CEP TELEFONU KORKUSU!
Ali Eyce yazdı...
Sosyal medya hesapları üzerinden yeni bir akım başladı, ‘Hesabım çalındı, lütfen gelen mesajları dikkate almayın’
Peki, almayalım da, sen hesabının çalındığı ana kadar, neyi dikkate alarak davrandın.
Sana gelen ‘Telif haklarıyla ilgili ihlal yaptığınız tespit edilmiştir, hesabınıza aşağıda linkten yeniden giriş yapmadığınız takdirde hesabını kapatılacaktır’ mesajından korkarak, gönderilen linkten hesabınıza giriş yapmaya çalışırken, karşı tarafa kaptırdığınız şifreniz ve doğal olarak hesabınızın dikkatini niye bize yüklüyorsunuz?
Şu sosyal medya hesaplarından ve cep telefonundan korkularımız o kadar çok ki, anlatmaya ömür yetmez, anlatabileni de akıl hastanesine kaldırırlar.
O küçük cep telefonuna o kadar çok güveniyoruz ki, bir parkam izi, iki şifresi var diye, her şeyi cep telefonuna kayıt ediyor, cep telefonu kayıtlarında tutuyoruz.
Sonra, hesap kapatılırsa, çalınırsa, cep telefonum başkasının eline geçerse diye korku dolu panikler yaşıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde, bir dostum arabama bindi.
Nasıl oldu bilemiyorum, cep telefonunu arabanın içinde unutmuş.
Ben de yazım işlerinin yoğunluğundan, aklım karışmasın diye cep telefonumdan bir süre uzak durdum.
Ben diyeyim, bin kere, siz deyin bin bir kere telefonu unutan, telefonumu aramış.
Ben diyeyim, yüz kere, siz deyin yüz bir kere her türlü ortamdan ‘telefonum sende mi?’ içerikli mesajlar göndermiş.
Bin iki kere aradığında telefonunu açtım, heyecanı, korkusu sesine de yansıyordu.
‘Cep telefonumu senin arabada unutmuş olabilir miyim, bir bakar mısın?’ dedi.
Arabaya bakmaya gittiğimde cep telefonunu koltuğun yanına düşürdüğünü fark ettim. Muhtemelen cebine koyarken, koyamamış ve içine düşmüş.
Aldım eline cep telefonunu, bir sürü aramada kaydını da orada gördüm.
Kimler aramış, kimler?
Kimler neler yazmış, kimler?
Düşündüm, telefonu elimle aynı yerine yeniden koydum.
Elime geçtiğini, baktığımı düşünmesini istedim.
Zaten yeterince korkusu, paniği var, bir de bu panik ve korkunun bilen, görün, okuyan kişi olarak yeni öznesi ben olmayayım diye.
Telefonunu arabada olduğunu söyledim, geldi ve düşürdüğü yeri gösterdim, oradan aldı.
Cep telefonunu elime dahi almadığımı düşünmesini istedim.
Yüzündeki korku ve panik, telefonunu eline alınca direk bana yansımıştı çünkü.
Biraz düşündüğümüzde, kolay olan hayatı zorlaştıran aslında bizleriz.
Teknolojiye o kadar bağımlı hale gelmişiz ki, artık neşemiz de onun içinde, korkumuz da onun içinde.
Gizli, saklı, kötü, art niyetli, yalanlı, dolanlı bütün yaptıklarımız kayıt altında, cep telefonunun içinde.
O yüzdendir ki hayattaki en büyük korkumuz Cep Telefonumuz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.