Böke: "Devam etsin mi yoksa etmesin mi?"
Narlıdere Belediyesinin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi’nde bir söyleşi düzenledi.
Narlıdere Belediyesinin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi’nde bir söyleşi düzenledi. Narlıderelilerin yoğun ilgi gösterdiği CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Selin Sayek Böke’nin konuşmacı olarak katıldığı ‘Referandumda neden hayır diyoruz’ başlıklı söyleşi ayakta izlendi. Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi’ni ellerinde Türk bayrakları ile gelincik bahçesine çeviren coşkulu kalabalığın ayakta alkışladığı söyleşiye Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, CHP Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Sayın Selin Sayek Böke, , CHP PM üyesi Gamze Taşcıer, CHP PM üyesi Mustafa Moroğlu, CHP Narlıdere İlçe Başkanı Şahin Fırat, CHP Narlıdere Kadın Kolları, CHP Narlıdere gençlik kolları, Belediye Meclis üyeleri, Partililer, Muhtarlar ve Narlıdereli vatandaşlar katıldı.
Herkes için hukuk gerekli
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşide ilk konuşmayı gerçekleştiren CHP Narlıdere İlçe başkanı Şahin Fırat, kadınların 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar günlerini kutlayarak sözlerine başladı. “Anayasa halk oylamasında 2 maddenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hukuk özellikle herkesin ihtiyacı olacaktır. Başta kadınlarımız olmak üzere herkes için hukuk gerekli. Kadınlarımız ve onların yaşadığı zorlukları anlatan CHP Narlıdere Kadın kollarımızın oyuncu olarak sahneye koyacağı ‘Kadının Hikayeleri’ adlı tiyatro oyununa halkımızı davet etmek istiyorum” dedi.
17 Nisan’da İzmir’in çiçekleri farklı açacak
Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, başlamadan önce Ankara’daki 8 Mart etkinlikle katılmak için Bursa’dan yola çıkan Türk Metal iş bursa şubesi kadın kollarındaki arkadaşlarımız geçirdikleri trafik kazası sonucu 7 emekçi kadınımızı kaybettik. Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Onların hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.
Önümüzdeki süreç çok önemli Narlıdere’de sivil toplum örgütlerimizle, Demokratik kitle örgütlerimizle, hemşeri derneklerimizle ve bu yurdu seven, vatanını seven vatanseverlerle yola çıktık. Bu işin partisi yok, bu bir parti meselesi değil. Bu bir vatan ve vatana sahip çıkma meselesi. Genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi ‘Bunun artık bir geri dönüşü yok’. Bu anayasa değişikliği çocuklarımız için gelecekleri için çok önemli. Tek adam diktatöryasına karşı mücadele edecekler ve başaracaklar. Bizler bunu başaracağız. Bu bir yerel seçim veya genel seçim değil. Zaten bizlerde bize oy verecek, bizimle aynı gönül kapısında olanlara değil diğer taraflara gitmemiz lazım. Karşı taraftan alacağımız bir tek hayır oyu bile ülkenin geleceğini etkileyebilir. Onun için omuz omuza, yürek yüreğe çalışmaya ant içtik. Geçmişe dönük küskünlüklerimizi, kırgınlıklarımızı bir tarafa bıraktık. Biz İzmir marşını 17 Nisanda en güzel en gür şekilde söyleyeceğiz.17 Nisanda İzmir’in çiçekleri farklı açacak. Karşı taraftakiler bir adamı kurtarmak için mücadele ediyor, bizler hepimiz vatanı kurtarmak için mücadele edeceğiz ”dedi.
Türkiye’de kadın olmak zor
Türkiye’de kadın olmak özellikle zor, kime sorsak aynı soruyu aynı yanıtlar çıkar. Öyle bir düzen ki kadına nerde olursa olsun ne yapması gerektiğini söyleyen bir siyaset var. Bu tavrın herkesi çok etkilediğini biliyorum. Kadın ve erkek eşit değildir diyen, hamile kadınlar sokakta yürümesin, kadın kahkaha atmasın diyerek bunu en üst mercilerden dile getiren siyaset kadına toplumda bir rol biçiyor. Aslında bizim toplumumuzda olmayan ve geleneklerimizle örtüşmeyen bir ayrıştırmayı yapıyor. Biz ki bu topraklarda kurtuluş savaşının ortağı olmuşuz biz ki kurtuluş savaşından sonra inşa edilen Türkiye Cumhuriyet’inin ortak mimarları olmuşuz biz ki bu Cumhuriyetin Atatürk ile beraber kazanılmış değerlerinin Cumhuriyet kadınları bunun değerini çok iyi biliyoruz. Kadınlara bakış açısını ortaya daha açık ifade etmek için rakamlarla konuşalım.144 ülke var dünyada, bu ülkelerde kadınla erkek arasında eşitlik ölçülmüş. Türkiye 130’ncu sırada. 129 ülke kadına Türkiye’dekinden çok daha iyi davranıyor. Yine aynı 144 ülke arasında yapılan araştırmada kadınların ekonomik özgürlüğe erişim eşitliğine bakıldığında Türkiye’den daha iyi 128 ülke var. Eğitimdeki eşitlik sıralamasında 103üncü sırada. Siyasetteki varlığına bakıldığında 113üncü sıradayız. 8 Martlardaki mücadelelerimizi daha da güçlendirmemiz gerekiyor
Çocuğuma Dokunma
Şiddet tarafından bakmak lazım ilk olarak mesele can güvenliği bugün her iki kadından biri aile içi şiddete maruz kalıyor. Türkiye’de her gün ortalama bir kadın cinayete kurban gidiyor. Siyasetin bunu değiştireceği çok aşikar ama bunun ötesinde siyaset, yasa yapma biçimi ile kadını korumuyor. Kadına şiddet uygulamış olan, kadını öldürmüş olana ceza indirimi veriyor. İyi hal diyor. Bugün kravat takmış diyor. Oysaki gerçekten adalet dağıtan bir düzen olsa gerçekten kadına değer verdiği için hak ve hukuk temelinde karar veriliyor olsa yani yasalar gerçekten kadını koruyacak şekilde yazılsa ve uygulansa işte o zaman ancak şiddetin önüne geçmemiz mümkün olur. Oysa bugün ne görüyoruz; bundan birkaç hafta önceydi ve referandum tartışması ortada yoktu. Hatırlarsınız bir gece yarısı adalet bakanı çantasından bir yasa teklifi çıkardı mecliste. Teklif sizin sayenizde geçmedi. Anımsayın; ‘Çocuklara tacizde bulunmuş olanlar bu çocuklarla evlendikleri takdirde affedilsinler’ diyen bir yasa teklifiydi bu. O gece, o teklif, o bakanın çantasından sarayın onayı ile çıktı. Fakat ne oldu Türkiye’de Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğu için, o mecliste Cumhuriyet Halk Partisi olduğu için ve demokratik haklarını Cumhuriyet Halk Partisi sonuna kadar kullandığı için o gece o yasanın geçmesine engel olundu. Ülkenin dört bir yanından sizler çıkıp ‘Çocuğuma Dokunma’ dediniz, komşumun çocuğuna dokunma diye çıktınız, benim anne olmam gerekmiyor dediniz. Yani esasında o yasanın geçmesine siz engel oldunuz. Dolayısıyla en büyük alkışı sizler hak ediyorsunuz. 16 Nisanda bir sandık geliyor karşınıza. O sandıkta sordukları soru şu; ‘ Bundan sonra Türkiye’de gece yarısı kararnameleri ile çocuklarınızı taciz etmiş olanların böyle affedilebildiği bu çarpık düzenin istiyor musunuz’. Yanıtı çok belli halde. O halde yapılması gereken itiraz etmeyi düşünmeyen bir komşunuzu ikna ederek onun çocuğu için, kendi çocuğunuz içinde burada hayır dediğinizi anlatarak onu sandığa götürmeniz gerekiyor. Siz yaparsınız demokrasi çalışıyor.
Kalk ayağa Narlıdere
Ben bugün anayasa değişikliğine yönelik hazırlanmış olan 18 maddeyi tek tek değerlendirmek yerine bütünün bizi nasıl bir yol ayrımına getirdiğine anlatmayı daha doğru buluyorum. Burda karşımıza çok somut bir tercih kondu. Soru şu; diyorlar ki ortada fiili bir durum yaşanıyor ve bu durum hukuka uygun değil biz bu fiili durum devam etsin istiyoruz ve biz buna bir hukuk yazacağız dediler. Yani sordukları soru şu; bugün yaşıyor olduğunuz durum devam etsin mi yoksa etmesin mi?. Bizde etmesin istiyoruz Kalk ayağı Narlıdere, kalk ayağa elindeki bayrağı salla. Hep beraber birlik için ve yarının ayrışmamış Türkiye’si için sizlere Nazımın bir şiiri ile seslenmek istiyorum.
Yürümek;
dost omuz başlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
Haydi Narlıdere kalktı ayağı hep beraber yürüyoruz” dedi ve Türk bayrakları ile gelincik tarlasına dönen muhteşem kalabalık İzmir marşını hep bir ağızdan söyledi. Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur 8 Mart Dünya kadın günü etkinlikleri kapsamındaki söyleşiye katılarak destek veren CHP Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, söyleşiye konuşmacı olarak katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Sayın Selin Sayek Böke’ye söyleşinin sunuculuğunu yapan Ege tv Spikeri Deniz Ölgüne Narlıdere’nin simgelerinden Narkız heykeli ile çiçek takdiminde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.