Bu hastalık çok sinsi ilerliyor
Kemik erimesinin kişinin yaşam kalitesini bozan, insan sağlığını tehdit eden bir hastalık olduğunu söyleyen Doç. Dr. Mehtap Bozkurt, uyardı.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Mehtap Bozkurt, halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz hastalığı hakkında bilgilendirmede bulundu. Kemik erimesinin kemiğin yapısındaki değişimler sonucu kırılganlığının artması durumu olduğunu ifade eden Doç. Dr. Mehtap Bozkurt, birçok tipi ve nedeni olan osteoporozun en sık menopoz sonrası kadınlarda görülen "postmenopozal tipiyle" karşılaştıklarının altını çizdi.
"SİNSİ BİR HASTALIK"
Kemik erimesinin kişinin yaşam kalitesini bozan, insan sağlığını tehdit eden bir durum olduğunu dile getiren Doç. Dr. Mehtap Bozkurt, hastalığın belirtilerini şöyle anlattı:
"Kemik erimesi sinsi bir hastalıktır ve erken dönemde hiçbir klinik bulgu vermez. Genellikle kazalara bağlı küçük travmalar sonrası kırıkların oluşması ile kendini gösterir. Kırıklar çoğunlukla omurga, kaburga, kalça ve el bileğinde gelişir. Omurga kemiklerindeki küçük kırıklardan kaynaklanan çökmelere bağlı olarak boyda kısalma ve sırtta kamburluğun artması gibi gözle görülebilir değişiklikler gelişebilir"
"YAŞLI HASTALARIN YATAĞA BAĞIMLI KALMA RİSKİ YÜKSEKTİR"
Ani başlayan şiddetli sırt ağrısının ve özellikle gece ağrısının osteoporoz bağlı kemik kırıkları açısından uyarıcı bir işaret olduğunu ifade eden Doç. Dr. Mehtap Bozkurt, "Bunlar içinde komplikasyon riskinin yüksek olması nedeniyle kalça kırıkları önemli bir yer kaplamaktadır. Özellikle yaşlı hastalarda kemik kaynama problemlerinin fazla olması nedeniyle yatağa bağımlı kalma riski yüksektir. Bir kere kırıklar başladı mı yeni kırıkların da oluşması kaçınılmazdır. Bu aşamaya gelmeden önce menopoza giren hastalarda kemik erimesini önleyici yaklaşım ve gerekirse kemik yoğunluğunu artıracak tedavilerle kırıkların önüne geçilmesi önemlidir. Yapılan çalışmalar kalsiyum ve D vitamini takviyesinin osteoporoza bağlı oluşan kırıkların tedavisinde ve önlenmesinde oldukça etkili olduğunu göstermiştir" dedi.
"MENOPOZ SONRASINDA TEMEL SEBEP ÖSTROJEN ORANININ DÜŞMESİ"
Menopoz sonrası kadınlarda kemik erimesinin temel sebebinin östrojen oranının düşmesi olduğunu belirten Bozkurt, "Östrojen eksikliği, kemik yapım ve yıkım dengesinde değişikliklere neden olarak kemik yapısında bozulmalara yol açar. Kemik erimesi tanısı dansitometri denilen aletle kemik yoğunluğunun ölçülmesi ile konulur. Kadınlarda menopoza girme yaşı toplumdan topluma değişiklikler göstermekle birlikte, bizim ülkemizde menopoza girme yaşı ortalama 46-51 yaşlar arasındadır. Menopoz öncesi dönem 40‘lı yaşlar olarak kabul edilir. 40 yaş öncesi başlayan menopoza erken menopoz denilir, kemik erimesi riskini artırması açısından oldukça önemlidir. Adet düzensizlikleri, ateş basması ve gece terlemeleri, vajinal kuruluk, kaşıntı ve cinsel isteksizlik, yorgunluk, ruh halinde değişiklikler, endişeli veya sinirli hissetme, iştahta artış, unutkanlık gibi menopoz belirtilerinin görülmeye başlanmasıyla birlikte bir doktora başvurulmalıdır. Erken menopoz önlenebilir bir durumdur. Ancak 12 ay adet görmedikten sonra erken menopoz başlamış olacağı için vakit kaybetmemek gerekir" şeklinde konuştu.
"MENOPOZ DÖNEMİNDEKİ KADINLARIN GÜNLÜK DİYETLERİNDEKİ KALSİYUM MİKTARI YETERLİ OLMALI"
Menopoz dönemindeki kadınların günlük diyetlerindeki kalsiyum miktarının yeterli ve dengeli bir seviyede tutulmasının, günlük egzersizlerinin planlanmasının, D vitamin değerinin ideal değerlerde tutulmasının kas ve kemik kütlesini korumada önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Bozkurt, "Kemik erimesinin erken tespit edilmesi kırıkların önlenmesi açısından oldukça kıymetlidir, bu nedenle menopoza giren kadınların kan tahlilleri ve kemik ölçümleri yaptırılmalı ve yılda bir takip edilmelidir. Ayrıca jinekolojik muayene, smear testi ve mamografi de periyodik olarak yapılmalıdır" diye konuştu.
BU HASTALIKTAN KORUNMANIN YOLLARI
Kemik erimesinden korunmak için beslenme ve egzersizin oldukça önem taşıdığını söyleyen Doç. Dr. Bozkurt; beslenmede süt ve süt ürünleri gibi kalsiyumdan zengin diyet, tuzun azaltılması, kuru baklagiller ve yeşil yapraklı sebze tüketimi, kahve, gazlı içecekler gibi kafeinli içeceklerin azaltılması, aşırı kilo kayıplarından kaçınmak, aşırı protein tüketiminden kaçınmak ve alkol ve sigaranın bırakılması ya da azaltılması önerisinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.