Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ali Musa Bina, "15 Temmuz’dan bugüne devam ettirilen ve 7 Ağustos’ta İstanbul’da 5 milyon ve İzmir’de 10 binlerce insanın katılımıyla 'Demokrasi ve Şehitler Mitingi' ile taçlandırılan demokrasi nöbetleri; demokrasi, insanlık onuru ve bağımsızlığımızı korumak noktasında 'Türkiye direnişi ve dirilişi' olarak insanlık tarihindeki yerini almıştır" dedi.

Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ali Musa Bina, 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde İzmir'in duruşu ve son dönemde artan terör olaylarını içeren bir basın açıklaması düzenledi. Memur-Sen İzmir İl Temsilciliğindeki basın açıklamasında 15 Temmuz'da Fethullahçı Terör Örgütünün, Türkiye’nin bağımsızlığını, özgürlüğünü, birlik ve beraberliğini hedef aldığını söyleyen Bina, "Alçak darbe teşebbüsünü bir kere daha şiddetle kınıyor ve faillerini lanetliyoruz. 15 Temmuz, Fethullahçı terör örgütünün hem devletimizi hem de milletimizi hedef alan darbe teşebbüsünün gerçekleştiği gün olarak tarihe kaydedilmiştir" diye konuştu.

Bina, basın açıklamasında şu ifadelerde bulundu:

"15 Temmuz Küresel Saldırı Girişiminde, Silahlı Kuvvetlerimize sızmış Fethullahçı Terör Örgütü mensupları, gasp ettikleri savaş uçakları ve helikopterlerle hem vatandaşlarımıza hem de stratejik kurumlarımıza şiddetle saldırmıştır. Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Genelkurmay Başkanlığı, MİT, EGM, Emniyet birimleri ve medya kuruluşlarına ait binalar bombalanarak işgal edilmeye çalışılmıştır.

Türk Halkı, darbe teşebbüsünü püskürten ve bertaraf eden şanlı direnişinde, ağır bedel ödemeyi göze almış ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmamıştır. Eğitim-Bir-Sen İzmir Şubesi olarak, 15 Temmuz Gecesi Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ekranlara çıkıp 'bu bir darbe kalkışmasıdır' dedikleri ilk andan itibaren milletimizin mücadelesine ortaklığı, darbeye ve cuntaya direnmeyi onur saydık. Hiç vakit kaybetmeden 'Meydanlar da Vatan da Bizim' diyerek mesajlarımızla bütün üyelerimizi meydanlara davet ettik. İzmir’de Hükümet Konağı önüne ilk gelen vatanseverler arasında yerimizi aldık.

Darbeye direnmek, darbecileri durdurmak için sokağa çıkan, meydanları dolduran Türk halkı ve İzmirli hemşerilerimiz, demokrasiye ve özgürlüklere sahip çıkmak, bağımsızlığı korumak için bütün dünyaya örnek olacak, tarihi bir duruş sergilemiş ve büyük bir zafer elde etmiştir. Bu süreçte, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devletimizin, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın başkanlığında siyasi iktidarın, TBMM’de temsil edilen muhalefet partilerinin oluşturduğu milli birlik ve beraberlik, darbeye karşı ortak bildiriyle somutlaştırılmış ve milletin direniş iradesini destekleyen büyük bir motivasyon üretmiştir."

DEMOKRASİ NÖBETLERİ DİRİLİŞİMİZE VESİLE OLDU

"15 Temmuz’dan bugüne devam ettirilen ve 7 Ağustos’ta İstanbul’da 5 milyon ve İzmir’de 10 binlerce insanın katılımıyla gerçekleştirilen 'Demokrasi ve Şehitler Mitingi' ile taçlandırılan demokrasi nöbetleri; demokrasi, insanlık onuru ve bağımsızlığımızı korumak noktasında 'Türkiye direnişi ve dirilişi' olarak insanlık tarihindeki yerini almıştır. Ülkemiz ve milletimizin geleceğini karatmayı amaçlayan darbe girişimine karşı, tüm benliği ile ayağa kalkan, demokrasiye olan bağlılığını yüksek sesle haykıran İzmirli hemşerilerimize teşekkür ediyoruz.

İzmir’de direnişin sembol ismi olan Valimiz Sayın Erol Ayyıldız, cunta ve darbe girişimine karşı ilk andan itibaren hemşerilerimize moral vererek, kamu iradesinin ve kamu düzeninin tesisi için bütün varlığını ortaya koymuştur.

İzmir Emniyet Müdürü Sayın Celal Uzunkaya, FETÖ ile mücadelede ortaya koyduğu kararlılıkla ve yaptığı operasyonlarla, bu terörist yapıyla ilişkisi olanlarla sonuna kadar mücadele edileceğini göstermiştir.

İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, darbe kalkışmasının ilk saatlerinde bizimle irtibata geçmiş ve neler yapabileceğimiz noktasında görüş alışverişinde bulunmuştur. Okul müdürlerini birlikte organize ederek kurumları açtırmış ve okul müdürlerinin sabaha kadar görevlerinin başında olduğunu göstermiştir. Sayın Yahşi, 28 gün boyunca bir gece dahi evine gitmeden, milli irade nöbetlerinde ekibiyle birlikte aktif görev almıştır. Milli Eğitim’de paralel ile mücadelede ve örgüte ait okulların asıl sahiplerinin yani milletin malı olmasında büyük emek harcamıştır."

FETÖCÜLER TÜM KURUMLARDAN TEMİZLENMELİDİR

"Başta siyaset olmak üzere tüm kurumlarımızdan FETÖ’nün elemanları temizlenmelidir. Son zamanlarda medyada okuduklarımız ve duyduklarımız, söz konusu örgütle mücadelede bazı yanlışların ve adam kayırmaların yaşandığını göstermektedir. Ülkemizi bu terör örgütünden temizlemede kararlı davranmalı, vicdanları yaralamadan ve devlet kurumlarında tek bir örgüt mensubu kalmayıncaya kadar mücadeleyi sürdürmeliyiz.

Devletin FETÖ üyesi hainleri temizlediği bu günlerde, başarılı işleri manipüle etmeye çalışanları, ihbar mektuplarıyla ilgisiz kişileri de işin içine katarak devlete olan güveni zedelemeye çalışanları da hayretle takip ediyoruz. Örneğin İzmir'de Halil Mezik Hoca gibi hemşehrilerimizin sevgisini kazanmış ve örgütle hiçbir ilişkisi olmayan birinin örgüt suçlamasıyla gözaltına alınması bizleri derinden üzmüştür. Devletimizin hainlerle masumları ayırabilecek kabiliyette ve bilinçte hareket edeceğinden ve sonunda hakikatin ortaya çıkacağından eminiz."

TERÖR EYLEMLERİNE BOYUN EĞMEYECEĞİZ

Son dönemde artan terör eylemleriyle ilgili de açıklamalarda bulunan Başkan Ali Musa Bina, "15 Temmuz Küresel İhanet Saldırısını bertaraf eden milletimiz, Van, Elâzığ, Bitlis, Gaziantep ve son olarak bugün Cizre gibi çeşitli illerimizde yeniden devreye sokulan terör ve şiddet eylemlerinin de üstesinden gelecektir. Görüyoruz ki üst akıllar, terör örgütleri PKK ve DAİŞ’in fitilini bir kez daha ateşlemiş durumda. İnsani değerleri hiçe sayan hain terör eylemlerini şiddetle lanetliyor, saldırıda ölenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, milletimize başsağlığı ve metanet diliyoruz" ifadelerinde bulundu.

FETÖ’DEN SONRA DAİŞ VE PYD’NİN DE İNLERİNE GİRİLDİ

Bina, açıklamalarına şu ifadelerde devam etti:

"Suriye’deki iç savaş ve akabinde Türkiye sınırına yakın bölgelerimizin PKK’nın Suriye kolu PYD’nin ve DAİŞ’in kontrolüne girmesi, ülkemizin iç ve dış güvenliği için çok ciddi bir tehdit ortaya çıkarmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Cerablus'ta DAİŞ hedeflerini tanklar ve savaş uçaklarıyla havadan ve karadan bombalayarak Cerablus'ta kontrolü sağlamıştır. Eğitim-Bir-Sen olarak Cerablus’a yönelik başlatılan askeri harekâtı çok olumlu bir gelişme olarak görüyor ve destekliyoruz. Milletçe, Devletimizin terör örgütlerine karşı kararlı ve tavizsiz tutumunun arkasında durduğumuzu açıkça beyan ediyoruz.

Bize 'had' bildirmeye çalışan üst akıllara ve terör destekçisi ülkelere, “hadlerini” bildirmeye başlamamız da millet olarak bizleri gururlandırdığını da ifade edelim."

KILIÇDAROĞLU’NA YÖNELİK SALDIRI GİRİŞİMİNİ KINIYORUZ

Bina, Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırı girişimini de lanetleyerek, "Artvin Şavşat’ta CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun konvoyuna yönelik saldırıyı şiddetle kınıyor, geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Çatışmada şehit olan askerimize Allah’tan rahmet, yaralanan askerlerimize de acil şifalar diliyoruz" diye konuştu.

Bina, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

"Emeğin değerini korumanın, ekmeği onurlu paylaşmanın ancak ülkelerimizdeki demokratik siyasal düzeni, özgürlükçü sistemi korumakla mümkün olduğu bilinciyle örgütlenen ve emek mücadelesini yürüten Eğitim-Bir-Sen olarak; darbelere, terör eylemlerine ve demokrasi karşıtı girişimlere karşı durmaya devam edeceğiz. Ülkemizde, medeniyet coğrafyamızda ve tüm dünyada demokrasinin, hukukun üstünlüğünün, insan hakları ve onurunun korunmasının mücadelesini vermeye devam edeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz."

Basın açıklaması sırasında Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No'lu Şube Yönetim Kurulu üyeleri Ali Kaya, Lütfü Ülver, Yusuf Bilir ve İsmail Çam da hazır bulundu.