Banu Pirinçcioğlu
BİZ AKILLANMAYIZ
Artık farklıyız hepimiz.
Eskisinden çok farklı.
Değiştik ister istemez. Hayata bakışımız, beklentimiz hatta hayallerimiz bile değişti.
Bir çok sektör sona erecek gibi.
Bu fenalık dünyadan çekip gidene kadar epey sarsacak. Giderken çok şeyi sürükleyip götürecek.
Gerçi çok uzun zamandır inişe geçmişti ülkemiz. Milyon dolarcıklarla oynayanları demiyorum ancak standart düzeyde yaşayan herkes kemer sıkmaya başlamıştı.
Kimi işsiz kaldı, kimi müşterisini kaybetti son on senede. Ekonomi uzmanı değilim ama gördüğüm kadarı anlamama yetti bazı şeyleri.
Keşke herkes biraz akıllansa. Keşke biraz daha aklı başında planları olsa insanların.
Önünü göremeyen iki gencin illaki düğün yapma sevdası olmasa.
Topu topu 4 saat hoplayıp zıplayacaklar diye kredi çekip düğün yapanlara aklım şaşıyor. Adet diye yapmak lazımmış. Ne adeti? Biz ona herkesin yaptığının aysınından yapma sevdası desek mi?
Bu akıllar bizi bir yere götürmeyecek belli.
Dünyanın nefes alacak havası kalmayacak yakında. Ama bol çocuk yapmak istiyor. O da adet ya, evlenince illaki yapman gereken şeylerden. Bir düğün, iki çocuk.
Bir tane yetmez iki hatta üç çocuk yapalım diye plansız yola çıkanlar.
Ay sonu zor gelirken o üç çocuğa ne yedirip içireceksin?
Bunun daha okulu var, gençlik dönemi var, giydiği çıkardığı var.
Ne yapacaksın mesela, çocukların arasından favori seçip ona daha fazla mı vereceksin? Olmaz ki, ayıramazsın. Birine yapıyorsan ötekine de yapacaksın.
Çocuk oyuncak bebek değil ki. Hayatın boyunca sorumlusun. Birine on veriyorsan ötekine de on vereceksin.
İşte çocuk bunlar düşünerek yapılır. Pembe yanaklı bir bebeğim olsun diye yapılmaz. Bakılır, büyür bir şekilde diye düşünmek, 2020 dünyası için hayli iddiali bir plan olsa gerek.
Pandemi birşeyler öğretti dedik ama yok hala öğretmemiş.
Zaten parklarda bahçelerde ve hatta denizlerde mesafesiz kaynaşanları görünce hiçbirşey öğrenmediğimizi anladım.
Nelerin önemli nelerin boş olduğunu anlamamışız hala.
Hayatta kalabildiğine şükür edeceği yerde, elinde kadehi ile beach de salınamayacağı için üzülüyor hala.
Bundan da ders çıkaramamış kendisine. Yazık.
Boş bir toplumuz ne yazık ki. Başımıza ne gelirse gelsin akıllanmıyoruz.
Acımasız ve sert olduğumu söylüyor bazıları.
Gerçekleri duymak istemeyenlere sert gelebilir elbet tarzım.
Bir okurum bana ulaşıp, sizin fikirlerinize katılıyorum ancak bizim ülkemizin de insanlarının alıştığı bazı şeyler var, onlar değişmez demişti.
Değişemeyeceğimizi düşünmek en büyük yanlış değil mi zaten?