Fransa’nın en prestijli bölgelerinden biri olan Côte d’Azur’da başarılı projelere imza atan Türk mimar Özge Bayraktaroğlu Daunay, yangın güvenliğini mimarinin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. Kurucusu olduğu OB Design bünyesinde, otellerin dış ve iç tasarım süreçlerinde yangın güvenliği standartlarına uyumu önceliklendiriyor. Fransa’da mimariden işletme süreçlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan yangın güvenliği kurallarını anlatan Bayraktaroğlu, otel projelerinde göz ardı edilmemesi gereken ayrıntıları paylaştı.

Bayraktaroğlu’na göre, yangın güvenliği otel tasarımlarının temel taşlarından biri. Yapı malzemelerinin seçiminden kaçış yollarının planlanmasına kadar her aşamada sıkı düzenlemelere uyulması gerekiyor. Özellikle yangına dayanıklı malzemelerin kullanımı, olası bir yangında hem can hem de mal kaybını azaltmada kritik bir rol oynuyor. Yanıcı malzemelerden kaçınılması, dış cephe kaplamalarından mobilyalara kadar geniş bir uygulama alanına sahip. Bu tür önlemler, sadece bir mimari tercih değil, aynı zamanda insana verilen önemin bir göstergesi.

Yangın güvenliğini güçlendiren bir diğer önemli unsur ise yangın bölmeleri ve kaçış yollarının tasarımı. Fransa’da otellerin yangın bölmeleriyle ayrılması ve bu bölmelerin yangına dayanıklı duvar ve kapılarla desteklenmesi zorunlu. Kaçış yollarının genişliği, sayısı ve tahliye kolaylığı, acil durumlarda misafirlerin güvenliği için hayati önem taşıyor. Bayraktaroğlu, “Kaçış merdivenlerinin yalnızca bir tasarım unsuru değil, aynı zamanda birer yaşam hattı olduğunu unutmamalıyız” diyor.

Elbette yangın güvenliği yalnızca pasif önlemlerle sınırlı değil. Duman dedektörleri, sprinkler sistemleri ve yangın alarmları gibi aktif yangın güvenlik sistemlerinin otel projelerine entegre edilmesi, Fransa’da sıkı şekilde denetleniyor. Bu sistemlerin düzenli bakımı ve test edilmesi ise zorunluluk. Bayraktaroğlu, aynı şekilde acil durum aydınlatmalarının ve işaretlemelerin de tahliye sırasında oluşabilecek paniği azaltmada büyük katkı sağladığını belirtiyor.

Fransa’daki otel projelerinde yangın güvenliği yalnızca yapı içindeki önlemlerle sınırlı değil. Bina çevresindeki düzenlemeler de en az bina içi önlemler kadar önemli. Özellikle itfaiye araçlarının kolayca erişebilmesini engelleyecek unsurlardan kaçınılması gerektiğini vurgulayan Bayraktaroğlu, bu tür detayların yangına müdahalede hız kazandırdığını ifade ediyor.

Geçtiğimiz günlerde Bolu Kartalkaya’da meydana gelen Grand Kartal Oteli yangını, mimarlık ve işletmecilikte yangın güvenliğinin ihmal edilemeyecek bir konu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle algılama sistemlerinin çalışmaması, yangın tüplerinin eksikliği ve kaçış merdivenlerinin yetersizliği gibi ihmaller trajediyi derinleştirdi. 76 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan bu facia, yangın güvenliği standartlarına uyumun ne kadar kritik olduğunu acı bir şekilde hatırlattı.

Fransa’da ise yangın güvenliği, yapıların tasarım aşamasından işletme süreçlerine kadar sürekli denetim gerektiriyor. Bayraktaroğlu, özellikle EN 13501 standardına uygun yangına dayanıklı tekstillerin ve yangın dayanımlı kapıların kullanımının altını çiziyor. Ayrıca, otel personeline düzenli olarak verilen yangın güvenliği eğitimleri, tahliye planlarının etkinliğini artırıyor. Fransa’da “Norme Incendie” adı verilen yangın güvenliği denetimleri, yapıların kullanıma açılmadan önce eksiksiz bir kontrol sürecinden geçmesini sağlıyor.

Yangın güvenliğinin, mimari estetikle çelişmeyen bir yaklaşım olduğunu belirten Bayraktaroğlu, “Güvenliğin estetikle uyum içinde olduğu projeler tasarlamak, mimarın temel sorumluluğudur” diyor. Grand Kartal Oteli’de yaşanan trajedi, bu standartlara uyumun önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bayraktaroğlu, Fransa’da otel tasarımında güvenlik ve estetiği bir arada sunan projelerin, yalnızca birer yapı değil, aynı zamanda yaşamı koruyan birer alan sunduğunu vurguluyor.