''Bu Nasıl Bir Akıl Tutulmasıdır''
CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Ekim ayı içerisinde yapılacak öğretmen atamalarında 5 bin kadar öğretmenin KPSS'siz alınarak, dersanelerde öğretmelik yapanlara öncelik tanınacak olmasını meclis gündemine taşıdı.
Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz tarafından cevaplanması istenen soru önergesinde, ‘’KPSS’ye giripte atanamayan öğretmenler varken, KPPS’ye girmeyen dersane öğretmenlerinin neden atanacaktır? Sınavsız alınacak 5 bin özel sektör öğretmeninin sıralaması neye göre yapılacaktır? Fetö’nün güçlü olduğu platformdan sınavsız öğretmen alınması akıl tutulması değil midir? Yapılacak bu uygulamayı hangi adalet anlayışınızla açıklayacaksınız?’’ sorularını yöneltti.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Ne yazık ki eğitim konusu Türkiye'nin yıllardır en acı veren hastalıklarından biri haline gelmiştir. Bunun belki de en belirgin olduğu dönem son 10 yıldır yaşadığımız AKP dönemdir. Zira bu süreçte bırakın kalıcı ve medeni eğitim politikalarını, kalıcı bir Milli Eğitim Bakanı görmek bile güçleşmiştir. Çünkü AKP iktidarlarında en fazla bakan değiştiren kurum MEB olmuştur.
AKP hükümetlerinin kalıcı ve köklü politikalar geliştirememesi sebebiyle en fazla ihmal edilen, en büyük sıkıntılara maruz bırakılan, değeri en fazla düşürülen zümre maalesef eğitim camiası ve öğretmenler olmuştur. Bugün artık atanamayan öğretmen sayısı, neredeyse İzlanda'nın nüfusundan fazladır. Oysaki ihtiyaç kadarı ya da ondan biraz fazlası üniversitelere yerleştirilse ve mezun olsaydı, bugün bu kadar atanamayan öğretmen olmazdı ve bu sorun çığ gibi büyümezdi.
Maalesef artık etrafımızda artık simit satan, polis olan, çay ocağı işleten, esnaflık yapan yahut da hiçbirini yapmayıp intihar eden öğretmenlerle karşılaşılmaktadır.
Hükümet 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bu meslek grubuna yönelik zoraki bir takım düzenlemeler yapılmaya çalışılmaktadır. Ancak bunlar öncekiler gibi öğretmenlerin ve eğitim camiasının yararına değil, gündelik politikaları kurtarmak adına yapılan düzenlemelerdir. Bunlardan en dikkat çekici olanı ise yeni atanan tüm öğretmenler için bir vatandaşlık hakkı olduğu halde, sırf ihracı kolay oluyor diye yapılan 'Sözleşmeli Öğretmenlik' düzenlemesidir.
Bu vatan için fedakarlık yapmaktan kaçınmayan eğitimciler/öğretmenler kadro istemek yerine buna bile eyvallah demişlerdir.
Ancak atanamayan öğretmenleri, en fazla üzen olay ise, yeni yapılacak öğretmen alımlarında 5 bin kadar öğretmenin KPSS'siz alınması olarak karşımıza çıkacaktır. Özellikle atanamayan öğretmenler açısından bu gerçekten onur kırıcı bir uygulama olacaktır. Sırf dershanede çalıştılar diye böyle bir zümreye iltimas yapılması, hukuken de insani olarak da vicdanları kanatan uygulamadan başka bir şey değildir.
Aşağıdaki sorularımın Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.
Her yıl yüz binlerce öğretmen atanmak için KPSS'ye girmektedir. 'Nasıl bu hale gelindi?' dendiği noktada ise bin dereden su getirip KPSS'yi savunuyor ve bunun zorunlu bir uygulama olduğunu söylüyorsunuz. Buna rağmen nasıl olur da bu sınava tabi bir gurubu, yani dershane öğretmenlerini ayrı tutarak, bunları iltimasla sınavsız atarsınız? Öğretmen atanması için ortada bir imtihan varsa herkes buna tabi olmak zorunda değil midir? Sayın bakan hukuken, vicdanen, insanen, hatta dinen herkesin yapmakla mükellef olduğu bir görevden belli bir zümreyi ayrı tutmak mümkün müdür? Eğer bir sınav varsa bu herkesi kapsamak zorunda değil midir? Bu bir hak yemek değil midir?
Şayet yaptığınız garabet niteliğindeki uygulamayı 'Ama onlara; 5-6 yıl bilfiil görev yapmış olma zorunluluğu getirdik' diye açıklıyorsanız. Bu yaptığınız işten daha da kötü bir ifadedir. Zira o zaman şu soruyla karşılaşırsınız: Peki açmanız gelen kadroyu vekaleten öğretmen çalıştırmak suretiyle açmadığınız için, 5-6 yıldır atanamayan öğretmenler ne olacak? Bu öğretmenlerin her sene yaşamlarından taviz vererek eve kapanıp sınava çalıştıklarını bilmiyor musunuz? Ana-babalarından hala harçlık alıyorlar. Oysa ki siz zaten geçimlerini sağlamakta olan bir gruba altın tepside sınavsız geçiş sunduğunuzun farkında mısınız? Bu nasıl bir adalet anlayışıdır?
Ekim ayı içerisinde 15 bin sözleşmeli öğretmenin ve buna ek olarak 5 bin de özel sektör öğretmeninin atamasını yapacaksınız. Sözleşmeli öğretmenlerin mülakat puan sıralamalarını yaptınız ve açıkladınız. Bu sıralamaları KPSS ve Öğretmenlik Alan Bilgisi Sınavından aldıkları puanlara göre yaptığınız doğru mudur? Peki sınavsız alacağınız 5 bin özel sektör öğretmeninin sıralamasını neye göre yapacaksınız? KPSS'ye girmediklerine göre puanları da yok. O zaman onları neye göre sıralacaksınız?
Sayın bakan özel sektör öğretmenlerini tecrübe ve bilgisi daha fazladır diye mi sınavsız atayacaksınız? O zaman bunu tersinden okuyalım mı? Madem ki bilgi ve tecrübeleri daha fazla o vakit hodri meydan, KPSS orada! Bu sınavda bilgi ve deneyimlerini göstersinler ki diğerlerinin de onları ayakta alkışlamaları daha doğru olmaz mı? Öte yandan bilgi ve deneyim kıstas ise o zaman siz diğer bir açıdan 15 bin kadar da bilgi ve deneyimi olmadığını düşündüğünüz sözleşmeli öğretmeni atıyorsunuz demek değil midir? O zaman bu uygulamanız için demezler mi? Bu ne perhiz ve ne lahana turşusu?
Hem Fetö ile mücadele için dershaneleri kapıyorsunuz hem de Fetö'nün en güçlü olduğu platformdan sınavsız öğretmen alıyorsunuz. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.