Başkan Şahin'den flaş açıklamalar!
Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, Meral Akşener’in göçmen yapısı nedeniyle İYİ Parti’nin partisine oy kaybı yaşatacağını savundu ve buna uygun tedbirler alınması çağrısında bulundu.
Gerçek Haberci İmtiyaz Sahibi Adem Nakçı ve Gazeteci Mithat Umutoğulları’nın Radyo Egepostası'ndaki Gün Ortası programının konuğu olan Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, 20 yıla yaklaşan başkanlık döneminde yaptıklarını ve yapmak istediklerini paylaştı. Kent ve ülke gündemine dair değerlendirmelerde de bulunan deneyimli siyasetçi Başkan Tahir Şahin, zaman zaman İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile yaşadığı yönetimsel yaklaşım sorunlarının nedenini ve perde arkasını da anlattı, büyükşehir belediye başkanlığı için aday olup olmayacağını da samimi bir ifadeyle açıkladı. Partisi CHP’de il başkanının nasıl biri olması gerektiğine dair düşüncelerini de paylaştı, Meral Akşener’in kurduğu İYİ Parti’nin CHP’den oy alıp almayacağı konusundaki düşüncesini de dile getirdi.
AZİZ BEY ÇALIŞKAN, DÜRÜST TAMAM AMA…
Deneyimli siyasetçi Tahir Şahin, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile zaman zaman yaşadığı sıkıntıların kişisel değil sadece ‘yönetimsel’ anlamda olduğunu dile getirdi.
BİZ AZİZ BEYİ ABİ OLARAK GÖRMEK İSTİYORUZ
Başkan Aziz Kocaoğlu ile arasında kişisel bir sorun olmadığını, ancak Kocaoğlu’nun dinleme eksikliği olduğunu savunan Başkan Tahir Şahin, ilk önce şu açıklamayı yaptı:
“Benim yok. Onun varsa bilemem. Biz Aziz Beyi abi olarak görmek istiyoruz. Büyükşehir belediye başkanının koltuğunda kim oturursa otursun orada bir ağabey görmek istiyoruz. Herkesi dinleyen, dinlemeler sonunda burada eksiğimiz kalmış, bunu üç ay sonra bir yıl sonra yapabileceğiz diyen, ya da yapamayacaksa da kendine özgüveni olan bir abi arıyoruz. Benim anlayışla sorunum var. Aziz Bey ile bir sorunum yok. Aziz Bey benim bu söylemlerimi kabul edemediği için arada sürtüşme var gibi görünüyor. Üç ay sonra gidip Bornova’da ilçe belediye başkanlığı yapmadan büyükşehir belediye başkanı oldu. En büyük talihsizliğidir. Bir dönem en az ilçe belediye başkanı yapsaydı, kendine nasıl bir çuvaldız battığını anlayacak ve o zaman bir toplu iğne bile batırmayacaktı. Büyükşehir başkanı mutlaka bir veya iki dönem ilçe belediye başkanlığı yapmalı. Narlıdere ve Menemen belediye başkanlarına sormalı. Sekiz yıl özerk belediye başkanlığı yaptım. Benim önerimi dikkate alması Aziz Bey’in menfaatinedir. İlçe belediye başkanlığı yapmadığı için anlayamıyor.”
AZİZ BEY’DEN KENDİ ŞAHSIMA MI BİRŞEY İSTEMİŞİM!
Şahin, “Aziz Bey, çalışkan ve dürüst tamam. Ama bunlar sadece yetmiyor. Siyasette dokunuşlar var. En çok neresi gelişiyor diye bakacak. Nüfusuna bakacak. En önemlisi de yüzölçümüne de bakacak. Ondan sonra adaletli bir şekilde mevcut kanal, su hizmetlerinin yanı sıra ne yapabilirimi düşünecek. İlçe belediye başkanına ikinci sene sonunda bunu üçüncü sene sonunda bunu yapabilirim diyecek. Biz de vatandaşa gideceğiz, sevgili vatandaş, bu iş şu zamanda, şu iş şu zamanda olacak, bu işi yapamayacağız deyip açıkça anlatacağız. Bunlar olmayınca ilçe belediye başkanları vatandaşla karşı karşıya kalıyor. Karşı karşıya gelmenin kimseye faydası olmaz. Sen de ben de zarar göreceğim. Benim ilçeme yatırım yapmazsan benim ilçem on yıl sonra daha fazla sorun yaşayacak. Büyüyen yerlere hizmet etmeyene yönetim kendisine hizmet etmiyor demektir bu. Büyükşehir belediyemiz daha rantabl çalışsın diyoruz. Aziz Bey’den kendi şahsıma mı bir şeyi istemişim” diye sordu.
SADECE PARTİ KAMUOYUNUN TANIDIĞI BİRİ İL BAŞKANI OLMAMALI
CHP’de tamamlanan delege kongreleri sürecinin ardından ilçe kongreleri başlamadan il başkanlığı için isimlerin ortaya çıkmasını normal ve doğal karşıladığını kaydeden Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, il başkanlığı için ortak bir adayda uzlaşılması çağrısında bulundu:
“Kongrede doğru adayla Aziz Bey ile hareket ederim. Aziz Bey ile polemik yaşayabilirim, fikirlerim ayrı düşebilir, parti ve kamuoyu adına Aziz Bey ile küt diye el sıkışacak kadar medeni cesaretimiz var. Önemli olan partiyi kucaklayacak biri. Ben yapıyorum. Çok haksızlığa uğramama karşın, bana göre ilçem adına, ben Aziz Beyin elini rahatlıkla sıkabiliyorum. Onun için de benim için de sorun yok. İl başkanı da mutlaka benim gibi düşünüyordur, herkesin evet diyebileceği bir aday bir yapı geçiyordur. Aklın yolu birdir. Aziz bey ile sadece yönetimsel anlamda anlaşmıyoruz. O da ben de inatçıyız. Bunlar da birbirimize kızsak da ikimizin dostluğunu kimse bozamaz. Sadece parti kamuoyunun tanıdığı bir il başkanı olmamalı.”
MERAL AKŞENER’İN GÖÇMEN YAPISI İZMİR AÇISINDAN BİZE BİRAZ SIKINTI GETİRECEK AMA…
Deneyimli siyasetçi Başkan Tahir Şahin, CHP’li yöneticiler arasında ilk kez Meral Akşener’in partisinin CHP’den bir miktar oyu alma tehlikesi olduğunu açıkladı ve şu değerlendirmeyi yaptı:
“Benim karşımdakinin ne yaptığı beni ilgilendirmez, benim nasıl çalıştığım, hangi hizmetleri yaptığım yapmadığım gibi düşünceyle hareket eden bir anlayışa sahibim. Elbette bizden de alacak. Akşener’in göçmen yapısı İzmir açısından bize biraz sıkıntı getirecek. MHP’nin önemli oyları Akşener nedeniyle bize gelmeyebilir. Biz de buna karşı yeni bir şey geliştirmeliyiz. İl başkanı bu nedenle önemli. Aday adaylarını doğru tespit etmek zorundayız. Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım. Meral Akşener partisinin ne yaptığı beni ilgilendirmez. Biz doğru tespit ve adaylarla hareket etmeliyiz.”
İŞTE PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:
Mithat Umutoğulları: Dört dönem belediye başkanlığı yaptınız.
Tahir Şahin: 4 dönem seçilerek bugünlere geldik. Metal yorgunluk hissetmiyorum. Tam terinse 1999 seçildiğimden daha heyecanlıyım. O heyecan olmasa götüremezsiniz. Metal yorgunluğu niçin söylendiğini Cumhurbaşkanı'nı ve kamuoyunun takdirine bırakmak lazım. Başka yorgunluklar da olabilir. AK Parti’nin kendi iç sorunu.
Mithat Umutoğulları: Türkiye’de Cumhurbaşkanı'nın seçimle gelen seçimle gider anlayışı vardı. Türkiye’de ilk kez oluyor belediye başkanlarının hiçbir gerekçe gösterilmeden istifasının istenmesi. Siz ne düşünüyorsunuz?
Tahir Şahin: Seçimle gelen seçimle gider cümlesi çok doğru. Herkesin saygı duyması lazım. Fakat Türkiye’de 15 Temmuz’dan sonra yeni bir şey gelişti. Çok doğru bulmuyorum. Bu şekilde istifaları. Eğer bir insanın metal yorgunluğu var diye siyaset sahnesinden uzaklaştıracaksanız seçildiği dönemin sonunu beklersiniz. Bir daha aday yapmazsınız. Çok doğru bir şey değil. Metal yorgunluğu varsa bir dahaki döneme adayımız bu dersiniz. Çünkü tamam CHP’nin adayını genel başkanı ve PM veya ön seçimle belirleniyor. AK Parti’ninkini genel başkan ve MYK belirliyor. Ama seçildikten sonra altı ok rozetimizi çıkarıyoruz. Ben sadece CHP’nin değil AK Parti’nin değil tüm milletimizin belediye başkanıyım diyorsunuz. Bu nokta yanlış. Türk siyaset tarihine böyle bir şey belediye başkanlarının istifası yerleştirildi. Zamanla neyin ne olduğunu göreceğiz ben de ilgiyle izleyenlerdenim. Ama çok doğru bulmuyorum. Sayın Cumhurbaşkanı böyle takdir etmiş.
MÜFETTİŞ SOPASIYLA YAŞIYORSUNUZ
Adem Nakçı: İçişleri Bakanı'nın muhalif partilerde de bu uygulama olacağını söyledi. İzmir’de yoğun müfettiş baskısı var. Aydın ve İzmir’in de istifa ettirileceği iddiaları var. Müfettiş sopasıyla yaşıyorsunuz.
Tahir Şahin: Bir defa Türkiye’deki milletvekilleri üzerindeki dokunulmazlık zırhına baktığınızda belediye başkanlarının seçilmiş olmasına rağmen, belediye başkanlarının üzerindeki dokunulmazlık zırhı sıfır. İçişleri Bakanı'nın iki dudağı arasında. Görevden alır. Bölge idare mahkemesine gider, yürütmeyi durdurma kararı alır. Aldıramazsa görevine iade edilmez. İki dudağın arasında olmamalı belediye başkanları. Davası varsa davanın sonuçlanması ve Yargıtay kararına kadar belediye başkanı görevinde kalmalı. Zaten müfettişler her yıl geliyor. Herhangi bir şikayet halinde, hangi konu olursa olsun, müfettişler geliyor. Sizin geçmiş tüm evraklarınızı zaten inceliyor. Müfettişin iddia ettiği bir durum varsa İçişleri Bakanlığı’na veriyor ve soruşturma izni verilmesine ya da verilmemesine karar veriyor. Bizi şikayet eden kişiye de gidiyor, verilmemesi kararı gelse bile, Danıştay’a gidebiliyor. Danıştay lehte veya aleyhte karar veriyor. Aleyhte olursa savcılığa gidiyor, hakim karşısına çıkıyorsunuz. Yargıya hesap veriyorsunuz. Neticede bir cezanız oluşmuşsa oluyor, değilse zaten oluşmuyor. Yargının üzerinde hiçbir güç güç değildir. 20 yıldır belediye başkanlığı yapıyoruz. Her belediye başkanı temiz değildir sözü son derece yanlış. Bine yakın belediye başkanı görevden alınacak anlamı mı taşıyor.
İki yıl sonra 4 müfettiş birden dört ay inceledi. Müfettişe sorduk durum nedir diye. Valla başkan ön yargılı geldik, hiçbir şey bulamadık, soruşturma izni verilmemesine karar verdik dedi. Bu işin nihai kararını savcı, hakim, Yargıtay, Yargıtay Üst Kurulu verir. Bunu beklemek lazım. Demokrasi böyle. Yargıya inanıyorsanız beklemek zorundasınız. Suçu yoksa, o belediye başkanını görevden aldığınızda, onun içine düştüğü psikolojik durumu anlatamazsınız. Kesilecek ceza varsa bırakalım yargı kessin.
Mithat Umutoğulları: İlk geldiğinizde borç batağındaydı. Bütünşehir Yasası ile size bağlanan beldelerle büyük borç geldiğini geldiğini biliyoruz. Hizmet alanınız genişledi. Bunun yanında da bakıyorsunuz Gölpark, Şehir Stadı, Tepe Sosyal Tesisleri, Kubilay Kültür Merkezi var. Bütçesi bu kadar küçük, dar bir belediyede bunları nasıl başardınız?
Tahir Şahin: işin sırrı şu. 1999’da göreve geldiğimizde net ve samimi söylüyorum; tebrikleri kabul ederken, bir çay bile gelmedi bize. Çay verir misiniz dedim. Çay yok belediyede dediler. Cebimizden verdik. Yarım saat sonra niye gelmedi dedik. Bu kez bardak yok dediler. Böyle devraldık. Yavaş yavaş ulaşımından tüm hizmetlere kadar, ilk önce beş yıl boyunca kendi bireysel çeklerimi esnaf arkadaşlara verdik. Beş otobüs aldık mesela, çeklerimizi teslim ettik. Parası ödendikçe çekleri geri aldık. Ufacık elektrik malzemesi alırken dahi beş yıl boyunca tamamen bireysel çekler teslim edildi. Ödendikçe çekler geri alındı. Böyle bir risk aldık. Güzel şeyler yaptık. Tepe Sosyal Tesisleri’nden tutun da İzmir’de ve Ege’de olmayan Göl Park’ı inşa ettik. İzmir Fuarı’nı düşünün, şimdiki bizim inşa ettiğimiz Göl Park olacak. On yıl sonra İzmir Fuarı’nı Menemen’e nasıl kaydırırızdı. Oraya bir fuar alanı yaparak, tarım ve hayvancılık, kitap, avcılık ve doğa sporları fuarı. Şimdi mobilya ve alışveriş fuarını düşünüyoruz. Beş altı fuarı yerleştirdiğimizde her ay bir fuar yapacağız demektir. İzmir’in batıya açılan penceresi Menemen. İşin sırrı çok çalışmakta. Hayal etmekte. Bu kadar pahalı işleri nasıl yapıyorsunuz dediğinizde, ihale edilen iş 4 liraya ihale ediliyor. Ancak ihale etmezseniz kendi kepçenizle, personelinizle, kamyonunuzla yaparsanız o iş bir liraya çıkıyor.
Göl Park’ı yaparken bordür yapmak için pazarlık yapıyoruz. 40 liraya razıydım, sonra başka yerden ücretsiz bulduk. Müteahhit başkan ihale ettin mi etmedin mi dedi. Burayı ihale etseydin burayı bitiremezdin çünkü müteahhide para yetiştiremezdin. İhale etseydik bir liralık işi dört lira verecektik. Doğrudan temin yöntemleriyle dört liralık işi bir liraya yaptık. On ayda bitirdik. Projeyi çizdik. Masada on kez uygulamada yirmi kez değiştirdik. Hem 3 yıllık iş on ayda bitti. İşin sırrı insanlar kendi namusuna güveniyorsa, piyasayı iyi kullanıyorsa, piyasada on liralık da iki liralık mal da var, on liralık malı peşin alırsınız iki liralık malı dört ayda alırsınız. Piyasa şartlarını iyi kullananlardanım, mütevazilik yapmayacağım. Bu vizyon var. İşletmeden gelmenin büyük avantajı var. Ama borçlanmayı bileceksiniz. Borçlanmayı bildim. Ama hep geriye dönük, ödenebilir borçlanmayı bildim. Ne özel yaşamda ne belediye yönetiminde söz verdiğim tarihi geçmedim. Bir işletmeci olsam belediyeye iş yapsam üç ayda alacağım parayı beş ayda almaya razıyım. Yeter ki param kalmasın. Hiçbir esnafın, işletmenin alacağı kalmamıştır çok şükür. Bence dar bütçeyle başarmanın sırrı piyasa koşullarını iyi kullanmak. Belediyecilik borç ödeme sanatı değildir. Bu kadar borçlu aldım ödedim diyerek halkın karşısına çıkmasın. Cengiz Bulut alınmasın. Şu kadar borç ödedim. 19 trilyon param var kasamda demişti. Belediyecilik vatandaş senin borç ödediğine bakmaz. Belediyecilik ödenebilir borçlanma sanatıdır.
Adem Nakçı: Yedi tane belde katıldı size. Çok ağır bir yüktü. Tamamına yakını borçtu. Buralarda müthiş bir yatırım atağı yaptınız. Toplu konut yatırımları buraya kaymaya başladı.
Tahir Şahin: yedi tane belde belediyesi bize katıldı. Birden bire nüfusumuz yüzde yüz arttı. Büyükşehir Yasası’nı oldum olası tasvip etmedim. Ancak yapacak bir şey yoktu. Yasa çıkmadan çıkacağını hissederek, en az beş yıl öncesi, o yerleri özümsemeye başladım. Beş yıl önce zaten çalışmaya başlamıştım. Mevcut belde başkanlarına tepki koyun demiştim. Okumasını bilmiyorsun diyen arkadaşlar oldu. Benim de borcum vardı, beldelerin de borcu vardı. Borç yiğidin kamçısıdır algısını kendi bünyenize iyice yerleştirirseniz ağlama duvarı olmazsınız. Elbette borç var. Bugün de borç var. SSK ve vergi borçları elbette var. Muhalefet de bunu bana soruyor. Bundan başka ödenmeyecek hiçbir borcumuz yok. Dezavantajları avantaja çevirmesini bildik. İzmir ve Ege yüzde bir. Büyümüş. Menemen 2016’da yüzde 5.59 büyümüş. Ulukent’ten bir başladık iki sene sonra gelen ben nereye geldim dedi. Bazen dokunuşlar vardır. Bir iki dokunuş yaptım. İzmir Büyükşehir Belediyesi de hizmet vermeye başladı. Yapmasaydım en az yedi sekiz sene sonra yapılırdı. Tatlı rekabet oldu. Kazanan Menemen oldu. 5.59’un yüzde 80’i Ulukent almış. İzmir’e en yakın yerleşkelerimizden bir tanesi.
Ancak bana göre bizim anlayışımız şu; Menemen Belediyesi’ne kim gelirse gelsin memur anlayışının saat on birde geliyorsa, öğleden sonra gel anlayışı bizde yok. Otur öğlene kadar halledelim. Yarın bir daha gelme, bugün halledelim. Benim anlayışımı tüm belediye personeli üzerine görev almışlar. Mevzuatı zorlayarak, bu iş olmaz, imarda-emlakta anlayışından çıkmışlar. Mevzuata nereden nasıl gireriz anlayışı bende var. Bizim belediye ailesinde çalışan arkadaşlarımıza da yerleşmiş bu anlayış. Gelen insanlarımıza kolaylıklar sağlıyoruz. Niye x belediyede iş yapayım diyor. Bir ayda ruhsatım çıkıyor anlayışını gören müteahhit arkadaşlarımız burada iş yapmaya başladılar. Tüm müteahhitler Menemen’de iş yapmaya başladı. Bunun nedeni onlara yardımcı olmak. Ona yardımcı olurken, o insan işini çabuk yapıyor, maliyetlerini düşürüyor, beş yüz bin liraya satılan Bostanlı’daki evi alacağına 300-400bine ev alıyor. Büyükşehirin İZBAN projesi de kuzey aksını büyüttü. Büyükşehirin hakkını teslim etmek lazım.
Plastik organize sanayi bölgesi en önemli hizmetlerimizden biri. Şu anda bin beş yüz kişi çalışmaya başladı. Yedi bin kişiye istihdam sağlayacak. İş beğenmeyenlerin dışında işsizlik sorunu olmayacak.
Mithat Umutoğulları: Garaj yapımı?
Tahir Şahin: Proje çalışmasını yapıyoruz. Garajı aşağıya alıp güzel bir alışveriş merkezine dönüştürmeye çalışıyoruz. Ama yapabilir miyiz yapamaz mıyız? Çok kolay bir iş değil. Umarım garajı da çözmek için çaba sarf ediyoruz.
7209’da çalışıyoruz. Sekizinci cadde üzerinde çalışıyoruz. Elli metrelik Çanakkale asfaltına paralel bir yol var. Onu büyük şehire açtırmaya çalışıyoruz. Elli metrelik yol açıldığı takdirde direkt Menemen’e gireceksiniz. Çandarlı Otoban da bittiğinde trafik bitecek. Çanakkale asfaltından geçen araç sayısı elli beş bin. On yıl önce yapılması gerekliydi Çandarlı Otobanı’nın. Devletimiz ne hikmetse İzmir’e geç kalıyor. Bağlantı otoban yollarının geri kaldığını hep beraber yaşıyoruz. Atatürk Mahallesi dolmuşlarını çözmüştük. Fakat büyükşehirin UKOME bölümü ne yazık ki önünü tıkadı. İşte Büyükşehir Yasası’nı bundan sevmiyorum. Birbirlerini şikayet edince UKOME de kapattı. En kısa zamanda kendi minibüsünü kendi alacak ve o sorunu çözecek. Vatandaşlarımız çok haklı.
Mithat Umutoğulları: Menemenspor..
Tahir Şahin: Menemen Spor. Yeni beş bin kişilik bir tribün yapıyoruz. Beş altı yıldan bu yana İzmir’de stat sorunu vardı. Yer verdi vermedi anlamam. Ben vatandaşım, sporseverim. 18 Kasım’da Tuzla maçıyla beş bin kişilik tribünle açacağız. 75 yıllık kulübün tarihi. Trabzon’dan daha eskisiyiz. Kulüp tarihinde ilk kez gece maçıyla stadımızı açmış olacağız. Burada amaç yarışmacı takım olmak tabiî ki var, ama burada esas şu; biz kulübü devraldığımızda hiçbir şey yoktu, kulüp kapanmıştı. 2 bin 500 sporcu var şu anda. 3 bine yakın çocuğumuzu kahve köşelerine gitmekten kurtarıyoruz. Esas olan budur. PTT’ye çıkarsa bu sayı daha da çıkacak. Altınordu bu işi yapıyor. Ama yedi tane doğal çim sahası olan, yenilerle on tane olan, küçük çocuklara bile aynı şekilde yapacağız. Biz az paralarla Altınordu modelini uygulamaya başlayacağız. Altyapıdan yetiştirmek yarışmacı çocuğu. Dört bin ailenin çocuğuna sahip çıkmak amaç. Aileler çok mutlu. Yüzmesinden taekwandoya kadar. Asarlık bölgesinde 60 çocuk vardı. 60 çocuğa bir tane öğretmen vermek çok bir şey değil. O öğretmenin maaşını da biz vereceğiz.
Mithat Umutoğulları: Hiç karnınızdan konuşmadınız. Gürültü patırtı çıkmadı delege seçimlerinde. Kongre sürecine giriliyor. Kimse ilçeleri konuşmuyor, herkes kendini ile kilitlemiş durumda. Mevcut başkanla devam edecek misiniz?
Tahir Şahin: Delege seçimleri demokrasinin olmazsa olmaz tarafıdır. Ben kendimi bildim bileli, 99 yılından bu yana, belediye başkanı olduğumdan bu yana, delege seçimlerine müdahil oldum. Geldi arkadaşlar sordu, özellikle Kasımpaşa Mahallesi’ni kendim yaptım. Bazı mahallelerde hiç karışmadım. Uğur Mumcu, Zafer, İstiklal mahalleleri gibi. Kendi listelerini kendileri çıkardı. Ama birkaç mahallede 20 yıldır başkanlık yapıyorsunuz, mutsuz ettiğiniz insanlar da olabiliyor, işe aldın almadın gibi, karşımızda ince bir muhalefet vardı, saygı duyuyorum, arkadaşlara karışmadan tek liste yapın dedim. Ayrışma olmasın dedim. Türkiye’nin birliğe ihtiyacı var dedim. Biz kendimiz çıkaracağız deyince ister istemez karıştım. Delege seçimleri bizim açımızdan, beyaz listeyi kullandık, arkadaşlar mavi listeyi kullandı, iyi bir beyaz liste ekibi çıktı. Mavi de bizim beyaz da bizim. Mavideki arkadaşların hepsi kardeşim ve arkadaşım. Hem maviye hem beyaza eşit bakacağımı o zaman da söylemiştim. Şimdi de eşit bakıyorum. Kongrelerde de mevcut ilçe başkanıyla uyumlu çalışıyoruz. Bir belediye başkanının isteyeceği en önemli şey örgütten, ilçe başkanıyla uyumlu çalışmaktır.
Önyargılı bir isimle çalışmış olsanız, başkan isterse yapar dediğinde örgütle başkan arasında kavga çıkıyor. Bu da partiye zarar veriyor. Geçmiş kongrelerde anlaşabileceğim bir ilçe başkanını desteklediğimi ve destekleyeceğimi her fırsatta söylüyorum. Ama bunu söylüyorum diye mavi sen uzak dur, asla demem. Mavi kardeşim gel, beyaz kardeşim gel. Bir koluma birini bir koluma diğerini takarım. Örgüt olmazsa Tahir Şahin yoktur. Tüm kongre delegelerine saygım sonsuz. Onlarla birlikte istişare edeceğiz.
Mithat Umutoğulları: Aziz Bey ile zaman zaman karşı karşıya geliyorsunuz. Aziz Bey ile bir sorununuz var mı?
Tahir Şahin: Benim yok. Onun varsa bilemem. Biz Aziz Beyi abi olarak görmek istiyoruz. Büyükşehir belediye başkanını. Koltuğunda kim oturursa otursun orada bir ağabey görmek istiyoruz. Herkesi dinleyen, dinlemeler sonunda burada eksiğimiz kalmış, bunu üç ay sonra bir yıl sonra yapabileceğiz diyen,ya da yapamayacaksa da kendine öz güveni olan bir abi arıyoruz. Benim anlayışla sorunum var. Aziz Bey ile bir sorunum yok. Aziz Bey benim bu söylemlerimi kabul edemediği için arada sürtüşme var gibi görünüyor. Üç ay sonra gidip Bornova’da ilçe belediye başkanlığı yapmadan büyükşehir belediye başkanı oldu. En büyük talihsizliğidir. Bir dönem en az ilçe belediye başkanı yapsaydı, kendine nasıl bir çuvaldız battığını anlayacak ve o zaman bir toplu iğne bile batırmayacaktı. Büyükşehir başkanı mutlaka bir veya iki dönem ilçe belediye başkanlığı yapmalı. Narlıdere ve Menemen belediye başkanlarına sormalı. Sekiz yıl özerk belediye başkanlığı yaptım Benim önerimi dikkate alması Aziz Bey’in menfaatinedir. İlçe belediye başkanlığı yapmadığı için anlayamıyor, anlayamadığı için de dinlemiyor. Dinlememesi en büyük hatası.
Bürokratlardan da kaynaklanabilir. Onu çözecek olan da odur. Aziz Bey, çalışkan ve dürüst tamam. Ama bunlar sadece yetmiyor. Siyasette dokunuşlar var. En çok neresi gelişiyor diye bakacak. Nüfusuna bakacak. En önemlisi de yüzölçümüne de bakacak. Ondan sonra adaletli bir şekilde mevcut kanal, su hizmetlerinin yanı sıra ne yapabilirimi düşünecek. İlçe belediye başkanına ikinci sene sonunda bunu üçüncü sene sonunda bunu yapabilirim diyecek. Biz de vatandaşa gideceğiz, sevgili vatandaş, bu iş şu zamanda, şu iş şu zamanda olacak, bu işi yapamayacağız deyip açıkça anlatacağız. Bunlar olmayınca ilçe belediye başkanları vatandaşla karşı karşıya kalıyor. Karşı karşıya gelmenin kimseye faydası olmaz. Sen de ben de zarar göreceğim. Benim ilçeme yatırım yapmazsan benim ilçem on yıl sonra daha fazla sorun yaşayacak. Büyüyen yerlere hizmet etmeyene yönetim kendisine hizmet etmiyor demektir bu. Büyükşehir belediyemiz daha rantabl çalışsın diyoruz. Aziz Bey’den kendi şahsıma mı bir şeyi istemişim. Plan ve programlar dahilinde. 2004’te de söyledim. Bütün başkanları topladı. Bana sıra geldi. Sayın başkanım üç ay müsaade verin sorunlarımı yazayım, siz de bana dönün bilgi verin, ben de vatandaşa anlatayım demiştim. Beş yıl önce de söylemiştim. Batıya en az bir tane yetkili birey koy. Doğuya, kuzeye, güneye koy. Onlardan al sorunları. Bu yetkililerin ağzından çıkanlar senin talimatın olsun. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bu insanlar oturup çalıştığında Aziz Bey daha rahat edecektir. Kredibilite oranınız yüksek. Yarın sabah hiç düşünmeden bütçem kadar borçlanırım İzmir Büyükşehir Belediyesi. On yıl sonra yapacağım işi, on yıl önce yaparım, on liraya yapacağım işi dört liraya yaparım.
Hiçbir zaman büyükşehir belediye başkanı adayıyım demedim. Herkes yönetmek ister, ben de yönetmek isterim. Ama kimse bu cümleleri kurmuyor. Büyükşehir adayı olmamak dünyanın sonu değil. Ya da Menemen Belediye Başkanı olmamam dünyanın sonu değil. Yarın sabah bırakabilirim, iki dönem daha devam edebilirim. Deneyimli, birikimli bir siyasetçi olarak İzmir’i ve Menemen’i seviyorum. Bu İzmir bu bütçelerle borçlanabilir duruma gelmiştir. Çok daha iyi hizmetler alabilir. Yapan Aziz Bey olur, bu Cevat Durak, Tunç Soyer, Hasan Karabağ olur, ben olurum. Benim isimle derdim yok. Benim yönetme ve risk alma yöntemiyle daha çok hizmet etme anlayışıyla derdim var.
Mühendis,doktor değilim. Lise mezunuyum. Kendinizi yetiştirdiyseniz gocunmamalısınız. Ama ekonomi, risk alma konusunda kendimi yetiştirdiğimi düşünüyorum. Boyacıdan da çiftçiden de akıl alacaksın. En iyi yönetim akıl alan insandan çıkar. Ben muhtardan da boyacıdan da akıl alırım.
Mithat Umutoğulları: Meral Akşener hareketini de konuşalım. CHP İzmir’de kongreler başlamadı. İl başkanlığı için şimdiden isimler konuşuluyor. Bu kadar adayın empoze edilmesi doğru mu?
Tahir Şahin: Bence demokrasinin güzel tarafı. Adayların çıkmasına olumsuz bakmıyorum. Edecekler tabi. Herkes edebilir. Buna ben anormal bakmıyorum hatta olumlu bakıyorum. Ama parti örgütü bizim partili arkadaşlarımız, delegelerimiz seçildikten sonra adaylar çıktıktan sonra, aday adaylarını dinleyecekler, en doğru kararı vereceklerine dair hiçbir şüphem yok.
Kongrede doğru adayla Aziz Bey ile hareket ederim. Aziz Bey ile polemik yaşayabilirim, fikirlerim ayrı düşebilir, parti ve kamuoyu adına Aziz Bey ile küt diye el sıkışacak kadar medeni cesaretimiz var. Önemli olan partiyi kucaklayacak biri. Ben yapıyorum. Çok haksızlığa uğramama karşın, bana göre ilçem adına, ben Aziz Beyin elini rahatlıkla sıkabiliyorum. Onun için de benim için de sorun yok. İl başkanı da mutlaka benim gibi düşünüyordur, herkesin evet diyebileceği bir aday bir yapı geçiyordur. Aklın yolu birdir. Aziz bey ile sadece yönetimsel anlamda anlaşmıyoruz. O da ben de inatçıyız. Bunlar da birbirimize kızsak da ikimizin dostluğunu kimse bozamaz. Sadece parti kamuoyunun tanıdığı bir il başkanı olmamalı.
Seçilecek il delegelerimiz, genel merkezin sözüne bakıp da ille bunu destekleyeceğim diyecek kadar. Herkesin kabul edebileceği, tüm İzmir kamuoyunun da, kabul etse etmese ne olur deme hakkımız yok ve tanınabilirliği yüksek bir aday profilini il başkanlığına, hep birlikte çıkarmamız lazım.
Genel merkez müdahalesini çok doğru bulmam. Elbette fikirlerini söyleyecek. Genel merkez dayatmaz da. Zannetmiyorum. Oraya giden bir çay içip beni istediler diyorlar. Kuyuya bir taş atıyoruz ondan sonra kimse çıkaramıyor.
Tahir Şahin: İYİ Parti Türk siyasi hayatına hayırlı olsun. Kendi işimize bakacağız. Bizden alır mı, karşıdan alır mı, AK Parti’den alır mı? Benim karşımdakinin ne yaptığı beni ilgilendirmez, benim nasıl çalıştığım, hangi hizmetleri yaptığım yapmadığım gibi düşünceyle hareket eden bir anlayışa sahibim. Elbette bizden de alacak. Göçmen yapısı İzmir açısından bize biraz sıkıntı getirecek. MHP’nin önemli oyları Akşener nedeniyle bize gelmeyebilir. Biz de buna karşı yeni bir şey geliştirmeliyiz. İl başkanı bu nedenle önemli. Aday adaylarını doğru tespit etmek zorundayız. Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım. Meral Akşener partisinin ne yaptığı beni ilgilendirmez. Biz doğru tespit ve adaylarla hareket etmeliyiz. Doğulu güneydoğulu Edirnelisi göçmeni Marmaralısı var. Yüzde 30-40 arasında göçmen kitlesi yaşıyor İzmir’de. Biz doğru düşünürsek Meral Akşener İzmir’de bir şey yapamaz.
Kaynak: Egepostası
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.