Manastırların, gece kulüplerinin İtalyan ekolünü andıran gotik mimarinin başkenti ve doğunun parisi BÜKREŞ. Gitmeden önce her köşesini dikkatlice izlediğim, videolarını büyük bir zevkle takibe aldığım Bükreş’e gidince tekrar hayran kaldım. Ulaşım, konaklama ve diğer tüm ihtiyaçlarınızı kolaylıkla karşılayabileceğiniz birşehir. Ayrıca ekonomi olarak halen kendi para birimleri Lei kullanılıyor. Havaalanından indiğinizde döviz bozdurmak için acele etmeyin. Çünkü şehirdeki döviz kuru ile havaalanında yaklaşık 1 euro fark oluyor.

Bükreş’te en merak edilen yer tabiki Eskişehir olarak adlandırılan OldTown. Birkaç saatte gezebileceğiniz tarihle iç içe bir kent. Gitmeden önce bir çok mekanın adını not almıştım. Youtube videomda hepsini bulabilirsiniz. Benim favorim Sky Bar. Teras katında tüm şehri kuşbakışı görebileceğiniz botanik bir yer. Tabi bir türk olarak önce kendi ülkemizin damak tatlarını arıyor insan. Birkaç yeri sizler için not aldım. Dristor Kebap, Saray bunlardan bir kaçı.

Bir çok yerde manastır ve kilise mevcut. Ve sürekli insanlar girip çıkıyor. Dini anlamda fazla aktifler. Tüm ibadethanelerde mutlaka yakılmış mumlar görebilirsiniz. Özellikle Stavrepeleos Kilisesi görülmesi gereken bir yer. 1700’lü yıllardan kalma, film setlerini andıran bir bahçeye sahip. Kendimi ortaçağ hikayelerinin birinde gibi hissettim. Üstelik her ne kadar şehrin ortasında olursa olsun gayet sakin ve sessiz. İnsanlar özellikle buradakilere saygılı davranıyorlar.

Güvenlik olarak çok fazla zorlanmadım. Sadece bazı yerlerde ısrarcı gece kukübü çalışanı denk geliyor o kadar. Genel anlamda güvenilir bir şehir.

Biraz ulaşımdan bahsedeyim. Havaalanından indiğiniz zaman merkeze yani PiataUniri meydanında gitmek için 783 nolu otobüsü kullanabilirsiniz. Ayrıca uçaktan indiğinizde şehirde rahatça gezebileceğiniz 10 kullanımlık yada 1 haftalık otobüs bileti alabilirsiniz. Fiyatı 22 lei. Bükreş’te 6 farklı ana hat var ve gideceğiniz lokasyona göre bunlardan birini tercih edebilirsiniz. Biletsiz binmeyin çünkü kontroller çok sıkı. Ben daha sonra Braşov’ageçtiğim için tren istasyonunu kullanmak zorunda kaldım. Tren istasyonu yani Gara De Nord için 123 nolu hattı kullanmanız gerekiyor. Zaten tüm otobüs duraklarında hatların kapsamlı bir çizelgesi var. Yine de bir aplikasyona ihtiyaç duyarsanız benim gibi Moovit uygulamasını indirim. Üstelik Türkçe versiyonu mevcut.

Uğramanız gereken bir diğer yer CartureştiCarusel. 4 katlı bir kütüphaneyi andıran bir kitapçı. Üstelik hediyelik eşya almak için mükemmel bir yer. En kötü yanı ise tüm kitapların Romence olması. Fakat dönüşte bir hediye almak isterseniz uğramanız yeterli.

Bir öğün yemek 40 lei yani türk lirası olarak 130 lira yapıyor. Bir kahve ise 10 lei. Bir günlük masrafınız keyfinize göre 100 ila 150 lei arasında olabilir. Tabi bunun için taksi kullanmamanız gerekiyor.

Bükreş deniline birde aklınıza dev bir bina geliyor olmalı. Dünyanın en ağır yapısı olan Bükreş Parlemento Sarayını görmeyi de ihmal etmeyin. 72 mimarın ortak çalışmasının bir ürünü olan bu yapının meydana gelmesi için küçük bir kasaba kadar yer işgal edilmiş. Tam 18 kilise bu yapı için maalesef heba edilmiş yada taşınmış. Çok beklememe rağmen ierisine girecek kadar şanslıydım.

Son olarak kaldığım hostel çok rahattı. İlk gün bir türk çift ile birlikte paylaştık. Ertesi gün romen bir arkadaş geldi. Bogdan adında bir aktör. Daha doğrusu bu yolda ilerleyen bir sinema oyuncusu. Kendisi bir kaç günlük çekim için Bükreş’e gelmiş. Çok iyi anlaştık. Hatta ertesi gece bana türk yemekleri ısmarladı. Hostellerin en güzel yanı bu sanırım.Yeni insanları yeni kültürler tanımak. İki ülkenin dünyaya bakışını karşılıklı birbirimize aktardık. Karakterli ve pozitif bir insan, Sevgiler Bogdan.

Videoda burada anlatamadığım bir çok konuyu anlatmaya çalıştım. Yine de Bükreş ile ilgili sormak istediğiniz bir konu olursa bana youtube videomdan yorum kısmına mesaj yazarak ulaşabilirsiniz. Haftaya Transilvanya notlarımda görüşmek üzere…
Çok Gezin, Çok Okuyun ve Çok Sorun