Başkan Tunç Soyer: Dayanışmayı arttırmalıyız
Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup, Dış İlişkiler Çalışma Grubu’yla bir araya gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ortak gelecek vurgusu yaparak dayanışma ve işbirliği çağrısı yaptı.
İzmir’in uluslararası alanda rolünün güçlendirilmesi için üst düzey temaslarda bulunmak üzere Belçika’nın başkenti ve Avrupa Birliği'nin idari başkenti Brüksel’e giden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile birlikte Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup, Dış İlişkiler Çalışma Grubu’na hitap etti. 70 Avrupa parlamenterinin üye olduğu çalışma grubunda konuşan Başkan Soyer, Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olduğunu belirterek ortak geleceğimiz için dayanışma ve işbirliğine vurgu yaptı. Soyer ve Torun üyelerden destek ve alkış gördü.
Ortak gelecek vurgusu
Başkan Soyer, konuşmasına “Türkiye'de ilerici, Avrupa değerleri ve ilkeleriyle yaşayan on milyonlarca insanız. Avrupalı kardeşlerimizle bağ kurmamız, dayanışma içinde olmamız ve ortak geleceğimizi birlikte inşa etmemiz gerekiyor” diye başladı. Statükoya, muhafazakârlığa, otoriterliğe ve iklim değişikliğine karşı aynı mücadeleyi verdiklerini anımsatan Başkan Soyer, “Bugün burada Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile birlikteyiz. Kendisi İstanbul, Ankara, Antalya ve çok daha fazlası dâhil olmak üzere 50 milyondan fazla Türk vatandaşını yöneten 132 belediyenin koordinasyonundan sorumludur” dedi.
“Harekete geçmeliyiz”
Zorlu zamanlardan geçildiğine vurgu yapan Başkan Soyer, son üç yılda İzmir'de orman yangını, pandemi, sel, kuraklık ve büyük bir depremle mücadele ettiklerini ve bu krizlerin dirençli bir şehir olmanın önemini bir kez daha hatırlattığını söyledi. Dirençli bir şehir olmanın ilkelerinin olduğunu söyleyen Başkan Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birincisi birlik ve beraberliktir. İkinci ilke ise yaşam hakkını en önemli öncelik olarak kabul etmektir. Sonuçta, yaşam hakkı olmadan diğer haklardan yararlanmak mümkün değildir. Ancak, küresel ısınma ve biyoçeşitlilik kayıpları ile pandemi, gıda güvenliği ve göç hayatımızı ciddi şekilde tehdit ediyor. Etkileri en çok en yoksul ve en savunmasız olanları vurdu. Avrupa ortaklığı içinde bu tehditlere karşı sınırsız bir şekilde mücadele etmek için daha uyumlu bir çaba inşa etmeliyiz. Birlikte hareket etmeli ve şimdi harekete geçmeliyiz. Değişimin katalizörü olma fırsatına sahip olan yerel yönetimler, kentsel ve kırsal topluluklarla olan bağlantılarını kullanarak harekete geçme konusunda olağanüstü bir potansiyele sahip.”
“Dayanışmayı arttırmalıyız”
Türkiye ve AB ortaklığının daha dirençli bir toplum için önemine dikkat çeken Başkan Soyer, “İlk olarak, daha etkili işbirliği için kurumsal yeniliğe ihtiyacımız var. İkincisi, AB Türkiye ilişkisi içinde, politika oluşturma ve uygulamada şehirlerin rollerine daha fazla önem vermeliyiz. Üçüncüsü, şehirlerimiz ve ilerici ailelerimiz arasındaki dayanışmayı artırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Ekolojik ve ekonomik demokrasi
İklim krizi çağında sosyal demokrasinin temel bir bileşeni olan ekolojik demokrasiyi savunmamız gerektiğine dikkat çeken Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu da ancak doğayı içeren bir ufuk geliştirmekle mümkündür. Bu nedenle, insan haklarının temellerini doğa haklarıyla birlikte yeniden düşünmek zorundayız. Ağaçların, dağların, göllerin, ovaların, ormanların ve nehirlerin hakları… Bunlar topluca ortak yaşam hakkımızı oluşturur. Şehrimizin ekosistemine zarar verdiğimizde vatandaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltemeyiz. İzmir'de doğadaki tüm canlıların haklarını içeren ekolojik demokrasi peşindeyiz. Ekonomik demokrasiyi de sosyal demokrasiyi güçlendiren bir diğer önemli bileşen olarak benimsiyoruz. İnsanı kalkınma politikalarımızın öznesi haline getirerek, zenginliğin yeniden dağılımını sağlayan bir sistem kurduk.”
Bugün burada Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği Başkanı olarak bulunduğunu belirten Başkan Soyer, “İnsan insana ilişkiler, esnek bir Avrupa topluluğunun harcıdır. Bugün, birbirine çok bağımlı bir dünyada ve hatta daha da bağımlı bir Avrupa'da yaşıyoruz. Ve evet, Türkiye tarihi, toplumu, ekonomisi, siyasi sistemi, kültürü ve geleceği ile Avrupa'nın bir parçasıdır. Avrupa'mızda mallar, hizmetler, emek, sermaye, fikirler, virüsler, krizler şehirler arasında sınırları aşar. Ortak geleceğimizi bu hayati karşılıklı bağımlılık üzerine inşa etmeliyiz” dedi.
Başkan Soyer, bugün Brüksel'de Avrupa Parlamentosu üyesi İsmail Ertuğ ile T.C. AB Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay ile Avrupa Bölgeler Komitesi Sosyalist Grup Başkanı ve Fransa Coulaines Belediye Başkanı Christophe Rouillon’u da ziyaret etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.