Başkan Soyer: Yoksulluk, insan hakları ihlalidir
Üçüncü Uluslararası Bir Arada Yaşam Zirvesi'nde konuşan Başkan Soyer, giderek derinleşen yoksulluk ve insan hakları ihlallerine değinerek “Bu hikâye yerelden değişecek” dedi.
Montreal ve Düsseldorf’tan sonra üçüncüsü İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliği yaptığı Üçüncü Uluslararası Bir Arada Yaşam Zirvesi (Living Together Summit) 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'ndeki (AASSM) “Belediye Başkanları Paneli” ile devam etti. Panelde Başkan Tunç Soyer ile birlikte Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, KKTC Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı konuştu. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile Almanya Sindelfingen Belediye Başkanı ve Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Kongresi Başkanı Bernd Vöhringer ise video mesajla katıldı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Yoksulluk bir insan hakları ihlalidir. Ve giderek derinleşen bir yoksullukla karşı karşıyayız. Bu, döviz kurlarındaki yüksek artıştan ya da sadece yüksek enflasyondan bahsedilerek anlaşılacak bir şey değil. Büyük bir bilinmezlikle karşı karşıyayız. Yoksulluk tarihimizde görülmemiş şekilde derinleşmeye ve yaygınlaşmaya devam edecek gibi görünüyor” dedi. Bu krizin üstesinden gelmek için demokrasi, insan hakları ve birlikte yaşama kültürünün çok önemli olduğuna değinen Başkan Soyer, “Bizim seçim kampanyasında 'çok ses, çok renk, çok nefes' diye bir sloganımız vardı. Burada anlatmak istediğimiz şey farklılıkların zenginliği ve bir arada olmanın getirdiği güç. Monokültür nasıl doğada zafiyetse toplumlarda da zafiyettir” şeklinde konuştu.
“Ayrıştırıcı dilden uzaklaşmalıyız”
Tarihinde farklı dinlerin, dillerin birlikte ürettiği refahın İzmir'i çok güçlü bir liman kenti yaptığını vurgulayan Soyer, “Çok renklilik, çok seslilik teminat altına alınmışsa demokrasinin de insan haklarının da önü açılıyor. Ortak akılla kurnazlık arasındaki fark neyse demokrasi ile demokrasi dışılık arasındaki fark da o. Türkiye'de derinleşen yoksulluk bize demokrasiden uzaklaşıldığını gösteriyor. Toplum ayrıştırıldı. O nedenle bizim yerelde yapmamız gereken çok şey var. Bütün bu hikâye yerelden değişecek. Yani bizim demokrasinin gereçlerini kullanarak, bu toplumu iyileştirerek layık olduğu yere taşımak gibi bir görevimiz var. Bunu ayrıştırıcı dilden uzaklaşarak başarabiliriz. Başka çaremiz yok. Demokrasi bu topraklardan çıkmış. Akdeniz'de, Ege'de doğmuş. Birlikte yaşama kültürü, birbirine saygı köklerimizde var. Yani kökümüz sağlam. Demokrasiyi yeniden doğayla birlikte tarif etmek gibi yeni bir görev de bize düşüyor” dedi.
Yaşama hakkı vurgusu
Kuraklık, küresel ısınma gibi sorunların tüm dünyanın olduğu gibi İzmir'in de sorunu olduğunu belirten Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bunlar hepimizin hatasıyla ortaya çıkmış sorunlardır. Birbirimize her anlamda destek olduğumuz bir mücadeleye ihtiyacımız var. En temel hakkımızın yaşama hakkı olduğunu unutmamamız lazım. Kentleri yeniden yapılandırırken insanların yaşamını daha huzurlu hale getirecek kararlar almalıyız” diye konuştu.
“Barışın ve huzurun adresi”
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ise “Bodrum hep barışın, huzurun, güvenliğin adresi oldu. Bodrum'da tarih boyunca etnik kökenleri farklı olanlar hiç kavga etmemiştir. Binlerce yıldır gelen barış, kültür ve insanlık kültürüne sahibiz” ifadelerini kullandı.
“Adil bir ekonomi yaratmalıyız”
Özgürlük ve eşitlik vurgusunda bulunan KKTC Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı da “Göreve gelirken 'Tüm renklerin özgürce ve kardeşçe bir arada yaşaması' diye bir motto şiar edinmiştik. Bugüne kadar hiç onu bozmadan yaşadık. Eşitsizlik hayatın her alanında var. Bunu giderebilmek için de adil bir ekonomi yaratmamız gerekiyor” dedi.
“Kapsayıcı şehirler oluşturmalıyız”
Panele video mesajla katılan Almanya Sindelfingen Belediye Başkanı ve Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Kongresi Başkanı Bernd Vöhringer “Pandemi bugün İzmir'de olmamı imkansız kıldı. Birlikte yaşama konusundaki tehditler için birlikte çalışmamız gerekiyor. Geçtiğimiz on yıllar boyunca kutuplaşmayı gördük, yaşadık. Bu kutuplaşmanın sonucu olarak şehrimizde yaşayan insanların bağlarında kopuşlar oldu. Bunun önüne geçmek belediye başkanı olarak bizim sorumluluğumuzda. Kapsayıcı şehirler oluşturmamız gerekiyor” dedi.
“Bir arada yaşamanın da ön şartı hakkaniyettir”
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in video mesajı da yayınlandı. Mersin'de farklı kültürlerin yüzlerce yıldır beraber yaşadığını hatırlatan Vahap Seçer “Bu göç dalgaları toplumuzda çatışmalara yol açmak yerine uyumu, kardeşliği ve dayanışmayı doğurdu. Farklı dinlere mensup Mersinliler aynı mezarlıkta yan yana yatıyor. Sanıyorum Mersin mezarlığının dünyada eşi benzeri yoktur. Husumetlerin kurbanları göçmenler olamaz. Mersin bu göç dalgasıyla da başa çıkıyor. Göç artık bir doğal felakettir. Bir arada yaşamanın da ön şartı hakkaniyettir” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.