Günlerdir, geçtiğimiz haftalarda Çeşme Belediyesi'nde yapılan ihale hem siyaset dünyasında, hem de iş dünyasında tartışılan ana gündem maddesi oldu.

İhalenin yapılış şekli değil, ihalenin sonuçlanış şekli.

İzmir'e 95 KM uzaklıkta bulunan Çeşme İlçesi'nde ilçenin daha da yaşanabilir bir alana dönüşebilmesi için yapılacak çalışmaların projelendirilmesi bir yana, bu projenin ihalesinin İzmir'den teklif veren firma varken, İzmir'den fiyat veren firmalar varken ve üstelik daha da uygun fiyata yapılacakken Çeşme'ye 600 KM uzaklıkta bulunan İstanbul'dan bir firmaya ve üstelik daha ve daha da yüksek bir fiyata ihalenin verilmesi oldukça manidar.

Manidar olduğu kadar da içinde bir şeyler barındırdığının düşünülmesi yüksek bir ihtimal.

Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli'nin İstanbul'dan kuşbakışı şekilde İzmir'in Çeşme İlçesi'ne belediye başkanı olması ise bu manidar durumu daha ve daha da manidar hale getiriyor.

İhalenin sonuçlanış tarzına karşı çıkan siyaset ve ekonomi dünyası haklı.

İhalenin sonuçlanış tarzına karşı çıkan İzmirliler ve Çeşmeliler de haklı.

Zaten İstanbul'un para rüzgarıyla yeterince ekonomik olarak savrulan İzmir'in bir de içten böyle darbeler yemesi İzmir'in ekonomisin hepten yok etmeye yönelik.

Bir yazımda bahsettiğim gibi İstanbul'un İzmir'i bir sahil beldesi, emekli memleketi yapma hedefi adım adım öyle ilerliyor.

İzmirli gençleri, İzmir'in beyin göçünü engellemeye çalışırken bir de bu ekonomik göz İzmir için büyük ekonomik yıkım olur.

Herkesin malumu olan, herkesin bildiği ve herkesin tepki verdiği konuyla ilgili olarak bir tek konuşmayan, konuşmak istemeyen Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli!

Yaptığı ve tepki çeken ihalenin nedenlerini, sonuçlarını anlatması gerekenin susması ise ayrı bir manidarlık barındırıyor.

Biz bu kadar tepkiyi yazarken Çeşme Belediye Başkanı Denizli'ye de sormamız gerekiyor.

Başkan Denizli ister İzmir'in Çeşme İlçesi'nden cevap versin, isterse fırsat buldukça kaçtığı İstanbul'un Nişantaşı semtinden cevap versin.

Kabulümüzdür.

Vesselam!