Sevdiye AKTEKİN

Sevdiye AKTEKİN

Bir insanlık meselesi!

Kadınlar ve erkekler… Bu ikisi tarih boyunca birlikte efsaneler yaratmış. Mesela ilk inanış; kadın ve erkek dünyaya gönderilmiş “Adem ve Havva.” Kadın ve erkek birlikte savaşmış “Kurtuluş savaşında askerle birlikte Erzurumlu Kara Fatma.” Bir kadın için savaş başlamış. “Truva” Sonra onlar aşk yaşamış, efsane olmuş. Aslı ile Kerem, Leyla ile Mecnun. Romeo ve Juliet. Günümüze gelelim bir hastalık çıktı. Aşıyı iki kişi buldu Özlem Türeci ve Uğur Şahin.

Hangi dinden, ırktan olduğu fark etmeksizin tarihin hiçbir alanında ya da hiçbir sahnesinde kadın ve erkek yalnız değildi. Birlikteydi. Bazen kadın daha çok duyurdu ismini bazen erkek. Birbirlerinin bazen önündeydiler bazen arkasında ama uzağında değil.

Yüzyıllardır birlikte yaşayan bu aynı türe ait iki canlıdan biri, tüm bu örnekler rağmen hala “birlikte” olduğunu anlayamadı. Hala diğerinin de kendisi kadar “değerli” olduğunu kabul edemedi.2021 yılında Türkiye’de bir kadın platformunun verilerine göre 392 (sadece basına yansıyan) kadın öldürüldü. Geçtiğimiz hafta da Avukat Dilara Yıldız daha önce defalarca şikayet ettiği eski nişanlı tarafından bir restoranda katledildi. Dilara Yıldız kurtulabilmek adına evden çıkmayı, karakol yakınında bir restorana gelmeyi hatta yardım istemeyi bile başarmıştı. Ama nişanlısı polisleri gördüğünde ona ateş etti. Sevdiği kadından ayrılmak istemeyen eski nişanlı, eski sevgili, eski koca vahşeti haberlerine bir yenisi daha eklendi. Sevdiği kadından ayrılamayan adam onu öldürebildi.

Ve bu adamlara sorulduğunda hepsinin benzer bir savunması vardı. Çok sevdiği ve ayrılmak istemediği için öldürüyor. Başka biriyle birlikte olunca gururuna yediremiyor. Kıskançlık anında kendini kaybediyor. Bu canlılar onsuz bir dünyada yaşayamam derken onu dünyasından edebiliyor.

Hem de bunu her zaman cahili, okumamışı, görmemişi yapmıyor. Dışarıdan baktığında kalıbına sığamayan, kendini centilmen sanan o kibar, görgülü, kariyer sahibi adamlar da yapıyor. Bir dizinin durmadan reklamı çıkıyor karşıma. (Böyle dizilerin reklamını yapmamak için isim vermeyeceğim.) Adam kibar, okumuş ve zengin. Karısını silah kullanmadan psikolojik şiddetle intihara sürüklüyor. Kadın şiddetti bazen o kadar sessiz oluyor.

Peki biz kadınlar ne yapmalıyız? Evet. İlk başta sizi çok kısıtlayan, kıskanmak başlığı altında kişisel alanınızı gasp eden o adamlardan hemen kurtulmalıyız. Kurtulmaya çalışırken ölebilir miyiz?

Diyelim evlendik. Başta hiç göstermedi hastalıklı yüzünü ve bize vurdu ne yapmalıyız? Boşanmalıyız. Peki ölme ihtimalimiz var mı?

Ayrılma kararı alan binlerce kadın kendine bu soruyu soruyor.

Hiçbir kadın ölmemektense dayak yemeye razı olmak zorunda değil! Giydiğine, yediğini, kiminle görüşüp görüşemeyeceğine akli yeterliliği olan herkes kendi karar verebilir. Bir kadın başkasının buyruklarına göre yaşamak zorunda değil.

Biz kadınlar acil numarayı aradığımızda polisin birkaç dakika sonra geleceğini zaten biliyoruz. Biz kadınlar yakalanan o adamların saatler sonra geri gelip yarım bıraktığı işi tamamlamasında korkuyoruz. Ve bunun için gerekli yasal düzenlemeleri ve bu düzenlemelerin iyi uygulandığını görmek istiyoruz.

BİZ KADINLAR KADIN GİBİ YAŞAMAK İSTİYORUZ. Tüm benliğimizle, özgür, güzel, yaratıcı…

Bol kahkahalı, kadınlı erkekli arkadaşlı, saat sabah 6 da gece 2 de yaşamak istiyoruz.

Herkes gibi, insan gibi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum