FETÖ lideri Gülen hakkında yabancı istihbarat yetkililerinden gelen açıklamalarının altında çok başka gerçekler yatıyor. Ankara'nın şüphesi doğru mu? İşte FETÖ'nün dünya üzerinde kurduğu ağın

15 Temmuz'dan sonra geçen sürede ABD halen FETÖ liderini  halen Türkiye'ye teslim etmiyor. Bir yandan da Avrupa ülkeleri Türkiye'ye karşı terör örgütlerinin yanında yer alıyor.  Her gün yeni bir açıklama ve iddia gündeme geliyor. Peki Alman ve ABD'li yetkili istihbaratçıların FETÖ hakkında yaptığı açıklamalar ne anlama geliyor? 

Yeni Şafak'tan Ali Saydam yazdı;

İşte Ali Saydam'ın yazısı: Alman İstihbarat Servisi (BND) Şefi Bruno Kahl'ın “Darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen'in bulunduğuna ikna olmadık” diyen açıklamasının ardından ABD'den de benzer sesler gelmeye başladı. ABD Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesinin Cumhuriyetçi Partili başkanı Devin Nunes, Fetullah Gülen'in darbeye karıştığına dair kanıt göremediklerini söylemiş.

"MASKELİ BALO BİTTİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Maskeli balo bitti' ifadesindeki gibi sahaya inmiş görünüyorlar.

ABD İSTİHBARAT KOMİTESİNİN BAŞKANI

ABD Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesinin Başkanı Devin Nunes, ısınma turları için saha olarak pazar gününü ve Fox TV'deki Chris Wallace'ın programını seçmiş. Programcının Fetullah Gülen'in Türkiye'ye iade edilmesi konusunda “Bildiğiniz bir şey var mı?” diye sorunca Mr. Nunes, deve dişi gibi konuları üç dört cümle içinde mikserden geçirip, -bu arada da, Erdoğan hükümetinin 'giderek daha otoriter bir hale geldiği'ni ileri sürüp,- eteğindeki taşlarla birlikte hızlıca döküvermiş

"KANIT GÖRMEDİM"

“Aslına bakarsanız onlar şimdi giderek güvenilir bir müttefik olmak konusunda daha da çok ve çok endişe verir bir duruma gelmekteler. Böyle birini iade eder miyiz bilmiyorum. Gülen'in [darbeye] karıştığına dair herhangi bir kanıt görmedim. Eğer karışmışsa bu tabii ki farklı bir durum. Ama Türkiye ile bizim ilişkilerimiz gergin. Ve DEAŞ'ı Irak ve Suriye'den çıkartmaya çalıştıkça daha da zorlu bir hal alacak.” ANKARA'NIN ŞÜPHESİ Murat Yetkin önceki günkü yazısında, Alman istihbaratının Fetullah Gülen ile işbirliği içinde çalıştığından Ankara'nın şüphe ettiğini yazmıştı. Diyordu ki: “Ankara Alman istihbaratının Fethullah Gülen'in dünya çapında kurduğu ağı resmen kullanmaya başladığından, o ağla 'organik ilişki' içinde 'korumaya aldığından' hatta 'vesayetine aldığından' kuşkulanıyor.”

TÜRK ÇOCUKLARINA AKIL ALMAZ SORULAR

Ankara'nın şüphelerinde haklı olduğunu görmemek için kör olmak lazım. İş, ZDF ve ARD'de yayınlanan çocuk programlarına kadar düşürülüp, çizgi karakterlerle sürdürülen kara propaganda yöntemiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine ama FETÖ ve PKK'nın lehine metinler yazdırılmaya kadar götürüldüyse, durum cidden vahim demektir. 'Logo' adlı programlar arası için hazırlanan birkaç dakikalık kuşak yayınlarında sunucular Türk çocuklarıyla parkta buluşup Türkiye Cumhurbaşkanı hakkında ileri geri konuşup, sonra da çocuklara soru soruyorlarmış.

TAM KADRO HALİNDE SAHAYA İNİYORLAR
Almanya ve ABD'nin yetkili istihbaratçılarının açıklamalarından memnuniyet duyan ve bu türden haberleri sosyal medyada göğsü kabarırcasına, göstere göstere alıntılayan ecnebi aydınlarımız nezdinde, 15 Temmuz darbesinin, şehit düşen vatandaşlarımızın taşıdığı mananın manasını kendileri dahil bilmeyenimiz yok. Onları da aynı kabın içinde düşünerek söylemek lazım ki, hakikaten tam kadro halinde sahaya iniyorlar… Yurt içindeki güçlerinin faaliyet alanı kuşatma altına alınıp cendereye sıkıştırıldıklarından bu yana dünyada oksijen bulabildikleri her yerde aleyhimize çalıştıkları kesin.

“Türkiye'ye neden bu kadar çok yükleniliyor?” diye sorup birazcık düşünmek ve düşündürmek bile, Almanya, Hollanda ve ABD gibi ülkeler için bizim demokrasimize çok meraklı olup olmadıklarını ama asıl nelere meraklı olduklarını ayan beyan göstermek için yeterli değil midir? Çünkü'nün çünküsü: Türkiye'den umdukları menfaatler, FETÖ başta olmak üzere hepsi için akim kalmıştır.

UYGULMAYA DEVAM

Kamu Diplomasisi'nin işi giderek zorlaşsa da iletişim kanallarını tahkim ederek, çoğaltarak kendimizi ifade etmeye devam edeceğiz demektir. Merkel'in dünkü “Türk liderlerin Nazi kıyaslamaları son bulmalı” diyen açıklaması, sert diplomasi ataklarının sürdüğü bu dönemde, dünyanın beşten büyük olduğuna inananların acı acı gülümsemesine neden olmuştur. Çünkü bu açıklamalar, referandum için Almanya'da yapılacak etkinliklerin yasaklanabileceği tehdidini de beraberinde getirmiştir. Kısacası 'Nazi uygulaması' lafına kızıp, 'uygulamaya devam' diyorlar.