Birlik Sağlık Sen'den Hemşireler Günü mesajı
12 Mayıs Hemşireler Günü dolayısıyla açıklamada bulunan Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, "Ayakları yere basan sağlıkta şiddet yasasını, 3600 ek gösterge sorunun çözümünü ve diğer talepleri unutmayın yeter"
Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, 12 Mayıs Hemşireler Günü ile ilgili yaptığı basın açıklamasında "Çok bir şey istemiyoruz. Hemşirelerimizin ve Sağlık çalışanlarımızın da devlet memuru olduğunu, her birinin bir ailesinin olduğunu, onlarında sevinçlerinin üzüntülerinin olabileceğini, ayakları yere basan sağlıkta şiddet yasasını, ekonomik kayıplarının telafisini, 3600 ek gösterge sorunun çözümünü ve itibarsızlaştırılan mesleklerinin itibarlarının iadesini unutmayın yeter." dedi.
Doğruyol, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Hemşireler itibarsızlaştırılan mesleklerinin itibarını geri istiyor.
Hekiminden ebesine, hemşiresine, teknisyeninden memuruna ekip olarak sunulan sağlık hizmetlerinin temel taşlarından biri olan, birey, aile ve toplumun sağlığını koruma ve geliştirmeye odaklanan, ideal sağlık düzeyine ve yaşam kalitesine ulaştırmayı hedefleyen, insanlığın var olduğu günden bu yana mevcut olan hemşirelik mesleğini sunan tüm hemşire arkadaşlarımızın gününü kutlarız.
Yaklaşık iki yıldan bu yana ülkemizde ve tüm dünyada yayılan ve son günlerde etkisini kısmen yitiren korona virüs ile mücadelenin kahramanları olan doktorundan hemşiresine memuruna kadar sağlık hizmeti sunan tüm sağlık çalışanlarımıza minnettarız. İyi ki varsınız.
Pandemi döneminde Korona virüsten dolayı herkes kendi canının derdine düşmüşken, covidli hastalara birebir sağlık hizmeti veren hemşire arkadaşlarımız ve tüm sağlık çalışanlarımız tüm sağlık kuruluşlarımızda 7/24 kesintisiz hizmet vermeye devam etmişlerdir.
Ancak; her zaman olduğu gibi, Pandemi döneminde bile, her türlü adaletsizliklere, hak kayıplarına, mobbinge uğrayanlar maalesef yine sağlık çalışanlarımız olmuşlardır.
Diyoruz ki!...
Kamu kurumlarında görev yapan tüm memurlarımızın esnek mesai yaptığı, çalışma saatlerinin kısaltıldığı pandemi döneminde hekim hemşire ve tüm sağlık çalışanlarımız 7/24 kesintisiz hizmet vermiştir. Pandemi süreci olması hasebiyle sağlık çalışanlarımızın izinleri iptal edilmiş, emeklilikleri kapatılmış, istifa etmeleri bile yasaklanmıştı.
Ancak covid-19 virüsüyle mücadele eden sağlık çalışanlarımız ailesinden sevdiklerinden ayrı kalmasına, normal bir vatandaşımıza göre en az 10 kat daha fazla bulaşıcı hastalığa yakalanmasına, en az 10 kat daha fazla hayatını kaybetmesine rağmen, sağlık çalışanlarımıza pandemi sürecinde bile 2.sınıf memur muamelesi yapılmıştır.
Pandemi sürecinde bile sağlık çalışanlarımız görmezden gelinmiştir. Pandemi sürecinde bir hemşire yerine göre 3-4 hemşirenin iş yükünü sırtlanmıştır. Halen normale döndüğümüz bu günlerde bile hastanelerimiz yaklaşık %70 hemşire doluluğuyla çalışmaktadırlar. Personel yetersizliğinden dolayı açılamayan servisler, hemşiresiz çalışan binlerce aile hekimiz bulunmaktadır.
Pandemiden dolayı sokakta bile vebalı gibi davranılan uzak durulan sağlık çalışanlarımıza tüm bunlar yetmiyormuş gibi kurumlarındaki bazı liyakatsiz yöneticiler tarafından psikolojik baskı uygulanmış, mobbinge maruz kalmışlardır. Pandemi sürecinde bile en fazla soruşturma geçiren ceza alanlar maalesef yine sağlık çalışanlarımız olmuştur.
Yaklaşık 15 yıl önce üç asgari ücret alan bir hemşire arkadaşımız maalesef bu gün neredeyse asgari ücrete mahkum edilmiştir. Memurlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın maaşları enflasyona göre, TÜİK’in enflasyonuna göre değil, vatandaşın enflasyonuna göre, reel enflasyona göre yani eşel mobil sistemine göre hesaplanarak ödenmelidir. Bu güne dek seçim meydanlarında sağlık çalışanlarımıza verilen sözler tutulmamıştır. Sağlıkta şiddet yasası beklentileri karşılamamıştır. 3600 ek gösterge sorunu unutulmuş, ek ödeme yönetmeliği adaletsizliklerde zirve yapmıştır. Tüm memurların sabit ödemeleri genel bütçeden ödenirken, sağlık çalışanlarımızın ek ödemeleri döner sermaye gelirlerinden ödenmeye devam edilmiş ve neredeyse kamuda hizmet veren tüm sağlık kuruluşlarımız ekonomik zorluklara itilmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın 14 mart tıp bayramında sağlık çalışanlarına verdiği müjdelerin üzerinden yaklaşık iki ay geçmiş olmasına rağmen halen bir gelişme olmamıştır.
Doktorundan hemşiresine tüm sağlık çalışanlarımız vaatlerden bıkmış icraat beklemektedir.
Siyasetin vesayeti altında olan sözde sendikaların yaklaşık 10 yıldır yaptığı toplu sözleşmelerin hiçbir manası yoktur. %3 lük, %5 lik maaş zamları memuru açlık sınırının altına sürüklemiştir.
Biz sağlık çalışanları olarak, insan sağlığına, hizmet etmenin kutsal olduğuna inanan bir meslek gurubuyuz. Mesleğe başlarken ettiğimiz yeminlerin arkasındayız. Kutsal bir mesleğin mensupları olduğumuzun bilincindeyiz.
Çok bir şey istemiyoruz. Hemşirelerimizin ve Sağlık çalışanlarımızın da devlet memuru olduğunu, her birinin bir ailesinin olduğunu, onlarında sevinçlerinin üzüntülerinin olabileceğini, ayakları yere basan sağlıkta şiddet yasasını, ekonomik kayıplarının telafisini, 3600 ek gösterge sorunun çözümünü ve itibarsızlaştırılan mesleklerinin itibarlarının iadesini unutmayın yeter."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.