Bilmeceler Haftası!
Merhaba Değerli Okurlarım,
Kongreler ve oylamalarla başlayan, partilerin ve ülkenin geleceğinde önemli değişikliklere yön veren gelişmelerin yaşandığı bir hafta içerisindeyiz. ‘’Bu hafta kısaca neler yaşandı, bizleri nasıl bir siyasi atmosfer bekliyor ?’’ soruları üzerinde duracağım.
Pazar günü hukuk bilmecesine dönen MHP olağanüstü kongresine izin çıkmayınca muhalifler açıklamalarını yapıp imza toplayarak meydandan ayrıldılar. MHP başkan adayları; hem anayasal çerçeve içerisinde, hem de MHP’nin ilkesel duruşunu bozmadan yollarına devam ediyorlar. Belli ki MHP’de bir değişim olacak ve bu değişim tüm siyasi partilerde yeni değişimleri tetikleyecektir. Muhalif kadroya bakıldığında sivrilen veya sivrilmeye çalışan bir Meral AKŞENER profili dikkat çekmektedir. Açıkça söylemek gerekirse diğer adaylara oranla daha sert bir yol çizerek ilerliyor. Aslında biraz da ona destek olmaya çalışan veya yanına çekmek isteyen grup veya hareketlerin rüzgârına kapılmış dersek abartmış olmayız. İlerleyen günlerde ister istemez diğer adaylarla görüş ayrılığına düşmesi hatta onlardan tepki alması kaçınılmaz olacaktır. Bunun ilk sinyallerini Koray AYDIN verdi. Şimdilik MHP ve yargıyı izlemeye devam ediyoruz.
Salı günü dokunulmazlık görüşmelerinin ilki yapıldı. Oylama sonucuna göre 348 evet, 155 hayır, 8 çekimser, 25 oy boş çıktı. Bu sonuçlara göre referandum yolu gözüküyor. Çünkü 330 altı oylar teklifin reddi anlamına gelir. 330-367 arası referandum, 367 üzeri ise teklifin kabul edilmesi anlamına gelir.
Oylama öncesi açıklamalarda CHP hariç her parti oyunun rengini net olarak belli etti. Grup başkanvekillerine verilen konuşmalarda; HDP CHP’yi ‘’HAYIR’’ tarafına çekmeye çalışırken, AK Parti’nin CHP’yi ‘’EVET’’ tarafına çekmeye çalıştığına şahit olduk. Bu durum CHP içerisinde, parti içi demokrasi veya gizliliğin önemi yorumlarına dayandırılsa da, maalesef kamuoyunda CHP’nin net bir tutum sergileyememesi yorumları ağırlık basmaktadır.
Cuma günü de benzer sonuçlar çıkarsa bizi referandum günleri bekliyor olacaktır. AK Parti hazır halka gitmişken araya ‘’Başkanlık’’ meselesini de sunmayı deneyebilir. Böyle bir senaryo AK Parti’nin dokunulmazlık restinde başarısızlığa uğramasına da sebep olabilir. Ancak geçmiş referandumlarda da gördük ki referandumların içeriğinden ziyade nerden geldiği halkımız için daha önemli olmuştur.
Gelelim AK Parti olağanüstü kongresine. Farklı siyasi çekişmeler olmasa muhtemelen ülke olarak günlerdir kimin yeni başbakan olacağını konuşuyor olacaktık. Bana sorarsanız yeni genel başkan veya başbakanın kim olacağı çok önemli değil. Kamuoyunun aksine pasif bir Başbakandan ziyade iyice pasifleştirilmiş bir Başbakanlık bekliyorum. Yavaş yavaş tüm yetkileri elinden alındıktan sonra atıl duruma gelen Başbakanlık makamı. Ardından toplum bu duruma alıştırılacak ve sonra buyrun Başkanlık.
İşin özü bu yıl top sadece siyasilerde olmayacak. Siyasiler ortak bir yol bulamayınca söz bizlere geçecek. Türkiye’de bıçak sırtı konuların şekilleneceği bu yılda, ülkemiz için hayırlı kararların alınması dileğiyle… Esen kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.