bunlar arasında Nakşi olarak bilinen Süleymancı, Menzilci, Nurcu, İlim yayma cemiyeti gibi hizmet ehli insanlar Balkanlarda çalışmalar yapıyorlaBalkanlarda Hristiyanların yanında az sayıda Yahudiler ve diğer din sahipleri de mevcut. Hristiyanlar içinde Katolikler, Ortodokslar ve az diyebileceğimiz Protestan kitle varlığını sürdürüyor. Hristiyan topluluklar arasında Slavlar, Eski Yunanlılar, Traklar ,Ulahlar gibi farklı köklerden gelen insanlar var. İlirler ve Pelasklar çoğu Müslüman olan Arnavutların atalarıdır. Aralarında az sayıda Hristiyan da vardır. Ortodoks milliyetçiliği ve Slav milliyetçiliği Ortodoks ve Slav Birliklerini oluşturmuş. Sırpların milliyetçilik konusundaki aşırılığı tarihte önemli bir yer tutuyor. Milliyetçilik etki-tepki kuralıyla karşı milliyetçilikleri doğurmuş. Örneğin Hristiyan milliyetçiliği burada dikkat çekiyor. Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki dağın başına yapılan ve ışıklandırılan dev gibi büyük haç, ülkedeki Müslümanları oldukça rahatsız ediyor. Müslüman Arnavutlar çok uzun minareli camiler yaparak bir tür tepki gösteriyorlar. Ama burada Müslümanların milliyetçi Hristiyanlar için söylediği güzel bir söz var. Diyorlar ki; haç’ı istediğiniz dağın başına koyun, gökteki hilalin üstünde olamayacaktır. Yine aynı şekilde sayıları yüzü geçmeyen Katolik Hristiyan olmasına rağmen Kosova’nın başkenti Priştine’ye ABD ve Avrupa baskısıyla yeni yapılan dev katedral tam bir dini milliyetçi sataşma ve tahriktir. İlginçtir, nüfusunun %96’sı Müslüman olan Kosova’da eczaneler amblem olarak hilal değil haç kullanılır. Başka bir örnek te Atina’dan verelim. Atina’ya uçakla indiğinizde dağın üstünde sizi yine büyük bir haç karşılar.
Böyle kimine göre karışık kimine göre rengârenk denilen bir Balkan yarımadasını konuşuyoruz. Bu karışık ya da rengârenk bölgenin aynı zamanda stratejik öneminin olduğu da sabittir. Böylesine önemli bölgede en büyük hastalık olan milliyetçilik virüsü her an canlanıp salgına dönüşebilir. Bu yüzden burası hem Bal hem Kan’dır. Diplomasi dilinde Balkanization yani Balkanlaşmak deyimi Balkanlarda doğmuş bir türemiş bir kelimedir. Özetle Böl- parçala -yönet denilen Balkanlaşmanın en büyük kaynağı milliyetçilik hastalığıdır. İşte böyle bir bölgede yani Balkanlarda Birleşmek nasıl ve hangi temellerde olabilir? Buralara Türkiye olarak bir Ağabey gibi değil bir kardeş olarak gidilmeli, ortak değerlerimiz olan İslam ve akrabalık bağları ile birlik oluşturulmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.