Başkan Şenol, ‘Şenlik İnadını’ Anlattı
Bu yıl 19.’su düzenlenen Gaziemir Ulusal ve Uluslararası Çocuk Şenliği, katılımcı ülke sayısı azalmasına rağmen çok daha coşkulu biçimde kutlandı. Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, terör riskiyle çıkılan, yolda amaçladıkları hedefe ulaştıklarını söyle
Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, barış, dostluk ve kardeşlik ve dostluk tohumlarının 1996 yılında atıldığı Uluslararası Çocuk Şenliği’nin 19’uncusunu gerçekleştirdikleri bu yıl çok özel bir mesajla yola çıktıklarını dile getirdi. Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan sorunlar ile terör tehlikesine rağmen ‘inadına şenlik, inadına barış’ sloganıyla çıktıkları yolda amaçlarına ulaştıklarını anlattı.
Temelinde halk oyunları olan şenliğin başladığı günden bu yana her yıl geliştiğini dile getiren Başkan Şenol, konuk çocuklar ve Türk akranları arasında kurulan ölümsüz dostluklarla delikanlı çağına ulaştığını vurguladı. Konserleri, etkinlik ve aktiviteleriyle sadece Gaziemir’in değil, İzmir’in de gururu olan şenliğe 6 yıldır ulusal boyut eklediklerinin altını çizen Şenol, bu yıl terör riskini göze alarak gerçekleşen şenlikle şunları aktardı:
- Bu yıl ‘inadına şenlik, inadına barış’ diyerek yola çıktınız. Gelen ülke sayısı azaldı ama coşku aynı seviyede kaldı. Bunu nasıl başardınız?
- Çocukların kalbinde asla kötülük yok. Sevgiyle ve barışla dolular. Özellikle bunu vurguladık. ‘İnadına şenlik, inadına barış diyerek sadece İzmir’e değil Türkiye’ye örnek olacağız’ diye bir mesaj vermek istedik. Tek iddiam var. Hangi dinden olursa olsun, hangi ırktan olursa olsun, rengi ne olursa olsun, düşüncesi ne olursa olsun beni ilgilendirmiyor. Beni insanlarımız, gençlerimiz ve dünyamızın geleceği ilgilendiriyor. Onun için ısrarla inadına şenlik, inadına barış dedim.
- Şenliğin temel amacı buydu. Bu yıl farklı olan neydi? Örneğin bu yıl Sinop Ayancık’tan gelen, Siirt Kurtalan’dan gelenler örneğin Azerbaycan’dan gelenlerle bir aradaydı. Kurtalan’dan gelen çocukların denizle buluşmasının coşkusu vardı. Ne söylersiniz bu konuda?
- Sinop’tan geliyor, Türkiye’nin kuzeyi… Siirt Kurtalan farklı bir bölge, Güney Doğu Anadolu’da… Romanya, Bosna-Hersek var. Bulgaristan, Azerbaycan var. O çocuklar bir araya geliyorlar. Dikkat ettiyseniz aralarında hiçbir problem yok. Hepsi kol kola, aynı şekilde oynuyorlar, müziklerini sunuyorlar, kendi kültürlerini anlatmaya çalışıyorlar. Amacımız bu. Sinoplu çocukların karikatür sergisi vardı. Çok harika bir şeydi. O yaştaki çocukların barışı bu kadar iyi anlatmasına ben bile çok şaşırdım. O sergiyi herkesin görmesini isterdim.
- Niye etkiledi bu kadar sizi?
- Çocukların içinde barış var kavga yok ki. Sevgi var. Hoşgörüsü var. Gizli hesapları yok. Onlar sadece çocuk, can yani… Ama onlara ihtiyacımız var. Aynı şekilde Siirt’ten gelen çocuklarımız var. Görüntüleri izledim. İlk olarak denizi gördüler. Kendileri özel olarak istemişler denizi görmek istiyoruz diye… Elbiseleriyle denize girdiler. Çocukların gözlerindeki o ışığı, mutluluğu tüm Türkiye’nin tüm dünyanın görmesini isterdim. Bıraksınlar savaşları, sevgiyi görsünler, barışı görsünler, hoşgörüyü görsünler. Onu istiyorum.
- Bu şenlik Türkiye’nin 7 bölgesinden ve farklı ülkelerden çocukları bir araya getiriyor. Aynı mutluluğu, aynı sevinci, aynı coşkuyu yaşamalarını sağlayan bir şenlik… 20’incisinde daha farklı bir format düşünülüyor mu?
- Farklı şeyler düşünüyoruz. Öncelikle Türkiye’nin çevresi kan gölü halinde. İnsanlarımız ölüyor, çocuklarımız ölüyor, kadınlarımız ölüyor. Anneler ölüyor, babalar ölüyor. Çocuklar yetim kalıyor, öksüz kalıyor veya anne-baba çocuğunu kaybediyor. Önümüzdeki yıl düşündüğüm şeylerden biri, öncelikle bölgedeki Ortadoğulu çocukları şenliğimize dahil etmek. O büyüklerin yaptığı savaşların önüne geçmek, yeni yeni dostluklar kurulmasını sağlamak. Özellikle seneye Suriye, Irak, İran, Suudi Arabistan, Ürdün aklınıza ne gelirse, niye savaşıyoruz diye çocuklara sormak istiyorum. Onların cevaplarının çok ilginç olacağını düşünüyorum. Çünkü onların öyle bir derdi yok. Büyüklerin yine savaştığını çocukların bildiğini düşünmüyorum. İnşallah onları barış elçisi gibi yetiştireceğiz.
- Bu yıl şenlikte sizi en fazla etkileyen ne oldu?
- Bu sene Türkiye açısından sıkıntılı bir dönemdeyiz. En az 10 gelirken bu yıl 5 ülke vardı. Ama onların sahip çıkması, bize güvenmesi, ailelerimize güvenmesi bizi mutlu etti. Çocukların daha ufak olması, daha sevgi dolu olması, birbirlerini çok sevmeleri, eğlenmeleri çok hoştu ve hepsi teşekkür etti.
- Aralarında 5 yaşında bir çocuk vardı. Onun ailesi onu buraya göndermekten çekinmediyse o zaman Türkiye korkulacak bir ülke, bir terör ülkesi değil.
- Bunu özellikle anlatmamız gerekiyor. Bazı sıkıntılar yaşıyor muyuz, yaşıyoruz. Ama tüm ülkeler çocuklarını bize teslim ettiği sürece hiçbir problem yok, onlara sonuna kadar sahip çıkarız. Onlar bizim çocuklarımız. Tüm dünya çocuklarını seviyoruz. Çocuk olması, barışı sevmesi, sevgi dolu olması yeter. Biz de onlara sahip çıkmaya çalışıyoruz.
- Konuk ülke çocuklarının hepsi giderken ağlıyordu. Neden?
- İşte ektiğimiz bu barış, sevgi tohumları yok mu? Tabi geldikleri zaman ilk anda sıkıntı yaşayabiliyorlar. Hangi kültüre geldik, hangi ülkeye geldik diye ama o gece bitiyor. Bir iki saat içinde bitiyor. Giderken gözyaşlarına boğuluyorlar. Ayrılmak istemiyorlar bu ülkeden. İşte amacımız bu. Şunu iddia ediyorum, bu ektiğimiz tohumları istedikleri kadar hasat etsinler, yani kessinler biçsinler, bu devam edecektir. Köklerinden yeniden yeşerecektir.
- Bu şenlik 9-10 günlük bir şenlik ama hazırlığı 9-10 ay sürüyor. Pek çok kişinin emeği var. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
- Bu emeğe çok büyük saygı duyuyorum. Sonuçta ben bir belediye başkanıyım. Ben sadece talimat veriyorum ya da fikirlerimi söylüyorum. 10 aydır çok büyük emek harcayan komite üyelerimiz var, siyasiler var, benim çalışma arkadaşlarım var. Benim dikkat ettiğim tek bir konu var. Aman kazasız belasız, çocuklarımızın başına bir şey gelmeden şenliği bitirmek. Bu yıl da öyle atlattık. Bu yüzden çok mutluyum.
- 20. şenlikte çıta yükselecek. Başta Kültür Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere bir beklentiniz var mı ya da destek talebiniz olacak mı?
- Kültür Bakanlığı’ndan biz çok destek istedik ama maalesef bugüne kadar alamadık. Devletten sonra en yoğun 23 Nisan şenliğini yapan bir ilçeyiz. Ama Kültür Bakanlığı’ndan hiçbir şekilde destek almadım. Ama İzmir Büyükşehir Belediyesi nakdi olmasa da aynı yardımlarla destek oluyor. Ulaşımı sağlıyor, geziler organize ediyor, ışık ya da ses sistemi veriyor. Buradan Aziz Başkanıma çok teşekkür ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.