"Bu silahlar er geç Türkiye’ye yönelecektir"
Canikli, "Müttefiklerimiz tarafından verilen listelerde belirtilen silah, mühimmat ve teçhizatın çok daha büyük boyutu bu terör örgütüne aktarılmaktadır" diye konuştu.
Irak ve Suriye tezkeresi, Başbakan Binali Yıldırım'ın imzasıyla TBMM Başkanlığına gönderilmişti. Bugün TBMM Genel Kurulu olağanüstü toplandı. Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, bugün itibarıyla terör örgütlerinin ortaya koyduğu tehdidin başka bir boyuta taşındığını belirterek, "Türkiye uzun zamandan beri tehlikeli, bölücü, ayrılıkçı terör örgütleriyle mücadele etmektedir. Yaklaşık 40 yıldan beri. Son yıllarda ülkemizin karşı karşıya kaldığı güvenlik tehdidinin boyutu artmış, küresel ölçeğe taşınmıştır.
Bugün itibarıyla terör örgütlerinin Türkiye'ye yönelik saldırılarını sadece bölücü ve ayrılıkçı gerekçelerle izah etmek mümkün değildir. Bugün içinde bulunduğumuz coğrafyanın siyasi sınırları yeniden dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Ülkemizin de içinde bulunduğu bu coğrafyada devletler küçültülmek, etkisizleştirilmek ve sürekli birbiriyle kavga eden, aralarında derin ayrılıkların olduğu yeni devletçikler kurulmak istenmektedir. Bu şekilde coğrafya dizayn etmeye çalışanlar tarafından kolay yönetilebilir hale gelecektir" ifadelerini kullandı.
"Bölücü terör örgütü, onunla birlikte hareket edenler, tüm terör örgütleri bu projemin realize edilmesi için birer paravandan ve taşerondan ibarettir" diyen Canikli, "Bu proje küresel bir projedir. Küresel senaristler, bu projeyi 30 yıl öncesinde hayata geçirmeye çalışmışlardır. Onlar açısından hedeflerinin bir hayli gerisinde bulunmaktadırlar. Bu oyunu bu açıdan Türkiye bozmuştur. Terör örgütleri bu dönemde bu projenin hızla sonuçlandırılması için her türlü desteği bazı ülkeler ve çevrelerden görmektedirler. Bu terör örgütlerinin ağızlarına iki parmak bal sürülmüş ve onlar da bu maşalık görevine, fonksiyonuna, razı olmuşlardır" şeklinde konuştu.
Bölücü terör örgütün küresel desteğindeki artışla birlikte Türkiye'ye yönelik saldırıların da arttığına dikkati çeken Canikli, "Tehdidin kaynağı daha önce büyük oranda Kuzey Irak'tan beslenmekteyken, bugün bu ölçeğin boyutu, büyüklüğü ve derinliği artmış ve Suriye'nin kuzeyi de bu tehdit unsurlarına ilave edilmiştir. PKK'nın Suriye yapılanması olan PYD, YPG terör örgütü bugün Suriye sınırları boyunca siyasi bir oluşum peşindedir. Özellikle müttefikimiz ABD'nin yoğun silah, mühimmat araç gereç istihbarat ve her türlü lojistik desteğiyle bu bölgelerden Arap ve Türkmen nüfusu çıkartarak, onları topraklarından ederek bu emeline yani Suriye'nin kuzeyinde ülkemizin güneyinde etnik yapı üzerine kurulu terör örgütü tarafından koordine edilecek ve yönetilecek bir siyasi oluşumu gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu çerçevede PKK terör örgütünün bir parçası olan Suriye uzantısı olan PYD, YPG terör örgütü bu bölgedeki topraklardan, uzun yıllardan beri o topraklarda yerleşmiş olan halkları oradan çıkartarak etnik yapı üzerine işgalci bir anlayışla bir yapılanmanın önünü açmaya çalışmaktadır" açıklamasında bulundu.
Canikli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunlara örnek, Münbiç ve Rakka örneklerden iki tanesidir. Aynı şekilde, Kerkük ve Telafer de de buranın sahibi konumunda olan bu halklar buralardan koparılmaya çalışılmaktadır. Bu şekilde bir yapılanmaya bir çalışmaya hiçbir şekilde müsaade edilmeyecektir. Müttefikimiz Amerika ve diğer ülkeler tarafından DEAŞ'la mücadele kılıfı adı altında inanılmaz yardım ve destekler yapılmaktadır. Müttefiklerimiz tarafından verilen listelerde belirtilen silah, mühimmat ve teçhizatın çok daha büyük boyutta olan bu terör örgütüne aktarılmaktadır.
Bu silahlar, bu yapı içerisinde er veya geç Türkiye'ye yöneltilecektir, bunu da biliyoruz, görüyoruz ve bunu en kararlı şekilde, olabilecek en kararlı şekilde muhataplarımıza her fırsatta ifade edilmektedir. Sadece bunların muhataplarımıza, müttefiklerimize ifade edilmesi yetmez. Türkiye aktif olarak arazide bu yanlışları, bu tehditleri ortadan kaldıracak adımları fiilen atmadığı sürece bu tehditlerin bertaraf edilmesi mümkün değildir. Bunu da biliyor, görüyoruz ve bu çerçevede gereğini yapıyoruz. Ülkemizin güneyinde bu şekilde bir siyasi oluşumun orta ve uzun vadede hiçbir şekilde hayatta kalma şansı yoktur.
Kısa vadede de Türkiye böyle bir oluşuma müsaade etmeyecektir, edemez zaten. Çünkü öyle bir oluşum doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve milletini hedef almaktadır. Kısa dönemde güvenliğini, birlik bütünlüğünü hedef almaktadır. Dolayısıyla uluslararası anlaşmalara aykırı, terör örgütü tarafından yönetilecek kurulacak böyle bir devlet ya da oluşuma müsaade edemeyiz. Bu konuda her türlü tedbiri almak ve operasyonu yapmak uluslararası hukuktan doğan hakkımızdır, bu haklarımızı kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.