Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki önemli ve tarihi açıklama yaptı.
Biri; geçen ay uluslararası şehir ve STK zirvesinde.
Dedi ki;
“İstanbul’un kıymetini bilelim, hala da ihanet ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum”
İkincisi; önceki gece bir film gösteriminde:
“ İçinde bulunduğumuz ekosistemi tahrip eden her adımın sonu felakettir. Acilen özeleştiriye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum”
 
          ***
Sözlerin özüne katılmayan var mı?
Özeleştirili ve mesaj içeren iki fikir.
Çevreye kıymayalım, koruyalım. İhanet etmeyelim.
 
        ***
 
Şimdi gelelim Antik Efes Projesi’ne.
Başbakan Binali Yıldırım’ın seçim vaadiydi.
Ulaştırma bakanı iken İzmir Büyük şehir belediye başkanlığına aday oldu.
35 proje ilan etti.
Biri de Antik Efes’i denizle buluşturmasıydı.
Yıl, 2011.
 
         ***
 
Aradan zaman geçti.
Proje ele alındı.
Biliyorsunuz, Antik Efes İzmir Selçuk ilçesi sınırları içinde.
UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde.
9 bin yıl öncesine dayanan coğrafyası var.
14’ncü yüzyıla kadar birçok medeniyet yaşandı.
Kalıntıları, tarihin tüm güzellikleriyle göreni büyülüyor.
 
         ***
 
Projeye göre; bölgeye dozerler, vinçler, beton şantiyeleri ve yüzlerce işçi girecek.
Küçük Menderes nehri ile Marnas Çayı’nın getirdiği alüvyonlar kazılacak.
Yerine tam 1620 kazık çakılacak.
600 metre uzunluğunda 30 metre genişliğinde beton dökülecek.
Toprağın yerine 250 metre boyunca yat limanı yapılacak.
Milyonlarca lira para harcanacak.
 
         ***
53 firma yapım için teklif verdi.
İki kez değerlendirilecek, dosyalar inceleniyor.
 
        ***
 
Hal böyle iken…
Hiçbir şey gecikmiş değil.
Karardan dönülmesi herkesi mutlandıracaktır.
Doğa tahrip olmayacak…
Canlıların yaşam hakkı devam edecektir.
İki kelime yeterli:
“ Projeden vazgeçildi!”
 
       ***
 
Ne dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan:
“ Eko sistemi tahrip eden her adımın sonu felakettir”
Doğru mu, yanlış mı?
Yanlış ise devam, durmak yok!