BOĞA SEKTÖRÜNDE YENİ GENETİK İNDEKSLER

BOĞA SEKTÖRÜNDE YENİ GENETİK İNDEKSLER

Tahir Yavuz yazdı...

Özellikle ABD’de boğa sektörü hızla gelişiyor ve yeni genetik indeksler ortaya çıkıyor.

Biz hala ineğin başı ne renk, vücudunun kuşağı nasıl gibi konularla uğraşırken son yılların genetik gelişmeleri, DNA testleri, ineklerin gen haritasının çıkmış olması, ABD’de yeni yeni genetik özelliklerin ortaya konulmasını sağladı. Eskiden beri bilinenlere yeni genetik terimler eklendi.

En önemlisi ABD’de 1800’lü yılların sonlarından beri çok iyi tutulan kayıtların mevcut olmasıdır. Daha sonraki teknolojilerle birleşince sektörün ilerlemesi gerçekten çok hızlı oldu. Genetik indeksler ve terimler eşit koşullarda hangi boğanın kızlarının, hangi konularda diğer boğaların kızlarına göre üstünlük sağlayabileceğini gösteriyor.

Böylece sürü sahipleri istedikleri yönde sürülerini geliştirebiliyorlar veya eksik yönlerini düzeltebiliyorlar. Fakat; tekrar edelim. Eşit sürü yönetimi koşullarında, yani; bakım, besleme, barınma, konfor gibi boğa dışındaki konular dışında.

Bu yeni indekslerin çıkması ve kataloglarda yer almasında ihtiyaçlar büyük rol oynamış. Örneğin; son yılların gözdesi robot sağım makinelerine göre uygun meme yerleşimi, uygun meme başı uzunluğu gibi.

Önce indekslerin genel olarak listesine göz atalım;

Tip, verim, yemden yararlanma, kolay buzağılama, yüksek protein ve diğer süt bileşenleri, tip ve verim arasındaki denge, yüksek döl verimi, dişi sperma, meradan etkin yararlanma, sağlıklı olma, genomik, robot sağıma uygunluk, kârlılık gibi konularda önemli gelişmeler kaydedildi.

Sağlıkla ilgili genetiğe önem verilerek sağlık indeksi ve sütçü sığırlarda sağlık-kâr indeksi ortaya çıkarılarak kataloglara konuldu.

İneğin yaşam boyu beklenen hastalık riskleri ele alınarak boğanın kızlarının bu risklere ne kadar uzak veya ne kadar yakın olduğu belirlendi. Böylece kullanılan boğanın kızlarının sürüye ne kadar kazanç sağlayacağı ortaya çıkarıldı.

Mastitis, topallık, metritis, sonun atılamaması, abomasumun yer değiştirmesi, ketosis gibi sorunların hangi boğaların kızlarında daha az görüldüğü, görüleceği belli ağırlık puanlarıyla hesaplandı.

Örneğin mastitisin ağırlık puanı %15, topallık %25, ketosis %1, abomasumun yer değiştirmesi %7, sonun atılamaması (eşin düşmemesi) %5 olacak şekilde bir indeks ortaya konuldu.

Buzağılar için ‘’Buzağı Sağlık İndeksi’’ hesaplandı. Buzağıların yaşam gücü %43, solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riski %29, ishale yakalanma riski %28 ağırlık puanıyla yer aldı. Yani dediler ki; bu boğanın spermasıyla döllenen ineklerin buzağıları, diğer boğaların spermasından doğan buzağılara göre daha az hasta oluyor, daha dirençli oluyor. Tabii ki sürü yönetimi koşullarının uygun olduğu durumlarda. Böylece sürü sahibi bu konuda ona göre boğa sperması seçiyor. Sürüyü o yönde güçlendiriyor.

Verimlilik ömrü (PL) zaten yıllardan beri vardı. Son zamanlarda buna LIV (inek yaşayabilirlik) indeksi eklendi. 1994 yılından beri bakılan PL değerinden daha ayrıntılı bir değer ortaya çıktı.

Döl verimi indeksleri ayrıntılı hale getirildi.

Artık düve ve ineklere göre ayrı ayrı döl tutma değerleri belirleniyor. Kolay buzağılama ile ilgili detaylandırma yapıldı. Sadece boğaya ait kolay buzağılama değerleri zaten uzun yıllardan beri takip ediliyor ve belirleniyordu. Şimdi; boğanın kızlarının kolay buzağılama değerleri de kataloglarda yer alıyor.

Kappa Kasein AA, AB veya BB tipleri boğaların kızlarında belirlenerek kataloglara yazılıyor.

En önemli değerlerinden biri ise Optifeed. Yani ineğin yediği yemi süte çevirebilme yeteneği. Bu da artık belirleniyor ve sürü sahiplerine bu bilgi sunuluyor. Hangi boğanın kızları yediğini daha çok süte çevirerek sahibine kazanç sağlıyor ise o boğanın tohumu kullanılıyor.

Süt verimi, eğer isteniyorsa ve prim alınıyorsa süt proteini ve süt yağı gibi sütün içeriği, ineğin gebe kalması, hastalıklara karşı dirençli olması, buzağıların sağlıklı doğması ve hasta olmadan büyümesi, ineğin yediğini süte çevirmesi ABD’de süt sığırcılığı sektörünün kazancını arttırıyor. Bunu fark etmiş, genetiğin değerini anlamış olan ABD’li sürü sahipleri de bu yönde boğalar seçmek için çaba gösteriyorlar. Burada sözü edilenlerden başka da çok sayıda indeks değerlendiriliyor, daha kazançlı sürüler elde etmek için gayret sarf ediliyor.

Tabii, sürü yönetimi teknikleriyle genetik yetenekler birleşince süt sığırcılığı kazançlı bir sektör haline geliyor.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.