Son derece tatlı ve uyumlu görünen ama sonraları içlerinden başka bir yaratık çıkan ilişki insanları. Bugün biraz ilişkilerden konuşalım. Ne oluyor da her şey iyi güzelken sular yön değiştiriyor? Hiçbirimiz istemeyiz tabi bunu ancak hayat sadece günümüzden ibaret değil, bir de hepimizin geçmişten aşırdığı koca bir dünya var. Aileden gördükleri hele ki anne babadan miras aldığı. İşte bu miras var ya farkında değiliz ama miras kalan para kadar değerli. Çünkü ilişkilerimizi belirleyebiliyor.

Bu travmalarımızdan iyileşmezsek ne oluyor biliyor musunuz? Hadi biz idare ettik ya da yok saydık. Ama bunları çocuklarımıza da aktarıyoruz. Böylece bu döngü nesillerce devam ediyor. O yüzden iyileşmek aslında nesilleri de kurtaran bir eylem.

Sevgili ilişki insanları, sizin hani o çok güzel başlayan ilişkiniz var ya gelecekle ilgili pek çok da ipucu taşıyor. Sizin çok hassas olduğunuz bir konuda partneriniz nasıl tepki veriyor, bakın bakalım. Sabırlı davranıyor mu, sizin hassasiyetinizi anlamaya çalışıyor mu? Sizin için değerli olan onun için de değerli oluyor mu ya da en azından verdiğiniz değeri anlıyor mu? Çünkü hep söylüyoruz ya en önemli derdimiz anlaşılmak.

Evet anlaşılmak. Biri tarafından eleştirilmeden sadece anlaşılmak. İnsan zihninin karmaşıklığında bazen biz bile kendimizi anlamazken sıcacık bakan bir çift gözün size usulca göz kırpması ve sizi anladığını hissettirmesi. İşte o anda ruhunuzun yatıştığını hissetmeniz.

Peki ruhunuz başka bir ruhun önderliğinde yatışırsa ne olur? Sevmek dediğimiz sadece ten sevmesi değildir. Temel bileşen biri tarafından çok değer verildiğinizi duyumsamaktır. İşte bir ilişkiye her şeyden önce mutlu ve huzurlu hissetmek için başlarız. İki ruh kalplerindeki yaralar ne olursa olsun birbirlerini anlamaya başladıkları anda bütün renkler değişmez mi?

Gözlerinizi kapayın ve hayalinizdeki en güzel ilişkiyi hayal edin. Ne var içinde? Eşiniz ya da sevgilinizden beklentileriniz ne? Madde madde sıralayın, iyice netleştirin. Bunu yaptıktan sonra arkanıza yaslanın ve düşünün. Sizin beklentilerinizi sıraladık, peki karşınızdakinin? Belki anlaşılmak, değer görmek dedik. İşte şimdi farkına varmamız gereken bir şey var: beklentiler sadece bize ait değil. Karşımızdakinin de beklentileri var. Bazen dile getirilemezlerse de… o zaman bir kavram daha çıkıyor karşımıza: empati.

Sanırım bir ilişkide sonraları içimizden bir yaratık çıkmasını empatiyi unutmamıza da bağlayabiliriz. Çünkü zamanla insanlar ilişkide bencilleşiyor. Bir tarafın bencil olması yeterli. Bencillik bulaşıcıdır. Zamanla karşıdaki partneri de saflarını tutmaya teşvik eder.

Yaptığım birçok çift görüşmesinde partnerler bu yüzden en çok bu değişimden dem vurur. İlk başlarda böyle değildi, çok değişti. Artık eskisi gibi değil. Bu sözler size de tanıdık geliyor mu? Peki ya biz değiştiysek ya da karşı tarafı da artık daha kendine dönük olması gerektiğine inandırdıysak farkında olmadan?

İnsanların üstüne ne kadar çok basarsak o kadar onu bencilliğe itiyoruz aslında. İlk başlarda sizi kaybetmekten korktuğu için ona göre davranan kişi zamanla cesaretleniyor ve ruhunun gerçek kimliğini ortaya çıkarmaya başlıyor. İşte bizim değişim olarak adlandırdığımız da bu.

Bence her ilişkiniz kullanım klavuzu olmalı hatta bazen bu yazılı hale getirilmeli. Hangi durumda ne yapacağımız, hangi sözleri kullanacağımız hatta hangi sorunda hangi eylemlere girişeceğimiz. Çünkü ne oluyorsa çok tatlı başlayan ilişki zamanla her iki kişinin de artık bulunmak istemeyeceği bir korku dükkanına dönüşüyor.

Hayat o kadar değerli ki. Hepimiz mutlu olmak için birtakım eylemlere girişiyoruz. Kimimiz iş kimimiz aşk… Burada sözüm aşka girişenlere, beraber yaşayanlara, evlenenlere. Gerçekten biriyle iyi anlaşmak, anlaşıldığınızı hissetmek, karşılıklı anlayışla bu olsun istemez miydiniz? Kendinizde fark etmeniz gereken neyse fark edin. İlişkinizde fark etmeniz ya da düzeltmeniz gereken neyse fark edin. Yol uzun ama benzininiz az olmasın dostlar.