BİNALAR BİRER ENERJİ SANTRALİ OLACAK
Konut ve fabrikalarda ileri teknoloji ürünü sistemlerin hızla yaygınlaşması, ülkelerin enerji stratejilerini etkileyen sonuçlar doğuruyor.
Dünyada gelecek on yılda fosil yakıtlara bağımlı enerji üretiminin azalması, yenilenebilir enerji kaynaklı üretimin ise en az yüzde 50 oranında artması bekleniyor.
Alman otomasyon ve akıllı ev sistemleri üreticisi Becker’in Türkiye Genel Müdürü Yüksek Mimar Erdinç Yazganoğlu, yeni teknolojilerle binalardaki ısıyı korumanın giderek kolaylaşacağını belirterek, dış cephede kullanılan malzemeler yoluyla da binaların enerji üreten birer santral gibi işlev göreceğini söyledi.
Akıllı ev sistemlerinin yaygınlaşması ve maliyetinin azalması ile konutlarda önemli oranda enerji tasarrufu sağlandığına dikkat çeken Yazganoğlu, bu teknolojilerin yaygınlaşmasıyla yakın gelecekte binaların hem enerji üreten bir santral gibi çalışacağını hem de enerji tasarrufu sağlayacağını vurguladı.
BİYOLOJİK ZEKALI BİNALAR GELİYOR
Avrupa’da Ürün Mühendisliği Merkezleri’nin, binalarda duvar ve çatıların güneş enerjisini toplayarak depolamasını ve yaymasını sağlayan akıllı kaplamalar üzerinde çalıştığını hatırlatan Erdinç Yazganoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Binaların dünya çapındaki enerji kaynaklarının yüzde 40’ını tükettiğini ve gezegendeki sera gazının üçte birini yaydığını biliyoruz. Son yıllarda büyük kentlerde yaşadığımız sel felaketleri, yaz ortasında dolu yağışına tanık olmamız, binaların oluşturduğu ısı adalarının doğal bir sonucu. Ancak gelişen teknolojiler bu sorunları asgariye indirecek. Yaklaşık 10 yıl sonra evlerimiz özel dış cephe boyaları ile güneş enerjisini toplayabilecek. Gelecekte Yeşil Binalar-BIQ (Biyolojik Zekâlı Sistem) ile doğal ısıtma- soğutma ve enerji ihtiyacı karşılanacak. Isı verimliliğini artırmak için nano ölçek bazında gözenek içeren yalıtım malzemelerin su buharını emip serbest bırakarak, bina içinde nemi dengeleyebilme imkânı verecek. Evlerinde kullanılan malzemeler, güneş ışınlarını toplayacak.”
Türkiye’de son 50 yılda yapılan konutların büyük çoğunluğunda az gelişmiş teknoloji kullandığını anımsatan Erdinç Yazganoğlu, bu binalarda çevre duyarlılığı ve doğal kaynakların verimli kullanımından söz etmenin mümkün olmadığını kaydetti. Birleşmiş Milletler Çevre Programı verilerine göre, akıllı bina yapılarının zararlı sera gazı emisyonunu ekonomik bir şekilde kesmeye yönelik mükemmel bir fırsat sunduğuna işaret eden Yazganoğlu, kalkınmış ülkelerde “Sürdürülebilir yapı” kavramının, inşaat sektörünün temel yaklaşımı olduğunu, Türkiye’nin de bu sürece paralel olarak yüksek teknolojili konut üretiminde hızla yol aldığını sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.