Mahmut Kızılarslan
Ben seni, Tolstoy’un Anna Karenina’yı sevdiği gibi sevdim
Ben seni Tolstoy’un Anna Karenina’yı sevdiği gibi sevdim.
Düşlerimde ve yüreğimde.
Kendi içimde doğurup büyüterek.
Varlığını herkesten gizleyerek.
Kendi içimdeki sessizlikte
Kimse bilmeden.
Ellerimle, günden güne seni büyüterek.
Bilmezdim büyüyen sarmaşıkların
Bir gün her yanımı saracağını
Beni zehirleyeceğini
Bilmezdim büyüyen sarmaşıkların
İçime sığmadığında koparılmasının gerektiğini.
Sezaryen masasında bir tercih gibi
Ya bebeğin ya sen.
Ben seni Tolstoy’un Anna Karenina’yı sevdiği gibi sevdim.
Ben seni Tolstoy’un Anna Karenina’yı öldürdüğü gibi öldürdüm.
İçimde ve sessizce.
Kan, ter içinde.
Ellerimi sana hiç sürmeden.
Ben seni Tolstoy’un Anna Karenina’yı öldürdüğü gibi öldürdüm.
Yüreğimin en ıssız yerinde.
Hiç kimse görmeden.
En az seninle, senin kadar ölerek.
Ben seni Tolstoy’un Anna Karenina’yı öldürdüğü gibi öldürdüm.
Ben seni ameliyat masasında canlı canlı
Bedenime neşterler vurulurken
Gözlerim açık içimde gezindiğini göre göre
Nefeslerimden vaz geçe geçe sevdim.
Her zerresinde benden koparıldığında
Seninle parça parça gelerek sevdim.
Bir an bile teninden ayrılmayarak.
Ben seni
Benden kopan her parçada
Seninle senin kadar ölerek sevdim.
Ben seni en karanlık gecelerin sonunda
Soğuk bir namlunun ucundaki demir parçasının
Alnıma değdiği ürpertici soğukluğuna
Yenik düşecek kadar sevdim.
Her şeye rest çeke çeke sevdim.
Rus ruletine zar atarken
Piyonların isyanını göre göre
Hiç seslenmeden hiç direnmeden
Göz göre göre şah mat olacak kadar sevdim.
Ben seni Tolstoy’un Anna Karenina’yı sevdiği gibi sevdim.
Ben seni her yerde, her şeye isyanlarımdaki kadar sevdim.
Görebileceğim bütün güzelliklerden vaz geçe geçe
Gözlerimden vazgeçerek.
Gözlerinden vazgeçerek.
Ben seni
İçimi ısıtacak gökyüzünden vaz geçe geçe sevdim.
Asi isyanların bastırılamayan şiddeti kadar
Ve en şiddetli ağrılar.
Uğruna kurtulmak için,
Bir bıçağın en keskin yüzünün soğukluğu kadar sevdim.
Tenime değerken ilk ürpertisi ve korkusunun her yeri sardığı kadar
Korka korka, ürpere ürpere.
İçimi aydınlatacak gökyüzünden vaz geçe geçe sevdim.
Ben seni Tolstoy’un Anna Karenina’yı sevdiği gibi sevdim.
Ben seni Tolstoy’un Anna Karenina’yı öldürdüğü gibi öldürdüm.
İçimde ve en derininde.
Sessizce ve hiç kimse görmeden.
Aç, susuz bitap düşüp
Kan ter içinde.
Ben seni çok sevdim.
Ben seni seninle içimde ölecek kadar sevdim.