Her yıl yapısını değiştirerek kendini yenileyen influenza virüsü, havaların soğumasıyla birlikte yine başrolde. Gribe yol açan influenza virüsleri çok kolay yapısal değişikliğe uğradığından her sene kendini yenileyerek karşımıza çıkıyor. Bu yılın grip şikayetlerinin içinde en sık H3N2 virüsü neden oluyor. Mevsimsel gripten farklı belirtilerle kendini gösterdiği için de ayrımının çok iyi yapılması gerekiyor. H3N2 virüsünün diğer mevsimsel virüslerden farkı ise biraz daha ağır seyirli olması ve yaş ayırmaksızın pek çok insanı etkilemesi olarak gösteriliyor. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Acil Servis Sorumlu Hekimi Dr. Kerem Sayman, bir başka önemli noktanın ise hastalığın ataklar şeklinde devam etmesi ve farklı enfeksiyonlarla birlikte görülmesi olduğunu ve korunmak için gerekli önlemlerin alınmasının önem taşıdığını belirtti.

"Mevsimsel virüslerden biraz daha ağır seyirli"
 

Dr. Kerek sayman, “Akciğer ve kulaklar için ciddi risk taşıyan grip, özellikle çocuk ve yaşlıları etkiliyor. Ancak H3N2 virüsüne bağlı gelişen gribin yaş ayırmaksızın pek çok insanı etkiliyor. Bu yıl daha sık görülen virüs, vücutta ciddi bir halsizlik, kırgınlık, titreme, baş ağrısı, dirençli yüksek ateş ve daha sonra ortaya çıkan öksürükle kendini belli ediyor. Bu virüsün diğer mevsimsel virüslerden farkı ise biraz daha ağır seyirli olması ve yaş ayırmaksızın herkesi etkilemesi” ifadelerini kullandı.

"Hastaların kendince antibiyotik kullanmaması çok önemli"
 

Yaşlı ve çocuklar gibi bağışıklık sistemi zayıf kişilerde kulak, sinüs ve akciğer enfeksiyonları gibi başka bakteriyel enfeksiyonlara zemin hazırlayabildiğini dolayısıyla hastalık süresi uzadığını aktaran Sayman, “Grip tanısı çoğunlukla klinik bulgularla konmasına karşın, kullanılacak anti-viral ilaca karar vermek açısından hastalık etkeninin belirlenmesi çok önem taşıyor. İnfluenza virüsünün tespit edilmesi için laboratuvar veya burun sürüntü örneği yöntemine ihtiyaç duyuluyor. Bu yöntem ile influenza A ya da mevsimsel grip etkeni tipi olup olmadığı belirlenebiliyor. Grip enfeksiyonlarında etken virüs olduğu için tedavide antibiyotik kullanılması doğru değil. Griple birlikte ikincil olarak bakteriyel etkenlerin yerleşmesi nedeni ile pnömoni (zatürre) veya bronşite ilerleyebilir ve o takdirde antibiyotik kullanımı gerekebilir. Ancak bu noktada kararın hekim tarafından verilmesi ve hastaların kendi kendilerine antibiyotik kullanmaması çok önem taşıyor” dedi.

"Virüsten korunmak mümkün"

Grip geçirirken nefes darlığı, göğüs ağrısı, bilinç bulanıklığı ve yüksek ateş gibi belirtilerin ağırlaşması durumunda mutlaka hekime başvurulması gerektiğini aktaran Acıbadem Eskişehir Hastanesi Acil Servis Sorumlu Hekimi Dr. Kerem Sayman, virüsten korunma yollarıyla alakalı şunları söyledi:

“Korunmak için ellerinizi sık sık sabunla yıkayın. Grip veya soğuk algınlığı geçiren kişilerden ve bulunduğu ortamlarda bulunmayın. Hasta kişilerle öpüşmemeye ve el sıkışmamaya dikkat edin. Klavye, cep telefonu gibi günlük hayatımızda sürekli elimizin altında olan eşyaları sık sık temizleyin. Kapı kolları, toplu taşıma araçlarındaki tutaçlar gibi yerleri mümkünse kağıt mendille tutun. Çıplak elle tuttuğunuz takdirde elinizi en kısa zamanda temizleyin. Havanın ısısına göre giyinin. Kalın giyinmek yerine ince kat kat ve ter emen giysileri tercih edin. Kalabalık ortamdan mümkün olduğunca kaçının. Düzenli ve yeterli uyumaya çalışın. Dengeli beslenmeye özen gösterin. Bağışıklık sistemini güçlendirecek ürünleri tercih edin.”